Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde adlarına eğitim ve öğretim borcu olarak tahakkuk ettirilen 103.031,33 YTL.nin 80.285,50 YTL.sinden asıl borçlunun sorumlu olmadığının, kefilin ise 15.062,88 YTL.sinden sorumlu olup kalan kısımdan sorumlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece asıl borçlu açısından davanın kabulüne, kefil ... açısından ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 04.02.2009 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olmadığının ve tahakkuk ettirilen prim borcu ve faizleri nedeniyle kuruma borçlu olmadığının, 4/a sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 24/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Tarihi : 30.04.2014 Dava, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olmadığının ve prim borcu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı taraf imza inkarında bulunmakla, davacıya ait emsal imza örnekleri toplanmış ve senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti açısından, dosya grafolog uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, grafolog bilirkişi ... tarafından sunulan 22/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: "...inceleme konusu 04/08/2017 düzenleme tarihli 04/09/2017 ödeme günlü alacaklısı ... borçlusu ... olarak görünen 35.000,00-TL'lik senet aslındaki borçlu imzasının,davacı şahsın gerçek imzası model alınarak atılmaya çalışıldığı ve ...'nun eli ürünü olmadığına..."dair rapor tanzim edilmiş olmakla, raporun denetime uygun olduğu anlaşılmıştır....

          Uyuşmazlık konusu olayda her ne kadar dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan ecrimisil ihbarnamelerine karşı bir dava açılmamış olsa da ortada yargı denetiminden geçmeden kesinleşmiş ihbarnamelerin olması, alacağın da kesinleştiği manasına gelmeyip mahkemece davacının iddialarının yukarıda anılan mevzuatta yer alan "borcum yoktur" kapsamında değerlendirilip işin esasına girilmesi ve davacının bu miktarda borcu olup olmadığının araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu yolda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ödeme emrine konu ecrimisil alacağının usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir alacak olduğu ve asıl borçlu şirketten tahsil imkanının kalmadığının idarece ortaya konulduğu gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına ilişkin istinaf isteminin reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE, 2…. Bölge İdare Mahkemesi ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 1790 parsel sayılı taşınmazda çay fabrikası olduğunu, taşınmazın dere kenarında olması nedeniyle ... tarafından yapılan bilgilendirme üzerine taşınmazın etrafına duvar ördüklerini ancak daha sonradan davalının kendisine haksız olarak ecrimisil ihbarnamesi gönderildiğini, ecrimisil borcu olmadığını ileri sürerek işlemin kaldırılmasını istemiştir. Davalı, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da davacıya ait fabrika binasının hazine arazisine 156,35 m2’lik taşkınlığı olduğunu bu nedenle beş yıllık dönem için ecrimisil hesaplandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yargı yolu yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

              Şöyle ki; 1-Mahkemece mahallinde usulüne uygun şekilde oluşturulacak bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılarak; set yapılması nedeniyle suyun yükselmesi neticesinde taşınmazın hangi aylarda su altında kalabileceği ve sular altında kalmasının devamlı nitelikte olup olmadığının araştırılması, devamlı nitelikte olup taşınmazın maliki tarafından kullanımı engelleniyorsa, kapsadığı alan belirlenerek değerinin tespiti ile bedeline hükmedilmesi, söz konusu set, taşınmazı belli dönemlerde su altında kalmasına neden oluyorsa, yer bedeline değil, bu nedenle uğranılan zarara hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi, 2-Tapu kaydında davacının hissesi üzerinde yer alan ipoteğin kamulaştırma bedeline yansıtılmaması, Doğru görülmemiştir....

                Şöyle ki; 1-Mahkemece mahallinde usulüne uygun şekilde oluşturulacak bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılarak; set yapılması nedeniyle suyun yükselmesi neticesinde taşınmazın hangi aylarda su altında kalabileceği ve sular altında kalmasının devamlı nitelikte olup olmadığının araştırılması, devamlı nitelikte olup taşınmazın maliki tarafından kullanımı engelleniyorsa, kapsadığı alan belirlenerek değerinin tespiti ile bedeline hükmedilmesi, söz konusu set, taşınmazı belli dönemlerde su altında kalmasına neden oluyorsa, yer bedeline değil, bu nedenle uğranılan zarara hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi, 2-Tapu kaydında davacının hissesi üzerinde yer alan ipoteğin kamulaştırma bedeline yansıtılmaması, Doğru görülmemiştir....

                  K A R A R Davacı, davalı tarafından aleyhine yapılan icra takibinin usulsüz tebliğ ile kesinleştiğini, durumu evine haciz gelmesi ile öğrendiğini, haciz baskısı altında vergiler dahil toplam 20.670,00 TL ödediğini, ardından usulsüz tebliğ nedeni ile takibe itiraz süresinin başlangıcının öğrenme tarihi olarak belirlenmesi için icra mahkemsine başvurduğunu, talebinin kabul edilerek icranın durduğunu belirterek takip konusu yapılan 63.573,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile cebri icra baskısı altında ödediği 20.673,00 TL'nın 14.01.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                    Hükme esas alınan bilirkişi raporları ecrimisil hesaplama yöntemi ve uyuşmazlık konusu aile çay bahçesi ve yazlık yemekhanenin yeri konusunda denetime elverişli değildir....

                      UYAP Entegrasyonu