İcra Dairesine yazı yazılarak iflasın açıldığı 23/06/2016 tarihe kadar işleyen faizler ve takip masraflarının, 5.936,06-TL asıl alacağa eklenerek (tahsil harcı bu hesaplama dışında bırakılarak) kapak hesabı yapılıp Mahkememize gönderilmesi istenmiş, kapak hesabının gelmesi üzerine ek rapor tanzimi için dosya bilirkişiye verilmiştir. 10/02/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 23.06.2016 Tarih.... Sayılı dosyası kapsamında iflasına karar verildiği görülmüştür....
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosya içerisine; ... İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı dosyası getirtilmiş, sözleşme dosyaya sunulmuştur. Dava; taşıma hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır. ... İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafça borçlu davalı aleyhinde 18.110,30.-TL alacaktan dolayı ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle icra dairesinin yetkisine ve borcun tamamına itiraz edilerek takibin durdurulduğu ve yasal 1 yıllık süresi içerisinde de eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının, taraflar arasında varlığı ihtilafsız olan taşıma hizmet sözleşmesinin 9.maddesinde bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde ......
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda icra takibine başlandıktan sonra yapılan ödemelerin icra dosyasındaki kapak hesabına göre saptanacak borçtan düşülmesi gerekirken, davacı hakkında icra takibi yokmuş gibi doğrudan senet üzerindeki yazılı miktardan tenzili suretiyle hesaplama yapılması isabetli değildir. Öte yandan davalı vekili, bilirkişi raporuna gerekçelerini de belirterek itiraz etmiş olup, bu itirazlar hakkında yeni veya ek rapor alınmadan ve bu itirazları karşılamaya yönelik olarak hükmün gerekçesinde açıklama yapılmadan gerekli ayrıntı ve incelemeyi içermeyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması da doğru değildir. Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde konusunda uzman bir bilirkişi aracılığı ile davalı itirazlarını karşılayacak ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/327 esas 2014/623 karar sayılı ilamı ile itirazın iptali davası açıldığı,mahkemece itirazın 50.000 TL ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verildiği,kararın Yargıtay onamasından geçerek 06.02.2018 tarihinde kesinleştiği,borçlu yanca dosya kapak hesabında belirtilen miktarın ödendiği, borçlunun ipoteğin fekki için alacaklıya muhtıra gönderilmesini istediği,bu hususta alacaklıya muhtıra gönderildiği, alacaklının 01.09.2020 tarihli beyanı ile dosya kapak hesabının yeniden yapılmasını istediği,müdürlüğün daha önce bu hususta 13.07.2020 tarihinde hesaplama yapıldığı, borcun tamamen ödendiği gerekçesi ile talebi reddettiği,borçlunun icra müdürlüğünden ipoteğin ve 150/c şerhinin kaldırılmasını istediği müdürlüğün talebin 150/c şerhinin kaldırılmasınına ilişkin kısmını kabul ettiği,yargılama sırasında mahkemenin müdürlükten kapak hesabı yapılmasını istediği, müdürlüğün 17.06.2021 tarihli hesabı ile dosya borcunun tamamen ifa edildiğinin belirtildiği görülmüştür....
Taraflar arasındaki maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ile dosya hesabına ilişkin şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ve kısmen reddine, haczedilmezlik şikayetinin reddine, dosya hesabına yönelik şikayetin kabulü ile, takip dosyasındaki 18.10.2021 tarihli bakiye borç muhtırasının 6.050 TL'lik kısmının iptaline, şikayetçi borçlunun 89.320,84 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kısmen kabulü ve kısmen reddi ile haczedilmezlik şikayetinin reddine, dosya hesabına yönelik şikayetin kabulü ile 29.11.2018 tarihli itibariyle kapak hesabında bakiye borç miktarının 28.605,29 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesi dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; 08/12/2020 tarihli bilirkişi raporuna itibarla tashih edilmiş şekli ile davanın kabulüne İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2019/31616 esas sayılı dosyasında 17/08/2020 tarihli kapak hesabının bilirkişi raporu doğrultusunda iptali ile dosya borcunun 537,72.-USD asıl alacak ve 1,99 USD işlemiş faiz alacağı olarak düzeltilmesine karar vermiştir....
Karar sayılı ilamı dayanak yapılmak suretiyle; 545,00-TL asıl alacak (İlam vekalet ücreti) ve 8,47-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam, 553,47-TL alacağın tahsili için ilamlı icra takibi (4-5 örnek) yapıldığı, davacı yanca 05/03/2020 tarihinde 1.257,32 TL ödenmek suretiyle takip dosya borcunun ödendiği ve icra müdürlüğü tarafından da, dosya kapsamında konulan kaydi hacizlerin fekkine karar verildiği anlaşıldı. Yine dosyamız mündericatında sureti yer alan, ... İBAN'a Para Transferi (EFT) başlıklı Dekont örneği incelendiğinde de; davacı şirket vekili Av. ... tarafından, davalı ... A.Ş. Hesabına, 15/05/2019 tarihinde, "LDR Vekalet Ödemesi-... İcra Esas No" "Açıklamalı" 1.080,72 TL gönderildiği anlaşıldı. Ve yine dosyamız mündericatında yer alan, .... İcra Müdürlüğünün ......
Davalı şirketin sicil dosyası örneği dosya arasına alınarak, İİK'nun 166.maddesindeki usulle ilanlar yapılmıştır.İflas müdürlüğünden takibin kesinleşip kesinleşmediği sorularak duruşma tarihi itibariyle kapak hesabı istenmiş, düzenlenen kapak hesabına göre kesinleşen alacak tutarının 245.663,04TL olduğu tespit edilmiş, ayrıntıları 10/05/2023 tarihli duruşma zaptında ve davetiyenin üzerinde dökümü yapılan depo tutarını yatırması için davalı şirkete davetiyenin TK'nun 35.maddesine tebliğ edildiği ve İİK. nun 158/2 maddesi uyarınca 7 günlük kesin süre verildiği halde verilen kesin süre içerisinde depo emrinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır....
İlk derece mahkemesi; alacağın satış sözleşmesinden kaynaklandığı, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresinin dolmadığı, borçlunun belirli bir kapak hesabına itiraz etmediğinden bilirkişi incelemesi yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, davacılar vekili karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili 29.09.2022 tarihli dilekçe ile davadan ve istinaftan feragat ettiğini bildirmiştir. HMK'nın 310. maddesine göre; feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK'nın 349. maddesinde "(1) Taraflar, ilamın kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez. (2) Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur." düzenlemesi yer almaktadır....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, davalı kiracıya örnek 13 nolu ihtarlı ödeme emrinin 18/08/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalının takipte talep edilen alacağın sadece 17.435,55 TL'lik kısmını kabul edip, fazlaya ilişkin miktara itiraz etmiş olmasına, bilahare itiraz edilmeyen bu miktarın dosya kapak hesabına göre icra giderleri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere toplam 20.436,00 TL olarak 17/09/2021 tarihinde elektronik ortamda icra dosyasına ödenmiş olmasına, HMK'nun 445/4 maddesinin açık hükmüne göre yapılan ödemelerin mesai saatinden sonraya denk gelmesinin ödemenin 30 günlük ihtar süresinin son günü olan 17/09/2021 tarihinde yapıldığı gerçeğini değiştirmeyeceğine, davalının temerrütünün söz konusu olmamasına, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar...