Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, tatilini geçirmekte olduğu bir sırada davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 27.8.2006 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını belirterek, sözleşmenin iptali ile, ... olduğu bedelin iadesi ve ödenmeyen senetlerin de iptali istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. 2008/6971-13584 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapıla tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi “...” olduğundan davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği...

    Devre Tatil Sözleşmesinin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle feshedildiğinin tespitine, davacının bu sözleşme nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 20.780,00 TL'nin 22/06/2015 ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 9.8.2006 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur....

      Turizm İşletmeleri AŞ. ile 9.5.1995 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince 31.12.2020 tarihine kadar ... Tatil Köyünde, her yılın 40. haftasında B 5 no’lu odada kalma ve tatil köyünün olanaklarından yararlanma hakkına sahip olduklarını, tatil köyünün sözleşme tarihinden sonra davalı ...Ş.’ne ve daha sonra da ... Örme San. ve Tic. A.Ş.’ne devredildiğini, davalıların devre tatil sistemini değiştirip herşey dahil sistemine geçerek , sözleşmede düzenlenmeyen fahiş ödentiler talep ettiğini, mutfaktan yararlanma şartlarının kaldırıldığını ve otelden yeme içme şartının dayatıldığını, 2004 yılından itibaren tatil haklarının bu şartlarda kullandırılmadığını ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak 2004-2008 yılları tatil hakkının kullandırılmaması nedeni ile uğradığı 15.000 TL....

        Mahkemece sözleşmenin feshi nedeniyle davacının ileriye yönelik kullanamayacağı yıllar için uzman bilirkişi tarafından devre tatil hakkının tanındığı tatil köyü ile aynı düzeyde başka bir tatil yerinde sözleşmede tanınan haklar çerçevesinde tatil yapmanın getireceği masraflar hesap edilerek bulunan miktarın ödetilmesine karar verilmişse de, tarafların sözleşme bedelini döviz üzerinden kararlaştırmış oldukları ve böylece ilerde olabilecek bir fesih durumunda Türk Lirasının enflasyonist etkenler nedeniyle değer kaybetme olasılığına karşı tedbir almayı hedefledikleri, nitekim sözleşmenin kurulduğu döviz cinsinden para biriminin sözleşme tarihinden bu yana Türk Lirası karşısında değer kazanmış olduğu da gözönüne alındığında, her bir sözleşme yönünden ayrı ayrı olmak üzere, devre tatil için ödenen tüm sözleşme bedelinin, sözleşme süresi içindeki tatil hakkının kullanılamadığı zamana isabet eden kısmı oranında tazminat miktarının belirlenmesi, olayın ve devre tatil sözleşmelerinin tipik özelliklerine...

          sürekli borç doğuran bir ilişki olup, devre tatil sözleşmesinin de niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğunu, 99 yıl süreli bir sözleşme olmasından ve bu 99 yıl boyunca müvekkili şirketin her bir devre sahibine, sözleşmeyle edindikleri yıllık devre tatil süresince tatil yerini kullanmaya, ondan yararlanmaya elverişli bir biçimde tutma yükümlülüğünden doğduğunu, her sözleşmenin ifa edilmek amacıyla akdedileceğini, ahde vefa ilkesi uyarınca da sözleşme kurulduktan sonra meydana gelen hal ve şartların, tarafların sözleşme ile üstlendikleri ifaları etkilemeyeceğini, ancak bu ilkenin istisnasız uygulanmasının mümkün olmadığını, bazı durumlarda ifa tamamen imkânsız olmamakla beraber, edimin ifası çok zorlaşmış ve sözleşme sonucu gerçekleşecek edimden çok daha ağır mali külfet getirecek bir hal almış olabileceğini, sözleşme kurulduktan sonra gerçekleşen değişikliklerin sözleşmenin bir tarafı için katlanılmaz durumda ise mağdur tarafın sözleşmenin uyarlanmasını talep...

          Davacı, tatilini geçirmekte olduğu bir sırada davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 20.8.2010 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını belirterek, sözleşmenin iptali ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davallar ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuşlardır. 2012/19270-29196 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapıla tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi “...” olduğundan davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar...

            A.Ş. ile 1.9.1995 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmesi gereğince 30 yıllık devre tatil hakkını ve RCI üyeliğini ... ......

              Devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri 6502 s.y.nın 50.m.sinde" (1) Devre tatil sözleşmesi, bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir. (2) Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması bu maddenin uygulanmasını engellemez....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki devre tatil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirket temsilcilerinin psikolojik baskısı ile 06.08.2011 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 200.00.TL peşin ödediğini bakiye için senet verdiğini sonradan sözleşmeden vazgeçtiğini bildirmesine rağmen davalının aleyhine icra takibinde bulunduğunu ileri sürerek sözleşme ve senetlerin iptali ile ödediği 200.00.TL' nın iadesine ve maaşına konan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                Devre tatil sözleşmelerinde; tesis işletmecisi ve yatırımcısı bu sözleşme ile tatilciye belli dönemlerde tesisten yararlanma, kullanma, konaklama, kiralama hakkını belli bir bedel karşılığı tanımakta, devre tatilci de, başlangıçta peşin yada kısa süreli taksitle sözleşme bedelini ödemekte ayrıca her yıl tesisin bakım ve işletme bedeli olarak da cüz'i bir bedel ödemektedir. Bu hali ile, devre tatil sisteminden yararlanmak üzere sözleşme yapanlar genellikle, mütavazi bir bütçeye sahip, makul seviyede harcanacak bir bedel ile her yıl belli bir dönemde tatil yapmak isteyen kimselerdir. Davalı taraf davacı ile müzakere etmeden,yeni sözleşme yapmadan veya mevcut sözleşmeyi karşılıklı olarak müzakere ile tadil etmeden oteli herşey dahil sistemine çevirmiş ve devre tatilcilerden bu sisteme geçiş için yaptırdığı yenileme ve lüks sayılabilecek iyileştirme bedellerini aidat olarak talep etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu