WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanunun 6/B maddesine göre devre tatil sözleşmeleri, en az üç yıl süre için yapılan ve bu süre zarfında yıl içinde, belirli veya belirlenebilecek ve bir haftadan az olmayacak bir dönem için bir veya daha fazla sayıdaki taşınmazın kullanım hakkının devri ya da devri taahhüdünü içeren ve bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunlu, yazılı sözleşme ya da sözleşmeler grubudur. 13.06.2003 tarih 25137 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin amaç başlıklı birinci maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı, taşınmazların, yılın belirli bir dönemine ilişkin kullanım hakkının devrine ya da devri taahhüdüne ilişkin sözleşmelere uygulanacak usul ve esasları düzenlemektir”, 5/g maddesinde de sözleşmenin süresi ve sözleşme konusu hakkın kullanılabileceği dönemin sözleşmede açıkça gösterilmesi gerektiği hükümleri getirilmiştir....

    Devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri ilk defa 7.11.2013 tarihli 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unda ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan ve 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK ile Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde genel olarak devre tatil sözleşmesi düzenlenmiş, ayni hakka dayalı sözleşmeler devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet veya hisseli gayrimenkul sözleşmesi olarak, şahsi hakka dayalı sözleşmeler ise, devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilmiştir. Nitekim ......

      Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir....

      Ayrıca tatil amaçlı taşınmaz mal satışları da bu yasa kapsamında olup, yerindeliğin ve koşullarının tüketici mahkemesinde tartışılarak değerlendirilmesi gerekir. Taraflar arasındaki devre tatil satış sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ödeme dekontu ve sözleşme sureti de dosya kapsamında mevcuttur. Dava konusu taşınmaza ilişkin tapu dava tarihinden önce 10.08.2017 tarihinde davacıya verildiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamına göre davalı her ne kadar taşınmazın tescilini davacıya vermiş ise de taşınmazın fiilen kullanımı için davacıya teslim ettiğini ispatlayamadığı ve bu şekilde edimlerini yerine getirmediği, davacının dava konusu yapılan taşınmaz bakımından tatil hakkını kullanmadığı nazara alındığında devre mülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluştuğu kabul edilerek sözleşmenin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....

      Tatil bedeli ile kalan 16 yıl için 17.760 TL. Maddi tazminatın ve 5.000 TL. Manevi tazminatın reoskont faizi ile ödetilmesini istemişlerdir. Davalı ..., tesisin diğer davalı tarafından kira sözleşmesine istinaden işletildiğini, bilahere üst hakkının devralındığını, kendilerinin sorumluluğu kalmadığını, kaldı ki devre tatil sözleşmesini dava dışı ... şirketi namına imzaladıkları için kendilerine husumet düşmeyeceğini savunmuş, diğer davalı ...AŞ devre tatil sözleşmesinin tarafı olmadıklarını,daha önce kira sözleşmesine istinaden devre tatil hakkını kullandırdığını,üst hakkını devralarak burada tesisi inşaa ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, sözleşmenin iptali ile, davacının yararlanamadığı 2004 yılı devre tatil bedeli 1.110 TL.nin dava tarihinden 17.760 TL....

        Taraflar arasında düzenlenen 23.10.2011 tarihli devre tatil sözleşmesinin 9.A.2.maddesinde belirtilen cayma süresinden sonra sözleşmenin feshi halinde % 25 kesinti yapılacağına ilişkin sözleşme hükmü yukarıda yapılan açıklamalar ışığında haksız şart niteliğindedir.Kaldıki davacı henüz devre tatil hakkını kullanmadığından,tecrübe ve muayene şartı gerçekleşmediğinden cayma süresi geçmemiştir.Bu nedenle davacı taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre mülk sözleşmesinin imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre mülk sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi 2013/3265-184425 imzaladığını savunmuştur. Taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi ile davacıya üyelik hakkının tapu devrinin taahhüt edildiği ve kullanımının tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup geçersizdir....

            Taraflar arasında devre satış sözleşmesi imzalamakla birlikte, devre tatil hakkı kullanım tarihinden itibaren yani tecrübe ve muayane tarihinden itibaren cayma süresinin başlayacağının kabulü gerekir. Eldeki davada davacı tatil hakkını kullanmadığına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 31.5.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi. (Muhalif) MUHALEFET ŞERHİ Mahkemece taraflar arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinin kapıda satış sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacının tatil hakkını kullanmamış olduğu bu nedenle cayma hakkını kullanabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 4077 sayılı yasanın 8. maddesinde düzenlenen satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardandır....

              Tatil Sitesinde E bölgesinde bulunan 159 kapı nolu evin 5 nolu devresine ilişkin devre tatil hakkına sahip olduğunu, davalı tarafından gönderilen 14.2.2005 tarihli yazı ile, yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye 11.557.000 TL. tutarında harcama yapıldığını, bu miktarın yenileme katkı payı adı altında devre sahiplerinin hisselerine düşen tutarlarda ödemeleri gerektiğinin bildirildiğini, oysa ki sözleşmenin 10.maddesinin c fıkrası gereğince, devre sahipleri olarak ödemekle yükümlü oldukları miktarın, işletme servis bedellerinden ibaret olduğunu, davalının bu servis bedellerini de keyfi olarak fahiş belirlediğini, kapasite artırma ve ek gelir sağlamayı amaçlayan otel, havuz gibi harcamaların devre sahiplerinden talep edilemeyeceğini, bu talebin 4077 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerine ve hakkaniyet ilkelerine de aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı tarafça yenileme katkı payı adı altında talep edilen bedelden sorumlu olmadığının tespitiyle bu konuda yaratılan muarazanın men’ine...

                K A R A R Davacı,Kuşadasında tatilde iken davalı firma elemanlarınca davalıya ait tesislere götürülüp tanıtım toplantısı yapıldığını ve örnek daire gezdirildiğini ve aralarında 22.8.2003, tarihli 99 yıl süreli, kullanım başlangıcının 22.8.2003 tarihli olarak 10.3000 Euro bedelli devre tatil sözleşmesinin imzalandığını,31.7.2004-7.8.2004 tarihleri arasında tatil hakkını kullandığını ancak gezdirilen daire yerine daha düşük vasıflı dairede kaldığını,tesise üye kazandırmak için tüketici ailelerin tesisde gezdirilmesi sonucu oluşan kalabalık nedeniyle tatil yapamadığını,vaad edilen koşulların tesiste bulunmadığını bu hususta yanıltılarak sözleşme imzalandığını,9.8.2004 tarihli ihtarla cayma hakkını kullandığını ancak senetlerin iade edilmediğini bildirerek ,sözleşmenin feshini, senetlerinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu