İcra Müdürlüğünün 2014/10896 sayılı takip dosyasına konu yapılan 20.06.2012 tarihli toplam 36 adet bonoların İPTALİNE, 400,00 TL peşinatın davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, devremülk satış sözleşmesinin iptali, sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Somut olayda; taraflar arasındaki 17.02.1997 tarihli adi yazılı sözleşme ile Beçin beldesinde bulunan 1673 parselde kayıtlı hisseli taşınmazın 572 m2 kısmını davacının 1.000 TL bedelle satın aldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafından ödenen bedelin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca ifanın imkansız hale geldiği dava tarihindeki ulaştığı değer hesaplanırken, satış bedeli yanında arsa vergi bedelleri de hesaplamaya dahil edilmiş ve ekonomik etkenlerin tamamı yerine bir bölümü esas alınmıştır. Rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir....
Kural olarak, 10.07.1940 tarih ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme ve 07.06.1939 tarih 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler. Bilindiği üzere geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Ülkemizde yaşanan ve uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyreden enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali , borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 2. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ) ve ... 3....
tapu kaydına tedbir konulmasını, taşınmazın tamamlanmış vaziyette ve takyidatlardan ari bir şekilde tapusunun iptali müvekkili adına tesciline ve teslimini, bu mümkün olmadığı takdirde, ödenen 142.455,00 TL bedelin denleştirici adalet prensibi gereğince dava tarihine kadar güncellenmesini ve ortaya çıkan bedelin avans faizi ile beraber davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemeleri'nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. ... 7. Tüketici Mahkemesi’nce, davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu, taşınmazın bulunduğu ......
Dava, miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel tazmini isteğine ilişkindir. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Geçersiz satışa konu olan bedelin tahsiline yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacılar vekili, vekil edenlerinin dava konusu taşınmazda miras payının devri sözleşmeleri ile hisse satın aldıklarını, taşınmazın değerinin tespit edilerek vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiş ise de; geçersiz sözleşme nedeniyle sözleşmede belirlenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gereklidir. 10.07.1940 tarih 1939/2 Esas ve 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre “Haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından...
Davacının iptal edilen payı belirlendikten sonra; davacının ödediği bedelin iptal edilen paya düşen kısmı Yargıtay, mahkeme ve taraf denetimine açık şekilde hesaplanmalıdır. Davacının iptal edilen kısım için 08.05.2001 tapu devri tarihinde ödediği bedelin davacının talebiyle bağlı kalındığında dava tarihi itibariyle ulaştığı değerinin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanması gerekir. Mahkemece, iptal edilen kısım için ödenen bedelin dava tarihinde karşılık gelen ve denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı değer hesaplanırken tüfe, banka mevduat faizi, cumhuriyet altını, külçe altın, asgari ücret ve dolar bazında ortalamaları alınarak karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında aldırılan 17.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda 8.922,87 TL ve yine 05.03.2013 tarihli ek raporda ise 5.876,71 TL hesaplanmış, ancak mahkemece neye göre hesaplandığı belirli olmayan ve denetlenemeyen 6.344,80 TL'ye hükmedilmiştir. O halde tüfe/üfe artışlarının.......
K A R A R Davacı, davalı şirketten 07.06.2015 tarihli sözleşme ile devre mülk satın aldığını, satış bedeli olarak 15.000,00 TL ödediğini, sözleşme konusu taşınmazın inşasının sözleşmede belirtilen tarihler içerisinde tamamlanmadığını, 21.10.2015 tarihinde sözleşmeden caymak istediğini davalıya bildirdiğini, ancak herhangi bir cevap alamadığını belirterek 07.06.2015 tarihli devre mülk sözleşmesinin iptali ile ödenen 15.000,00 TL'nin avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, Davanın KABULÜ ile 07/06/2015 tarih ... sayılı ... Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin feshine, sözleşme bedeli olarak ödenen 15.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir....
Ülkemizde yaşanan ve uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyreden enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı göz ardı edilmemelidir. Davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. Bugüne kadarki Yargıtay uygulaması gözetildiğinde, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE – ÜFE endekslerindeki artışlar ile altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar dikkate alınıp denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak, dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin (miktarın) hüküm altına alınması esası benimsenmiştir....