Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.09.2012 tarih 2011/603 Esas ve 2012/1103 Karar sayılı hükmün sanık ... müdafii tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 15.04.2013 tarih, 2013/4615 Esas ve 2013/10745 Karar sayılı ilamının sonunda yer alan sanık adının ''...'' yerine ''...,'' olarak yazılması sebebiyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.07.2013 tarih ve 2013/193946 sayılı yazısı ile kararda sanık adına yönelik bu maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulması üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü: T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.07.2013 tarih ve 2013/193946 sayılı maddi hata düzeltme istemi yerinde görülmüş olduğundan Dairemizin 15.04.2013 tarih, 2013/4615 Esas ve 2013/10745 Karar sayılı ilamının sonunda yer alan sanık adının ''...'' olarak düzeltilmesi ile diğer kısımların aynen bırakılmasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
Asliye Ceza Mahkemesince verilen 15.02.2008 tarih 2008/40 Esas ve 2008/ 134 Karar sayılı hükmün sanık ... müdafii ve sanık ... tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 18.02.2012 tarih, 2011/31538 Esas ve 2013/3312 Karar sayılı ilamının sonunda karar tarihi olarak 18.02.2013 yerine 18.02.2012 yazılması sebebiyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.04.2013 tarih ve 2013/117894 sayılı yazısı ile kararda tarihe yönelik bu maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulması üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü: TÜRK MİLLETİ ADINA Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.04.2013 tarih ve 2013/117894 sayılı maddi hata düzeltme istemi yerinde görülmüş olduğundan Dairemizin 18.02.2012 tarih, 2011/31538 Esas ve 2013/3312 Karar sayılı ilamın sonunda yer alan karar tarihinin 18.02.2013 olarak düzeltilmesi ile diğer kısımların aynen bırakılmasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı idare vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 02.03.2017 gün ve KD 2015/278319 sayılı maddi hatanın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin 2015/26999 Esas ve 2017/477 Karar sayılı ilamın tarih ve sonuç kısmının eksik kaldığının anlaşılması karşısında, “çocuğun kazanılmış hakkının gözetilmesine 16.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi” cümlesinin yazılması suretiyle maddi hatanın düzeltilmesine ilamın diğer yönlerinin aynen korunmasına, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece toplanan diğer deliller de bunu doğrulamış olmasına rağmen gerekçeli kararda tapu malikinin ... adının ... ... olarak düzeltilmesi hüküm altına alınmıştır. Davacının istemine, nüfus kaydına, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına aykırı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kararın açıklanan sebeple bozulması gerektiği bu defa yapılan inceleme- de anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme istemi kabul edilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onamaya ilişkin Dairemizin 10.7.2006 tarih 2006/6691-8176 sayılı ilamının KALDIRILARAK, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 7.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemi üzerine, kararın suça sürüklenen çocuk lehine bozulması nedeniyle CMK'nın 330/1. maddesi uyarınca dosyanın Yargıtay'a gidiş dönüş masrafının suça sürüklenen çocuğa yüklenemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında yargılama giderlerine ilişkin bölümdeki “toplam yargılama gideri olan 22.00 TL'nin çıkartılmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/07/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ceza Mahkemesinin anılan kararı yönünden kanun yararına bozma talebi incelenmesine rağmen sehven mahkeme esas numarasının yanlış yazıldığı anlaşılmakla, ilamın ilk paragrafında ve sonuç kısmında bulunan "2015/1180" ibarelerinin, "2015/1170" olarak değiştirilmesi hususunda gereğinin takdiri ve yerine getirilmesi," hususunda yazım hatasının düzeltilmesi talebinde bulunulması üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü: Sonuç ve Karar: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 15/10/2020 tarih ve KD - 2020/20937 sayılı maddi hatanın düzeltilmesi istemi yerinde görülmüş olduğundan talebin KABULÜ ile Dairemizin 07/09/2020 tarih, 2020/1237 esas ve 2020/9267 karar sayılı kararının ilk paragrafında, ikinci ve son sayfanın başında ve sonuç kısmında bulunan "2015/1180" ibarelerinin çıkarılarak yerine "2015/1170” ibarelerinin eklenmesine, diğer kısımların aynen bırakılmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık müdafiinin, beraat eden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekçesiyle hükmü temyiz etmiş olması karşısında, vekalet ücreti tayini istemi ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 1136 sayılı Kanunun 168. maddesi ile hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 16.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda doğum tarihi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacının tapuda adına kayıtlı olan 42 sayılı parselde yanlış yazılan isminin ve doğum tarihinin düzeltilmesi istemi ile açılmış ancak davacı yargılama sırasında tapu kaydında yazılı olan isminin nüfus kaydına uygun olduğu anlaşılması nedeniyle isim düzeltilmesi talebinden vazgeçmiş yalnızca doğum tarihinin düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir....
Ayrıca dava konusu olay yürütülmekte olan soruşturmayı değiştirecek nitelikte de olmadığından nüfus kaydının düzeltilmesi istemi yanlış yazılım nedeni ile hukukları etkilenecek olan kişilere aittir. Bunlar, diğer vatandaşlar gibi harç vb. yükümlülüklerini yerine getirerek böyle bir davayı gerek gördükleri takdirde her zaman açabilirler. Mahkemece açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak ...'ın anne ve baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istemine yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir....