CAYMA HAKKIDEVRE TATİL SÖZLEŞMESİKAPIDAN SATIŞ 4077 S. TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN [ Madde 8 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 21.06.2007 tarihinde 6950 EURO bedel ile devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, tatil hakkını kullanabilmesi için bir davetiye gönderilmediğini, tarafına tatil hakkını kullanmak üzere yer teslimi yapılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini, bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu, ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile yapılan ödemelerin iadesine karar verilmesini istemiştir....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının devre tatil hakkını kullanmak için müvekkiline başvurmadığını ve devre tatil sözleşmesinin yüklediği edimleri yerine getirmediğini, sözleşmenin 5.8.maddesine göre bakım bedelini ödemeyen davacının odayı kullanma veya tazminat talep etme hakkı olmadığını, Yargıtay 13.H.D.'...
Davacı taraf, davalı ile imzaladıkları devre tatil sözleşmesine konu olan tesisin yapı kullanma izin belgesinin olmadığını, davalının yer ve anahtar teslimi yapmadığını, fatura kesmediğini ileri sürerek, ödenen 9.200 Euro'nun faizi ile birlikte davalıdan tahsili için eldeki davayı açmış, davalı davanın reddini dilemiş, mahkmece; cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, kaldı ki dava konusu yere yapı ruhsatı verildiği ve yapıların bitirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacıya devre tatil sözleşmesi ile kullanımı vaad edilen bölümün gerek bilirkişi incelemesi gerekse Kuşadası Belediyesi tarafından yapılan yazışma cevaplarına göre dava tarihinde ve halen yapı kullanım izin belgelerinin (iskan) ilgili belediye tarafından verilmediği sabittir. Böylelikle dava tarihi itibariyle davacıya kullanımına hazır usulüne uygun bir bağımsız bölümün teslim edilmediği açık ve belirgin bulunmaktadır....
KARAR Davacı şirket, kendilerine ait tesislerden yararlanması için davalı ile devre tatil sözleşmesi aktedildiğini, devre tatil tesisinin işletmeye açılmasından bu yana geçen zaman içinde tesiste oluşan yıpranmalar nedeniyle tesislerde yenileştirme ve iyileştirme çalışmaları yapıp yeni ilaveler yaptıklarını bu nedenle devre tatil hakkının değerinde bir artış meydana geldiğini ve bu artışın davalının mal varlığında sebepsiz zenginleşme oluşturduğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 621,00 YTL’sinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın değeri itibariyle öncelikle Tüketici Sorunları Hakem heyetine başvuruda bulunulması gerekli iken doğrudan mahkemeye dava açılamayacağı ve dava açabilme şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Somut uyuşmazlıkta, davacı 4 yıl önce davalı şirketten devre mülk satın aldığını, davalıların bu satın aldığı devre mülkü satabileceklerini söylemesi üzerine davalılarla tekrar yaptığı toplantı sonrası bu kez 01/11/2021 tarihinde 52.000,00 TL ödeyerek yeni bir sözleşme imzaladığını, sözleşmeye konu yerde tatil hakkını kullanmadığını davalının edimlerini yerine getirmediğinden sözleşmenin iptali ile sözleşme için ödediği 52.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini istemiştir. Dava devre tatil satışından kaynaklanmaktadır. Devre tatil sözleşmeleri T.B.K.nun 26. maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan ve tanımı 6502 sayılı kanunda düzenlenen sözleşmelerdir.Uyuşmazlığın niteliği itibarıyla taraflar arasında 6502 Sayılı Kanunun 3/c maddesinde tatil amaçlı taşınmaz malların da yasa kapsamında düzenlenmesine göre uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemeleri görevlidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, devre mülk satış sözleşmesi kapsamında verilen bonolar nedeni ile başlatılan icra takibine karşı açılmış menfi tespit davasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, devre mülk satış sözleşmesi kapsamında verilen bonolar nedeni ile başlatılan icra takibine karşı açılmış menfi tespit davasıdır....
Davacı, davalı ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmeden caydığını belirtmek suretiyle yapılan ödemelerin iadesi ile ödenmeyen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş; davalı, davacının üyeliğinden kaynaklanan 2012 yılı kullanım hakkını kiraladığını ve bu kiralama bedeli olan 800 Euro’nun davacıya imzası karşılığında nakden ödendiğini, artık davacının sözleşmeden caymasının iyiniyet kaideleri ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiş; mahkeme ise, satın alınan tatil hakkının tecrübe- muayene edilmemiş olması nedeniyle cayma hakkının olduğunu benimsemiş ve davalının devre tatil hakkının davacı tarafından kiralandığı yönündeki iddiasına, 10 yıl süreli sözleşmede toplam bedelin 3500 Euro olması, yıllık bedelin ise 350 Euroya eşit olacağı dikkate alındığında devre tatil hakkını her yıl kiraya verecek olan tüketicinin 10 yılda 8000 Euro elde edeceği, 3500 Euro sözleşme bedeli düşüldüğünde 4500 Euro net...
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, 6502 sayılı yasaya tabi sözleşmesi ve devre-mülk satış sözleşmelerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....
hakkının miras yolu ile varislere intikal ettiği ve şirketin murislerle aynı şartlarda sözleşme yapmak zorunda olup, sözleşmede yer alan yararlanma sürelerinin uzun olduğu, bazen kullanıma sunulan iktisadin kıymetin ömrünü de aştığı, davacının esas ticari faaliyetinin devre tatil organizasyon ve işletmeciliği oluşturduğu, devre tatil pazarlaması işinin bu açıdan ticari bir teslim olup, işin devre tatil hakkının satışı olduğu ve kurumlar vergisi ile gelir vergisi yönünden vergiyi doğuran olay, satış anında meydana geldiğinden satış bedelinin ne zaman tahsil edildiğinin vergiyi doğuran olay açısından önemi bulunmadığı, devre tatil alıcılarının devre tatil ünitelerinden uzun yıllar yararlanacak olmasının önceden tahsil edilen satış bedelinin ileriki yıllarda yapılacak bir hizmet karşılığı olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafından, devre tatil satışlarının maliyetinin inceleme elemanınca değerlendirilmediği iddia edilmekte ise de, esasen devre tatil satış maliyeti, tatil köyünün genel...