Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin feshi, ödenen bedelin iadesi ve davalıya borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı, kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaat ve taahhütler sonucu yanılarak baskı altında devre tatil sözleşmesini imzaladığını, sözleşme bedelinin büyük kısmını ödediğini, cayma bildiriminde bulunduğunu belirterek, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalılar ise dolandırma, aldatma ve yanıltma kastının olmadığını, davacının kendi hür iradesiyle sözleşmeyi imzaladığını, cayma hakkının da süresinde kullanılmadığını savunmuştur. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış 2012/19749-29938 olup, davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu 26.10.2009 tarihli sözleşmenin...
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “Konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı, kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; Hisseli gayrimenkul ve devre tatil satışlarında hisse, sadece üyeleri, RCI olarak adlandırılan ve bünyesinde müvekkil şirket tarafından satışı yapılan iş bu dava konusu tesis niteliklerini haiz on binlerce tesis barındıran değişim sistemine dahil etmek ve bir hafta tatil kullandırıldığını, tatil haftası, hissenin verildiği odaya özgü olmadığını, davacı ile imzalanan sözleşmede yazılı hafta nitelik olarak belirlendiğini, kişi sayısı ve dönem olarak belirli olduğunu, fakat belli bir daire ya da blokta kullandırılacağına ilişkin bir taahhüt bulunmadığını, sözleşmede tatil yapılacak haftanın hangi dairede hangi blokta kullanılacağı yazmadığını, davacı tatilini ister ise apartın da ister ise RCI sistemine kayıtlı otellerde kullanabileceğini, müvekkil şirketin müşterisine bir hisse vermeyi ve sözleşmede yazılı nitelikte bir hafta tatil kullandırmayı taahhüt ettiğini, bu tatil apartlarda da olabilir, RCI sistemine kayıtlı otellerde de olabilir, üyenin...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin yalnızca davacı yönünden feshine, 1.200 Dolar karşılığı 2.181,40 TL nin davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının yerinde olmayan pasif husumet ehliyetine ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, devre tatil sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemidir....
AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 2004 yılında tatil hakkının kullandırılmadığını ve hiç bir açıklama yapılmadığını ileri sürerek, devre tatil haklarının hükmen tespiti suretiyle devre tatil haklarının belirtilen dönemlere kadar aynı şartlarla kullandırılmaya devam ettirilmesinin sağlanmasına , muarazının giderilmesine, fazla hakları saklı kalarak oluşan 4.000 TL. Maddi zararı ile 10.000 TL. Manevi tazminatın zarar tarihinden itibaren reoskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının dava konusu tesiste sözleşmede yazılı sürenin sonuna kadar anılan tatil köyünde devre tatil hakkının bulunduğunun ve bu tesisten yararlanabileceğinin kabulüne, 2004 yılı için 801,30 TL....
Tüketici Mahkemesi, 2016/1950 E. 2017/1210 K. 24.05.2017 T.) davacıya sözleşmeye konu tapunun devri gerçekleştirildiğine göre, müstakar Yargıtay kararlarına göre davaya konu sözleşme de geçerli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunu, sözleşme geçerli olduğuna göre şartları oluşmayan surette Tapu Müdürlüğünde yapılan devre ilişkin cayma hakkı kullanılamayacağını, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Devre Tatil Yönetmeliği yeniden değiştiğini, değişikliklere kadarki tüm uygulamalara ve tecrübelere nazaran yasa koyucu ısrarla ve yine gerek kanunda, gerekse yönetmelikte, cayma hakkı süresinin sözleşme tarihinden itibaren başlayacağını düzenlendiğini, davacının haksız ve kötüniyetli iddialarına karşılık Devre tatil ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmeleri Yönetmeliği 10....
Dava, devre tatil sözleşmesi kapsamında yerine getirilemeyen ifa nedeni ile ödenen bedel ile cezai şart istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 19.07.2012 tarihli hisseli Gayrimenkul satış sözleşmesi ve eki niteliğindeki 9.08.2012 tarihli Taahhütnamede, satışa ilişkin olarak firmanın bu gayrimenkulü 30.12.2013 tarihinde peşin satın alma değerinin % 30 fazlası ile geri almayı taahüt ettiği düzenlenmiştir. Buna göre, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde ödenmek üzere cezai şart vaadedilmiş olup davacı ya sözleşmenin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebilir....
KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 13.12.2009 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, tatil hakkının kullandırılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile yapılan ödemenin iadesi ve verilen senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, devre tatil sözleşmesinin feshine, ödenen 2.390 euronun faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, verilen senetlerin iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalı ... ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 03.10.2013 tarihli bozma ilamında “Davacı, dava dilekçesinde ... Pazarlama Ltd Şti ile ... ve ... Ltd.Şti'ni davalı olarak göstermiş, davalı olarak gösterilen ... adına ... Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde, "... " isminin tesisin işletme adı olduğunu, tüzel kişiliğinin bulunmadığını ve hasım olmadıklarını savunmuştur....