Tüketici Mahkemesi, 2016/1950 E. 2017/1210 K. 24.05.2017 T.) davacıya sözleşmeye konu tapunun devri gerçekleştirildiğine göre, müstakar Yargıtay kararlarına göre davaya konu sözleşme de geçerli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunu, sözleşme geçerli olduğuna göre şartları oluşmayan surette Tapu Müdürlüğünde yapılan devre ilişkin cayma hakkı kullanılamayacağını, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Devre Tatil Yönetmeliği yeniden değiştiğini, değişikliklere kadarki tüm uygulamalara ve tecrübelere nazaran yasa koyucu ısrarla ve yine gerek kanunda, gerekse yönetmelikte, cayma hakkı süresinin sözleşme tarihinden itibaren başlayacağını düzenlendiğini, davacının haksız ve kötüniyetli iddialarına karşılık Devre tatil ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmeleri Yönetmeliği 10....
KARAR Davacılar, murislerinin dava dışı ... ile 7.9.1993 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince 31.12.2020 tarihine kadar ......
İlçesi, ... mevkiinde bulunan 911 ve 1139 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ... tatil sitesinde 126, 345 ve 126 kapı nolu evlerin devre tatil hakkına sahip olduğunu, 14.2.2005 tarihli yazı ile davalının yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye harcamalar yaptığını ve bundan devre tatil hakkı sahiplerinin paylarına düşen kısmın ödenmesini istediğini, sözleşmeye göre devre tatil hakkı sahiplerinden devre tatil servis bedeli istenebileceğini, davalının belirlediği devre servis bedelini de ödediklerini, kapasite artırma ve ek gelir sağlamayı amaçlayan otel, havuz gibi harcamaların kendilerinden istenemeyeceğini, bunun 4077 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerine, hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu bildirip, davalıya yenileme katkı payı adı altında ödeme yapılmaması gerektiğinin tespitiyle yaratılan muarazanın menine ve borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki devre tatil sözleşmesinin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile imzaladığı devre tatil sözleşmesi gereğince davalıya ait Side Tatil Köyü'nde 12. ve 13. dönem devre tatil sahibi olduğunu, kendisinden yenileme katkı payı adı altında bedel talep edildiğini, tüketici aleyhine olan bu şartın sonradan sözleşmeye eklenmek istendiğini ve haksız şart niteliği taşıdığını belirterek yenileme katkı payı altında talep edilen bedelden sorumlu tutulamayacağının tespitine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında 13. döneme ilişkin isteklerinden feragat etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 18/04/2000 tarihli “Devre mülk satış sözleşmesi”nin düzenlendiği sözleşme uyarınca (Sözleşmenin 13. maddesi) bedeli ödenmesine karşın bir çok kez yapılan uyarılara rağmen kullanma ve tasarruf hakkının geçişini sağlayacak olan “devre mülk tapusu”nun alınmadığı gibi, bedelin ve tapu işlemleri için verilen masrafların iade edilmemesi nedeniyle takip yapıldığı, takibe itiraz edilmesi sonucu görülmekte olan davanın açıldığı, 18/04/2000 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 671 nolu “devre mülk satış sözleşmesi”nin düzenlendiği sözleşme uyarınca (Sözleşmenin 13. maddesi) bedeli ödenmesine karşın bir çok kez yapılan uyarılara rağmen kullanma ve tasarruf hakkının geçişini sağlayacak olan “devre mülk tapusu”nun alınmadığı, edimin yerine gelmemesi nedeniyle takip yapıldığı, takibe itiraz edilmesi sonucu görülmekte olan davanın açıldığı, 23.07.2003 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının, devre tatilleri ticaret amacıyla aldığına ilişkin dosyada herhangi bir belge ve delil olmayıp, sadece devre tatil adedinin fazla olmasının uyuşmazlığı ticari dava haline getirmeyeceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunun 3. maddesinde, "Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir." düzenlemesi getirilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen harici devre mülk sözleşmesinin iptali, davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerin tahsiline karar verilmesi isteminden ibarettir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasına 06.10.2013 tarihli 10713 nolu devre mülk satış vaadi sözleşmesinin sözleşmesinin imzalandığı söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır....
, müvekkilinin devre tatil konusunda yanılgıya uğradığını anladığını, sözleşmeden caymak istediğini, İnegöl 3....
Davacı davanın devre tatil sözleşmesi niteliğinde olduğunu savunarak süresinde cayma hakkını kullandığını ileri sürmekte davalı ise sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceğini bu nedenle de cayma hakkı bulunmadığını savunmaktadır. Mahkemece her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçede belirttiği hususlar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Zira, taraflar arasındaki sözleşmenin, 6502 sayılı Tüketici Kanunu’nun 50. maddesinin 3. fıkrası ve 14/01/2015 tarih ve 29236 sayılı Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 12. ve 13. maddeleri kapsamında kalan uzun süreli hizmet tatil sözleşmesi olarak değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir....