Dosya kapsamından, taraflar arasında adî yazılı şekilde günlü devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “Konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ödenen 2400 dolar karşılığı 3.995 TL.nin davalıdan tahsiline, taraflar arasındaki devre tatil sözleşmesinin feshine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davaya konu 21.7.2006 tarihli devre tatil sözleşmesi davalı şirket ile davacı ... ve dava dışı ... arasında imzalanmıştır. O halde devretatil hakkı sahibi olarak sözleşmeye göre, davacının yanında dava dışı ... de görülmektedir. Davalı şirket de, dava dışı ...'in şirkete hitaben yazdığı " devre tatil sözleşmesinin feshini istemiyorum, tatil hakkını kullanmak istiyorum " şeklindeki 2.10.2009 tarihli dilekçesini ibraz etmiştir....
O halde mahkemece, sözleşmeye konu devre tatil alanı için yapı kullanma izninin bulunup bulunmadığı, kullanıma hazır olup olmadığı, tesisin sözleşme şartlarını taşıyıp taşımadığı hususları gerektiğinde Belediye ve ilgili kurumlardan ayrıntılı şekilde sorulup araştırıp, davacının yapı kullanma izninin bulunmadığı tesiste tatil hakkını kullanma ve sözleşmeyi ayakta tutma zorunluluğunun bulunmadığı gözetilerek, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, davacının bu yöndeki iddiaları üzerinde durularak, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. Bent gereğince davacının davalı Geo şirketi yönünden temyiz itirazlarının reddine, 2. Bent gereğince temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 29.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “Konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı, Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Turizm Otel İşl.İnş.San.Tic.A.Ş’nin 1999-2003 tarihleri arasında bakım ve onarım bedellerini tahsil ederek tatil yapma hakkını sağladığını,2004 yılında ise devre tatil imkanı vermediğini, tatil köyüne sokmadığını, bu nedenle Jandarma ve adli mercilere başvurduğunu, tutanak tutulduğunu, olay nedeniyle üzüntü ve sıkıntı çektiklerini ileri sürerek tatil köyünde yılın 38 ve 39.haftalarında 84 nolu stüdyo dairesinde koşulları yerine getirerek tatil yapabilmesi konusunda kişisel hakkı olduğunun açıklanması ve bu hususun tapuya yazılması, davalıların 2004 yılında tatil köyüne gidildiği halde hakkının kullanılmasına engel olunması şeklindeki vaki müdahalenin önlenmesi, uğranılan 1.100 YTL maddi, 4.000 YTL manevi olmak üzere toplam 5.100 YTL tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden yasal faizi ile birlikte davalılardan dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir....
Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği'nin 7. Maddesinde belirtilen sözleşmelerin kurulmasından itibaren on dört gün içinde davacının cayma hakkını kullanmadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu deliller birlikte değerlendirildiğinde sözleşmenin feshine ilişkin haklı sebep olmamakla birlikte; 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 15/3. maddesi gereğince davalı tarafından devremülke konu taşınmazın zilyetliğinin devri ispatlanamadığından sözleşmenin iptali yerindedir....
Haftası için kazanılmış olan devre tatil haklarının hükmen tespiti suretiyle devre tatil haklarının belirtilen dönemlere kadar aynı şartlarla kullandırılmaya devam ettirilmesine ve muarazının giderilmesine, davalılarca kullandırılmayan 2004, 2005, 2006 yılı 1 hafta ve 2007 yılı devre tatil hakları için şimdilik 2000 TL. Maddi tazminatın zarar tarihinden itibaren avans faizi ile ödetilmesini istemişler, ıslah dilekçesi ile de , maddi tazminat taleplerini artırarak, 8.633 TL.nin ödetilmesini istemişlerdir. Davalı ...Ş, tesisin diğer davalı tarafından kira sözleşmesine istinaden işletildiğini, bilahere üst hakkının devralındığını, kendilerinin sorumluluğu kalmadığını,kaldı 2011/1562-6380 ki devre tatil sözleşmesini dava dışı EDT şirketi namına imzaladıkları için kendilerine husumet düşmeyeceğini savunmuş, diğer davalı......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.01.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 14.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece davada Tüketici Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, devre tatil sözleşmesi olmadığını, sözleşmede cayma hakkının bulunmadığını, satıcı olarak yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, tapu devrinin yapıldığını, taşınmazın tamamlanıp faaliyetine başladığını, kararın ortadan kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin geçersizliğinin ve, borçlu olmadığının tespiti ve 17.115,00 TL' nin tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesin de, Kuşadası Otel İşletmeleri Turizm İnş. Tic....
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile aralarında 16-23 Temmuz tarihleri arası dönemde kullanılmak üzere 13/06/2013 tarihli 12.000-TL bedelli devre tatil sözleşmesi ile 1-15 Temmuz tarihleri arası dönemde kullanılmak üzere 13/06/2013 tarihli 30.000-TL bedelli devre mülk sözleşmesi yapıldığını, her iki sözleşme bedelinin de sözleşmenin akdedildiği tarihte peşin olarak davalıya ödendiğini, aradan iki yıl geçmesine rağmen davalının tatil kullandırmadığı gibi herhangi bir devre mülk tapusunu...