Asıl dava yönünden istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesi neticesinde; Davacı-karşı davalı tüketici ile devre tatil sağlayıcısı konumundaki davalı-karşı davacı şirket arasında 12/04/1991 tarihinde Bolu ili, Merkez ilçe, Ömerler köyü İkisuarası Mevkiinde kain 1406 parsel sayılı taşınmaz üzerinde C bölgedeki 60 kapı numaralı ev için toplam 9.215.500 TL bedelle Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme konusu devre tatil bedelinin 1.375.000 TL'sinin peşin olarak ödendiği, kalan 7.837.500 TL sinin 30 ayda ödenmesinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 17. maddesinde öngörülen (99) yıllık devre tatil süresinin sona ermediği ve davalı şirket tarafından davacıya gönderilen ve dava dilekçesinde bahse konu 29/09/2015 tarihli davalı şirket yazısı ile davacı tüketiciden dava konusu tesisin bulunduğu tatil köyünden faydalanmaya devam edebilmeleri için devre kullanımlarına ilişkin olarak belirlenecek devre servis bedeli (DSB) ile Bolu 2....
Şti'nin Sağlayıcı olarak yer aldığı 14/05/2019 tarihli 4312000040 nolu "Emet Termal Resort & Spa Devre Tatil Üyelik Sözleşmesi" başlıklı devre tatil sözleşmesi imzalandığını, yani müvekkil ile davalıların imzalamış olduğu sözleşmede adi yazılı sözleşme niteliğinde olup, resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, davalılar sözleşmeye konu devre tatilin müvekkil tarafından incelenmesine, kullanılarak denenmesine engel olduklarını, dolayısıyla müvekkilinin tatil hakkını kullanma imkanı olmamış cayma hakkı için yasada öngörülen süre hiç başlamadığını, bu hususlar dikkate alındığında yasadan doğan cayma hakkı taraflarınca kullanılmakta olduğunu, davalılara yapılan ödemelerin taraflarına iadesini talep etmiştir....
Davacı, ...’de sokakta gezinirken, davalı şirket elemanlarınca firmanın tesislerine davet edildiğini, burada aldatıcı vaad ve taahhütler ile ve psikolojik baskı altında devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını, cayma hakkının da süresinde kullanılmadığını savunmuştur. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği...
nin bu oteldeki odaları haftalık devre tatil olarak pazarlama ve satış işi ile bunun organizasyonunu üstlendiği, satışa sunulan devre tatil haftalarının tanıtımı, pazarlaması ve satışının yapılması ile satış bedellerini... şirketine ulaştırmaya yetkili ve yükümlü kılındığı düzenlenmiştir. Davaya konu devre tatil sözleşmesinde davacı ile dava dışı ...'nin imzaları bulunmakla birlikte, sözleşmede mal sahibi olarak ....'nin, yetkili satıcı olarak da....'nin isimleri yazılıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan ... A.Ş.ile 30.11.1996 ve 28.04.1997 tarihli iki ayrı dönem için 30 yıl süreli devre tatil sözleşmesi imzaladığını, sözleşmedeki bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, taşınmazın davalılar arasında el değiştirdiğini,2004 yılında tatil hakkını kullandırmayacaklarını davalıların bildirdiğini, başka yerde tatil yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek sözleşme gereği sahip olduğu tatil hakkının hükmen tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 9857 YTL maddi, 5000 YTL manevi tazminatın davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir....
ile yapılan 17.8.1997 tarihli devre tatil sözleşmesi ile devre tatil satın aldığını, sözleşme ile kararlaştırılan bedel ödendiği halde davalının RCI değişim hakkını kullanamadığını, zaten davalının standardı sağlayamadığı için sistem dışı bırakıldığını, buna rağmen kendisinden aidat talep edildiğini bildirerek sözleşmenin feshi ile sözleşme bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... AŞ davaya cevap vermemiş,diğer davalı ... Limited Şirketi ise davacının tatil hakkını kullandığını, sözleşmenin feshinin istenemeyeceğini, kendisinin tatil sitesinin işletme hakkını 5.5.1999 tarihli devir protokolü ile devraldığını kendisine husumet düşmeyeceğini bildirerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın,... Limited Şirketi yönünden husumetten reddine,diğer davalı yönünden esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ......
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacı ile davalı arasında düzenlenen 99 yıllık intifa hakkı sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken aidat borcunun tahsili istemine ilişkindir. Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesince, 4077 sayılı Kanun hükümlerince yanlar arasında imzalanan ve devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilen sözleşmelerden kaynaklanan çekişmelerde görevin Tüketici Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ankara 6. Tüketici Mahkemesi ise, taraflar arasındaki sözleşmenin devre tatil sözleşmesi değil, intifa hakkı sözleşmesi olduğunu ve bu sözleşmenin de resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle 4077 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile tatil bedellerine ilişkin isteğin reddine, devre tatil sözleşmesinin feshine, sözleşme bedelinin denkleştirici adalete göre ulaştığı tazminattan 1.000 TL'nin dava, 13.458,84 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacının F bölgesi 199 kapı nolu 15.dönem için 19.9.1988 tarihinde imzaladığı devre tatil sözleşmesi ile sözleşme bedeli 4.620.000 TL'nin peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, sözleşmenin feshi ile dava tarihinden sözleşme sonuna kadar bakiye süreye karşılık gelen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı değer hesaplanırken tüfe, banka mevduat faizi, cumhuriyet altını, külçe altın, asgari ücret ve dolar bazında ortalamaları alınarak yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır....
A.Ş.’ne devredildiğini, 2004 yılında tatil hakkının engellenmiş olması nedeniyle daha önce açmış olduğu davada maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabul edilip kesinleştiğini, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında da tatil hakkının engellendiğini, ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 2005 ve 2007 yılları nedeniyle uğramış olduğu zararlar nedeniyle 2.000,00 YTL maddi, 1.000,00 YTL manevi tazminatın, birleştirilen dava ile de, 2006 yılına ilişkin olarak da 2.000,00 YTL maddi, 1000,00 YTL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, maddi tazminata ilişkin talebini daha sonra ıslahen 10.759,00 YTL'ye çıkarmıştır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan devre tatil sözleşmesi gereği davacının kendi beyanlarında da belirttiği üzere tesisten yararlandığı, sonraki yıllarda ailesinin tesisten yararlanıp tatilinin yaptığı, kendisinin Fethiye'ye taşındığından ve şu anda çalışmadığından bahisle devre tatil sözleşmesine konu hakkını satmak istediğini, kendisini bir danışmanlık bürosuna yönlendirdikleri halde satışın gerçekleşmediğini beyan etmişse de tarafları arasında sözleşme özgürlüğü kapsamında bahse konu devre tatil sözleşmesinin imzalandığı, davacı yanın kendisinin de kabulünde olduğu gibi, karşı yanın kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği halde öznel sebeplerinden ötürü sözleşmenin feshi ile ödediği bir kısım paranın iadesini talep ettiği görülmekle davacının cayma hakkını süresinden çok sonra ve koşulları oluşmadan talep ettiği, davacının talebinin iyi niyet kuralları ile de bağdaşmadığı, subjektif sebeplerle ve süresinden sonra yapılan talebin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın...