KARAR Davacı,hediye tatil verileceği söylenerek ... Otelde yapılan tanıtıma katıldığını,devre tatil satın alma düşüncesi olmadığı halde davalı ile Ilgaz ... Resort için 10.2.2009 tarihli sözleşme ile 2048 yılına kadar kullanmak üzere devre tatil satın aldığını ancak basında duyduğu dolandırıcılık haberleri üzerine ayrıca aidatlara da zam yapılması nedeniyle cayma hakkını 9.1.2012 tarihinde kullandığını ayrıca devre tatil hakkını kullanmadığını bildirerek sözleşmenin iptali ile 14.000 TL satış bedeli ile 450 Dolar aidat bedelinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, sözleşmenin davalı tarafından benimsendiğini, davacıya cayma belgesinin verildiğini süresinde cayma hakkını kullanmadığını ayrıca sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmenin davalı tarafından benimsendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle devre tatil sözleşmelerinin hukuki mahiyetine kısaca değinilmesinde fayda vardır. Dünya turizm sektöründe “Timeshare” olarak adlandırılan ve son yıllarda önemli bir yükseliş göstererek turizm sektörünün ulusal ve uluslararası seviyede dinamik bir alanını oluşturan “devreli tatil sistemleri” ülkemizde daha çok, sıkı koşullara (şekil, taşınmazın niteliği vb.) bağlı, sahibine aynî hak sağlayan “devre mülk sözleşmeleri” ve devre mülk sözleşmelerine göre daha kolay hayata geçirilen ve fakat yalnızca şahsi hak doğuran “devre tatil sözleşmeleri” şeklinde uygulanmaktadır....
KARAR Davacı, davalı ile 06/12/2015 tarih 19.800 TL bedelli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, sözleşme bedeli için senetler imzaladığını, devre mülkün tapuda tesliminin yapılmadığını belirterek 06.12.2015 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı, duruşmada davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın KABULÜNE, Taraflar arasında tanzim olunan 06/12/2015 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline ve sözleşme nedeniyle verilen senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 06.12.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki devre tatil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... gelmiş, davalı adına gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ... ile arasında devre tatil sözleşmesi yapıldığını, daha sonra işletmenin davalı ... A.Ş’ye devredildiğini, davalı ......
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile eşi Kuşadasında tatil sırasında davalı şirket çalışanlarının çekilişle bedava tatil hakkı kazanma vaadini içeren daveti üzerine gittikleri konforlu ve ikarımlı bir ortamda yapılan tanıtım toplantısı neticesinde davalı ile devre tatil sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin imzası tüketicinin korunması hakkındaki kanun hükümlerinde düzenlenen kapıdan satış şeklinde gerçekliştiğini, sözleşmede devre tatil kullanım hakkı bedeli peşin 4.050,00 Euro olarak belirlendiğini, 39 senet alındığını, sözleşme bedelinin taksitle ödenmesi kararlaştırılmış iken davacı vazgeçme istediğini davalıya ilettiğini, davacı ihtar ile sözleşmeyi feshetttiğini sözleşmeye dayanak davalıya ödemiş olduğu 6.759,45 TL nin ihtarın tebliğinden itibaren reeskont faizi ile birlikte ödenmesini talep ettiğini, iş bu davada davalı ile davacı arasında kapıdan satış şeklinde imzalanmış olan 11/06/2005 tarihli devre tatil sözleşmesinde feshinin tespiti...
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın fiilen kullanılabilecek durumda olduğunu, kararlaştırılan dönemde davacıya tahsis edildiğini, davacının kendi gelir düzeyine göre bir tatil yapmış olduğunu ve bunun masraflarından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının dayandığı devre mülk sözleşmesinin adi yazılı olduğu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak devremülk hakkının tapu siciline tescilinin istenemeyeceği; yapılan tatil masraflarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de Kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesi ile satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....
KARAR Davacılar, davalı .... ile 23.12.1995 tarihinde 100 yıllık devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını, satış yapan şirketin hile ile ortadan kalktığını, tatil hakkının Mayıs ayında 3 hafta ile sınırlandırıldığını, 2012 yılından itibaren aidatların fahiş olarak artırıldığını belirterek sözleşmenin 2012 yılı başından itibaren feshedilerek 2012-2095 yılları arası için 4.399 USD'nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 23.12.1995 tarihli sözleşmenin feshine, 4.399,00 USD alacağa dava tarihinden itibaren TC Merkez Bankasınca 1 yıllık vadeli USD ye uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak hesaplanacak faziyle birlikte davalılar .... ve Ahmet Bayer'den tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, devre tatil sözleşmesinin feshinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davalı ... devre tatil sözleşmesini .... şirketi adına şirketi temsilen imzalamıştır....
Mahkemece, sözleşmenin tatil yapılacak tesislerde yapıldığı, davacının tesisi görmeden sözleşeme yapıldığını ileri süremeyeceği, cayma hakkından yararlanamayacağı, davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığı, tatil bedelinin büyük kısmını ödemek suretiyle sözleşmeyi benimsediği, ödeme planının ağırlığının fesih için gerekçe olamayacağı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Devre tatil sözleşmeleri BK'nın 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşme BK'nın da düzenlenen sözleşme tiplerinden olmayıp atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmelerin devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığından ( hizmet, kira, vekalet, satış gibi ) karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır....
Temyize konu davada mahkemece, gerekçeli kararın son paragrafında"....tüketicinin davalı tarafa ait tesislerde henüz devre tatil hakkını kullanmadığı ve yasal süresi içinde cayma hakkını kullanmış olduğu..." gerekçesine dayalı olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olduğu kabul edilip davanın kısmen kabulü denilmiştir. Oysa ki hüküm fıkrasının 1. bendinde "Taraflar arasında düzenlenen 20/12/2014 tarihli ve MİEM T1645 sayılı ... Devre Tatil Üyelik Sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine..." denilerek gerekçe ile karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu husus açıklanan yasal düzenlemeye göre HMK 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
K A R A R Davacı, tanıtım ve tatil vaadi ile götürüldüğü tesiste manevi baskı altında davalı ile 6.8.2009 tarihinde 99 yıllık devre tatil sözleşmesi imzaladığını, tatil hakkını hiç kullanmadığı gibi tatil yapacağı ünitenin sözleşmede farklı tatil sertifikasında farklı gösterildiğini bildirerek sözleşmenin iptali ile 5.350 Euronun dava tarihindeki karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....