Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine dosyada yer alan krokiden satış vaadine konu bölümün 2956 sayılı parselin yeşil ile çerçevelenen bölüm olduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu yerin mülkiyetinin adına tescilini, aynı taşınmaz kapsamında kalan dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılan bölümünün de kamulaştırma bedelinin davalılardan tahsilini istemektedir. Burada öncelikle, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin şekli üzerinde durulması gerekmektedir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alır. Anılan hükmün 1. fıkrasında “bir akdin ileride inşa edilmesine dair yapılan mukavele mutemeber” denilmiş, dolayısıyla asıl akdi (taşınmaz satış aktini) ileride yapmak üzere ön sözleşme yapılmasına kanun olanak sağlamıştır. Hiç kuşkusuz ileride yapılacak asıl akit (taşınmaz satış akti) bir şekle bağlanmışsa Borçlar Kanununun 22. maddesinde ifade edildiği üzere ön sözleşmenin de (taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin) o şekle uyularak yapılması zorunludur....

    (Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY Dava, 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; 08.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... dava konusu 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını .....'e satmayı vaat etmiştir. 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını bu defa .....'e satmayı vaat etmiştir. 11.10.1993 tarihinde, vaat alacaklısı ..... olan 23.08.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmiştir. 04.03.1994 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile, ... 12 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinden 8001/18288 payını ...'a satmayı vaat etmiştir. 22.08.1994 tarihli "düzenleme şeklinde temlikname" ile temlik eden ....., 08.04.1993 tarihli ve ...... yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tüm hak ve alacaklarını, temlik alan ...'...

      Davacı; davalı T4 diğer davalı T2 ile tapuda kayıtlı 60.000 m2.lik taşınmaz için satış vaadi sözleşmesi imzaladığını,davalı T2'nun da sözkonusu sözleşmeye konu taşınmazın 10.000 m2.lik kısmı içen kendisi ile noterde düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi akdettiğini,ancak sözleşmeye konu taşınmazın sonradan kesinleşen Kadastro Mahkemesinin kararı ile hazine adına tespit ve tescil gördüğünü,böylece ifanın imkasız hale geldiğini ileri sürerek sözleşmeye konu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerine karşılık şimdilik 50.000- tl.tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

      hükmen tescil talebinde bulunabileceğini, satış vaadi sözleşmesinin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılması nedeniyle geçerli olduğunu, sözleşmenin ifa olanağının bulunduğunu gerekçe olarak belirtip davanın kabulüne yönelik karar verilmiştir....

      tarafından karşılıklı olarak imza altına alınan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ek protokolü gereği avans olarak alınan miktarın harcanıp harcanmadığı veya ne şekilde harcandığı hususlarının davacı tarafından ispat edilmesinin gerekli olup olmadığına bağlı bulunduğundan, davacı murisince, …, … Mah., …Mevkii, … Pafta, … Ada, … Parsel sayılı gayrimenkulün, "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" gereği, yüklenici firma olan … Sağlık Merkezi Ltd....

        DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece davalıların hissesinin elbirliği mülkiyetine tabi olması, elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağı bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Noterliği'nin 23.01.2002 tarihli düzenleme şeklinde satış sözleşmesine istinaden öncelikle, mirasçılardan ...’in satış vaadi sözleşmesine aykırı olarak ......

          Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

            Noterliğinde 11.12.2017 tarihli ve ... yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin sözleşme hükümleri kapsamında, ödeme planına uygun bir şekilde gerekli ödemeleri davalıya yaptığını, ancak davalının müvekkili şirkete taşınmazların devrini gerçekleştirilmediğini, bunun üzerine müvekkil tarafından davalıya keşide edilen 04.02.2019 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı olarak tek taraflı olarak feshedildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin alıcının satış vaadi sözleşmesinden dönme hakkının düzenlendiği sözleşmenin 14....

              bu yana müvekkili tarafından dairenin demirbaş aidatlarını ödediğini, müvekkilinin sözleşme kapsamında üstlenmiş olduğu yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve müteadditi defalar şifahen tapunun devrini talep etmesine karşın davalılardan--------dava konusu bağımsız bölümün tapu devir ve tescil işlemlerini gerçekleştirmediğini, Bunun gönderilen ihtarnamelerle keşide edilerek taraflar arasında akdedilen 10.03.2011 tarihli satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin ifa edilmesi talep edildiğini, aksi takdirde müvekkilinin uğradığı maddi manevi zararların tazmini ve dava konusu bağımsız bölümün müvekkilimiz adına tescili için yasal yollara başvurulacağı ihtaren bildirildiğini, davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin şartlarının gereği gibi yerine getirilmediğinden söz konusu taraflar davalık olmuşduklarını, söz konusu davanın halen derdest olduğunu, davalılardan ----- dava konusu taşınmaz satış vaadi sözleşmesine istinaden tasarruf yetkisini kullanan ve dava konusu...

                UYAP Entegrasyonu