Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AZLIK OYU: Davacı şirket, tatil köyü olarak yapmış olduğu, apart otel türü bağımsız bölümleri "devre tatil" olarak üçüncü kişilerin istifadesine sunması karşılığında elde ettiği hasılatın bir bölümünü gelecek hesap dönemlerine ait peşin tahsil olunan hasılat olarak muhasebeleştirmiştir.İnceleme elemanınca olayda devre kulllanım hakkının satışının söz konusu olduğu kabul edilerek, hasılatın tamamının bu satışın yapıldığı yıl gelirlerine ithali gerektiği sonucuna varılmış ve bu görüşle uyuşmazlık konusu vergi ve ceza salınmıştır. Davacı şirket ile üçüncü kişiler arasında yapılan sözleşmeye göre, tesislerin mülkiyeti müşterilere intikal ettirilmemekte, şirket uhdesinde kalmaktadır. Şirket, bağımsız bölüm ve üniteleri belirli bir süre sözleşmenin taraflarının kullanımına sunmakta, bunun karşılığında bir bedel almakta, devre tatil hakkı sahipleri ise devre tatil bedelini ve bakım masraflarını üstlenmektedir....

    Cihat Karagöz 12/02/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında Abantbey Yayla Tatil Köyünde bulunan ve dava dilekçesinde ada ve parsel numarası ile sözleşme kullanım devresi belirtilen taşınmaz yönünden Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme konusu devre tatil bedelini ödediğini ancak davalı şirketin sözleşme gereğince projede değişiklik yaparak sözleşme konusu taşınmazın bulunduğu tatil köyünde yapımını edim olarak üstlendiği bir kısım evleri yapmadığını, bu evlerin yerine sözleşmeye ve devre tatilcilerin rızasına aykırı şekilde spor kulüpleri için futbol sahaları inşa ettiğini, sözleşmenin 10/c maddesi uyarınca müvekkilinin sadece devre servis bedeli ödemekle yükümlü bulunmasına rağmen zorunlu yenileme ve tadilat paylarının (ZYP) ödenmemesi durumunda müvekkilinin sözleşmeden doğan devre kullanım hakkından yararlanamayacağını ihtaren müvekkiline bildirildiğini, davalı şirketin uygulamasının sözleşmeye açıkça aykırı olduğunu beyanla...

    Davalı ..., tesisin diğer davalı tarafından kira sözleşmesine istinaden işletildiğini, bilahere üst hakkının devralındığını, kendilerinin sorumluluğu kalmadığını, kaldı ki devre tatil sözleşmesini dava dışı ... şirketi namına imzaladıkları için kendilerine husumet düşmeyeceğini savunmuş, diğer davalı ...AŞ devre tatil sözleşmesinin tarafı olmadıklarını,daha önce kira sözleşmesine istinaden devre tatil hakkını kullandırdığını,üst hakkını devralarak burada tesisi inşaa ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, sözleşmenin iptali ile, davacının yararlanamadığı 2004 yılı devre tatil bedeli 1.110 TL.nin dava tarihinden 17.760 TL....

      Mahkemece sözleşmenin feshi nedeniyle davacının ileriye yönelik kullanamayacağı yıllar için uzman bilirkişi tarafından devre tatil hakkının tanındığı tatil köyü ile aynı düzeyde başka bir tatil yerinde sözleşmede tanınan haklar çerçevesinde tatil yapmanın getireceği masraflar hesap edilerek bulunan miktarın ödetilmesine karar verilmişse de, tarafların sözleşme bedelini döviz üzerinden kararlaştırmış oldukları ve böylece ilerde olabilecek bir fesih durumunda Türk Lirasının enflasyonist etkenler nedeniyle değer kaybetme olasılığına karşı tedbir almayı hedefledikleri, nitekim sözleşmenin kurulduğu döviz cinsinden para biriminin sözleşme tarihinden bu yana Türk Lirası karşısında değer kazanmış olduğu da gözönüne alındığında, her bir sözleşme yönünden ayrı ayrı olmak üzere, devre tatil için ödenen tüm sözleşme bedelinin, sözleşme süresi içindeki tatil hakkının kullanılamadığı zamana isabet eden kısmı oranında tazminat miktarının belirlenmesi, olayın ve devre tatil sözleşmelerinin tipik özelliklerine...

        Prestij adlı devre tatil sistemi pazarlayan şirketin elemanlarınca çeşitli vaatlerle bulunarak manevi baskı ile tatil köyüne gittiklerini ve burada kullanma olanağının olmadığı bir dönem için kendilerine devre tatil sözleşmesi imzalattıklarını, bu devre tatilden hiç yararlanmadığını, sözleşme ile belirli süreli sahibi olduğu devre tatil konusu yeri hiç görmemiş ve hiç tatil yapmamış olması hususları nedeniyle cayma hakkının süresinin başlamamış olduğunu, sözleşme gereği aidatta ödediğini, bunların iadesini talep ettiğini belirterek sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sözleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          Davacı, 100 yıllık devre tatil satış sözleşmesi bedelini peşin yada 12, 24, 36 ay vadeli olarak tahsil etmesine karşın; muhasebeleştirirken sözleşme bedelinin tamamını başlangıçta "gelecek yıllara ait gelirler" hesabında izlemekte dönem sonunda ise sözleşme bedelinin 1/100'ü için fatura düzenleyerek gelir kaydetmekte, kalan 99/100'ünü ise avanslar hesabında izleyerek pasifleştirmektedir. Sözleşmede; alınan bedel müşteriye 100 yıl tatil yapma hakkı vermeyip devre tatil sistemine katılma olanağı sağlamaktadır. Tatil yapma süresi, yıllık aidatların ödenmesi koşulu ile müşteri tarafından belirlenmekte ve yıllık aidat ödenmediği sürece müşteriye ilgili yıla ait devre tatil hakkı kullandırılmamaktadır. Sözleşme ayrıca, devre tatil hakkının, mirasçılarla aynı şartlarla sözleşme yapılmasına bağlı olarak, sisteme katılma olanağının intikalini de kabul etmektedir....

            devre mülk sözleşmesi olup ayni edim içeren bir sözleşme olmadığını, bu tür sözleşmelerin kanunda öngörülen resmi yazılı şekilde yapılması gerektiğini, resmi şekilde yapılmayan sözleşmenin kanunen geçerliliği olmadığını, hüküm doğurmadığını, tüm bunların yanı sıra Devre tatil sözleşmelerinin ”kapıdan satış” niteliğinde sayılmış olduğundan, müvekkilinin tatil yerini gördükten sonra yedi gün içerisinde sözleşmeden vazgeçebilme hakkı olduğunu, Devre tatil sözleşmesinden cayma hakkı, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren değil tecrübe ve muayene tarihinden itibaren yani tatil yerinin alıcı tarafından fiili olarak kullanıldığı günden sonra başladığını, ayrıca devre tatil evini ya da evin konumunu beğenmeyen müşterinın devre tatil sözleşmesinden cayarak ödediği paraları geri alabileceğini, müvekkilinin gerek sözleşmenin yapılmış olduğu tarih gerekse de dava tarihi itibariyle sözleşmeye konu hissesini almış olduğu daireden henüz yararlanamamış olduğunu, mal ve hizmetten bugüne kadar da hiçbir...

            Devre tatil sözleşmeleri BK'nun 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşme BK'nun da düzenlenen sözleşme tiplerinden biri olmadığından atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmeleri devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığından (hizmet, kira, vekalet, satış gibi) karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır. Dosyaya ibraz edilen sözleşmede Hilton Parksa Otelde yapılan tanıtım toplantısında imzalandığı belirtilmektedir....

              Davacı, devre tatil satın alma düşüncesi olmadığı hâlde İstanbul .....Otelde yapılan tanıtım toplantısına katıldığını, davalı ile Ilgaz .... için 10.2.2009 tarihli sözleşme ile 2048 yılına kadar kullanmak üzere devre tatil üyeliği satın aldığını, toplam üyelik bedelini iki yıl içinde ödediğini ancak basında duyduğu dolandırıcılık haberleri üzerine ayrıca aidatlara da zam yapılması nedeniyle cayma hakkını 9.1.2012 tarihli ihtarname ile davalı firmaya bildirdiğini ancak bir cevap alamadığını, tarafına cayma belgesi verilmediği gibi sözleşmede hizmetin peşin satış fiyatı ile vadeye göre uygulanan faizin miktarı ve oranının belirtilmediğini ve devre tatil hakkını kullanmadığını bildirerek sözleşmenin iptali ile 14.000 TL satış bedeli ile 450 Dolar aidat bedelinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir....

                T2 24/04/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında Abantbey Yayla Tatil Köyünde bulunan ve dava dilekçesinde ada ve parsel numarası ile sözleşme kullanım devresi belirtilen taşınmaz yönünden Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme konusu devre tatil bedelini ödediğini ancak davalı şirketin sözleşme gereğince projede değişiklik yaparak sözleşme konusu taşınmazın bulunduğu tatil köyünde yapımını edim olarak üstlendiği bir kısım evleri yapmadığını, bu evlerin yerine sözleşmeye ve devre tatilcilerin rızasına aykırı şekilde spor kulüpleri için futbol sahaları inşa ettiğini, sözleşmenin 10/c maddesi uyarınca müvekkilinin sadece devre servis bedeli ödemekle yükümlü bulunmasına rağmen zorunlu yenileme ve tadilat paylarının (ZYP) ödenmemesi durumunda müvekkilinin sözleşmeden doğan devre kullanım hakkından yararlanamayacağını ihtaren müvekkiline bildirildiğini, davalı şirketin uygulamasının sözleşmeye açıkça aykırı olduğunu beyanla taraflar...

                UYAP Entegrasyonu