Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 2001 ile 2003 yılları arasındaki işlemlerinin ve satış vaadi ile ilgili olarak usulsüzlük yapıldığını, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu uyarınca dava konusu taşınmaz bakımından söz konusu olduğunu, bu taşınmazların itiraz edilmesi, paylarının üçüncü şahıslara satılması, devredilmesi ve rehnedilmesinin mümkün olmadığını, iddia edilen satış vaadi sözleşmesinin bu bağlamda mevzuata ve içtihatlara aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, itirazları ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Dava konusu taşınmasın krokisi ile tapu kayıtları, satış vaadi sözleşmelerinin suretleri, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.10.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, davalıların müşterek murisi ...'in maliki bulunduğu 189 parsel sayılı taşınmazdaki 2/200 hissesi ile 190 parsel sayılı taşınmazdaki 2/200 hissesinin tamamını .../... Noterliğinin 04.04.1996 tarih ve ...yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile 200.000.000 TL bedel karşılığında satmayı vaat ve taahhüt ettiğini, ...'...

    Davacı ile davalı arasında yapılan 17.7.2000 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, taraflarını bağlayan hukuken geçerli bir sözleşmedir.Taraflar lehine hak ve yükümlülükler doğurur. Ne var ki davalı sözleşmeye konu taşınmazı 3.10.2005 tarihinde 3.kişiye satmıştır. Bu tarih itibariyle akdin ifası davalı yönünden imkansız hale gelmiştir....

      Katta yer alan 19 No.lu bağımsız bölümün tapu kaydının davalının 1/4 tapu payı yönünden iptali ile davacı ... adına tapu kütüğüne kayıt ve tesciline karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri 1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının taşınmazın tamamını taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devretmeyi vaad ettiğini, bu nedenle davalıya ait ¼ payın yanı sıra, davalının çocukları adına kayıtlı ¾ pay yönünden de davanın kabul edilmesi gerektiğini, satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte davalının elinde bulunan tapu senedine göre davalının taşınmazda tam malik olduğunu ve davacının bu hususta iyi niyetli olduğunu, davacının taşınmazın tamamının bedelini ödediğini ve halihazırda dava konusu bağımsız bölümde ikamet ettiğini beyanla hükmün bozulmasını talep etmiştir. 2....

        Yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca genellikle tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda umulan hukuki ilişki ve fiili durum şeklinde tarif edilen her beyanın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterebilme olanağı yoktur. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyanda” bulunulabilmesi için ya Türk Medeni Kanununda bir hüküm olması veya özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmesi, yahut Tapu Sicil Tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekir. Somut olaya gelince; dosyada bulunan 29.03.2015 tarihli davaya konu 649 ada 504 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki beyanlar hanesinde “DAVALIDIR. 12/10/1994 Y:6033 (MAHKEME BİTENE KADAR SATILAMAZ)” şerhi bulunmaktadır. Adapazarı Belediyesi Encümeninin 05.10.1994 tarihli yazılarından taşınmazın Adapazarı Belediyesi’ne bırakıldığı anlaşılmıştır....

          Somut olay bakımından ise davacı ile diğer davalı firma arasında yazılı bir taşınmaz satış vaadi akdedilmiş ise de tapu siciline şerh edilmediğinden dolayı davalı Banka'nın davacı ile diğer davalı arasında bir satış vaadi sözleşmesi imzalandığını bilmesi imkan dahilinde olması mümkün görünmemektedir. Banka, kaydında satış vaadi sözleşmesi şerhi olmayan bir taşınmazı ipotek almakla kazanımı MK’nun 1023. maddesi uyarınca korunmaktadır. Satış vaadi sözleşmesi akitleri arasında hüküm doğuracaktır. Taşınmazın kendisine satılması vaat edilmiş olan kişinin sözleşmenin satış vaadi sözleşmesine riayet etmeyen borçlu tarafına karşı ileri sürebileceği tek talep ise sözleşmeye aykırılık yüzünden uğramış olduğu zararın tazmin edilmesini istemek şeklindeki şahsi hak olacaktır....

            Noterliği 13/02/1987 tarihli 4121 yevmiye nolu yapmış oluduğu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereği dava konusu taşınmazdaki davalıların adına kayıtlı tapu hisselerinin iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline, tapu iptali ve tescil yönündeki talepleri uygun görülmez ise davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki davalıların hisselerinin rayiç bedelleri tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte rayiç bedel belli olmadığı takdirde satış bedelinin satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihinden itibaren yasal fazili ile birlikte günümüz değerine güncellenerek ve değiştirilerek davalılardan hisseleri oranında alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

            Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, sözleşme içeriğinde taşınmaz bedelinin bir kısmının nakden ödendiği sabittir. Dolayısıyla taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurları ihtiva ettiği ve geçerli olduğu noktasında bir tereddüt yoktur....

            Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olayda, İzmir 21.Noterliği' nin 05.11.2008 tarih 30330 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinde ifanın talep edilebilmesi ileride gerçekleşecek “kat mülkiyeti kurulması” şartına bağlanmıştır. Satış vaadi sözleşmesindeki taliki şart gerçekleşmeden davacı ferağa icbar talebinde bulunamayacağından İzmir 21....

              amacıyla tapu kütüğüne şerh edildiğini, ancak, tapu kütüğündeki satış vaadi sözleşmesinin şerh süresi 5 yıl ile sınırlı olduğundan Tapu Müdürlüğünde 22.06.2006 tarih ve 13729 yevmiyeli işlemle, satış sözleşmesi şerhi tapudan terkin edildiğini, bunun üzerine davacı müvekkili Burak Hürbaş ile dava dışı T1 arasında Bodrum 5....

              UYAP Entegrasyonu