Alınan hesap bilirkişisi raporuna göre, davacının harici satış nedeniyle davalı tarafa ödediği 300.000 TL dava tarihi itibariyle ulaştığı alım gücü değeri 509.322,59 TL olduğu tespit edilmiş olup, bu bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerektiği sonucuna varılarak tapu iptal ve tescile ilişkin talebin reddine, alacağı ilişkin talebin ise kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davacı taşınmazın güncel değerinin ödenmesini talep etmiş ve buna göre 650.000 TL üzerinden harç yatırmış ise de talebi, yukarıda belirtilen Yargıtay İBK kararları uyarınca taşınmazın güncel karşılığının istenemeyeceğinden, ayrıca davacının da dava dilekçesindeki terditli talebinin denkleştirici adalet ilkesine göre bedel iadesi olduğundan taleple bağlı kalınması gerektiğinden reddedilmiştir....
Mahkememizce hukukçu hesap bilirkişisi Hilmi Erkin Sevin'den alınan 15/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda, 11.03.2015 tarihinde 165.000,00 TL davacı T2 tarafından ödendiğinin mahkememiz tarafından kabulü durumunda ödemenin, denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihindeki güncel değerinin 448.390,99 TL olduğu, 13.10.2015 tarihinde - 100.000,00 TL davacı T1 tarafından ödendiğinin mahkememiz tarafından kabulü durumunda ödemenin, denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihindeki güncel değerinin 250.298,45 TL olduğu, 13.10.2015 tarihinde - 50.000,00 TL davacı T3 tarafından ödendiğinin mahkememiz tarafından kabulü durumunda ödemenin, denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihindeki güncel değerinin 125.149,22 TL olduğu, 06.04.2018 tarihinde- 35.000,00 TL davacı T4 tarafından ödendiğinin mahkememiz tarafından kabulü durumunda ödemenin, denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihindeki güncel değerinin 61.116,50 TL olduğu belirtilmiştir. 12/04/2022 tarihli celsede, her ne kadar sözlü...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah. sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmelerin iptali, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 4. Tüketici ve ... 4....
Bu durumda, mahkemece, davalı tarafından tapunun davacıya devredildiği anlaşıldığından yapı kullanma izin belgesi ile kullanıma ilişkin iskan ruhsatının olup olmadığı, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı ve devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca, mahkemece, söz konusu devre mülk satış sözleşmesinin feshi koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde, davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden tapusu iade edilecek taşınmazın ... İlinde yer aldığının da gözetilmesi gerekir....
Dava dosyasının incelemesinde; davacının terditli talepte bulunduğu ve mahkemece bedel iadesine ilişkin talebinin kabul görülerek karar verildiği anlaşılmakla birlikte davada kabul edilen talep bakımından reddedilen bir bedel olmamasına rağmen yanlış gerekçe ile “Ecri misil ve cezai şart talebi mahkememizce yerinde görülmeyen tapu iptali ve tescili talebine ek olarak istenilmiş, güncel değerin ödenmesi talebinde ise ayrıca istenilmemişse de, ecri misil ve cezai şart talebinin tapu iptali ve tescili talebinden bağımsız, sözleşmeye dayalı bir alacak istemi olduğu, sözleşme geçersiz olduğundan, ecri misil ve cezai şart bedeli ödeneceğine dair hükümlerin de geçersiz olduğu, dolayısı ile davacının bu bedelleri talep etmesi yasal olmadığından, ecri misil ve cezai şart talebi isteminin reddine” karar verildiği belirterek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Davacı tarafından 10.000,00 TL'nin davacı tarafından davalıya ödendiğinin ispatlanamaması halinde peşin ödenen 6.500,00 TL yönünden ödenen ( protokol) tarihi esas alınarak, bakiye 10.000,00 TL'nin davalıya ödendiğinin ispatlanması halinde ise 6.500,00 TL yönünden 04.06.2001 ödeme tarihi, 10.000,00 Tl yönünden ise mahkemece belirlenecek ödeme tarihi esas alınarak denkleştirici adalet ilkesine göre uzman bilirkişi marifetiyle Yargıtay denetimine uygun elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
Davacı tarafın işletilmesini talep ettiği faizin zamanını dava tarihinden itibaren ve 12.350,00 TL alacağı olduğunu kabul ettiğini beyan etmiş olup buna göre her ne kadar taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de, taşınmazın tapusunun verilmesi ile geçersiz olan sözleşme geçerlilik kazanmış ise de davalının kabul beyanı olduğu bu itibarla sözleşmenin geçersizliği , borçlu olunmadığının tespiti ve taşınmaz devrine ilişkin hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı davacının ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan güncel değerinin davalıdan tahsilinin Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2020/6990- 5283 E.K sayılı benzer olaya ilişkin ilamına göre usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilmiştir. TBK'nın 117. maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer....
Mahkemece, Davanın KABULÜNE, taraflar arasında imzalanan 05/12/2010 tarihli ve 8789 sayılı sözleşmenin iptaline, 10.900,00 TL nin 13/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı, 06.11.2014 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshi ile ödediği 10.900,00 TL bedelin 30 gün içerisinde iadesini istemiş ve söz konusu ihtarname davalıya 13.11.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda davalı tebliğden itibaren işleyecek 30 gün sonunda mütemerrit olur....
Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) 27.12.2022 Tarihli ve 2022/194 Esas, 2022/169 Karar Sayılı Kararı Eldeki dosyanın taşınmaz aynına ilişkin olmadığı, bu sebeple kesin yetkinin de söz konusu olmayacağı, cevap dilekçesinde yetkili mahkemenin Mudurnu Mahkemesinin yetkili olarak gösterilmediği, yetki sözleşmesinin de kanunda sayılan kişiler arasında yapılmadığı için geçersiz olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, devremülk sözleşmenin iptali, sözleşme karşılığında müvekkilce ödenen bedellerin hakkaniyet ve denkleştirici adalet ilkesi gereği güncel değeri hesaplanarak faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; denkleştirici adalet ilkesine göre tazminat hesabı yapılırken sadece; altın, dolar, memur maaş artışı, Tüfe değeri olmak üzere dört değer esas alınmıştır. Raporda dikkate alınan etkenler, denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapılması için yeterli olmayıp, rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir....