Dosya arasında bulunan yönetim kurulu karar defterinden borçlu derneğin senedin keşide edildiği tarihte çift imza ile temsil edildiği sabit olup, takip dayanağı bono üzerinde davacı/borçlu derneğin tek imzasının bulunduğu anlaşıldığından borca itirazın kabulü ile takibin davacı/borçlu yönünden durdurulmasına "karar verilmiştir....
Dava, tasfiye edilmiş derneğin ihyası istemine ilişkindir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Tasfiye edilen derneğin tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Yargıtay uygulamalarına göre, derneğin ihyası davasının gerçekleştirilebilmesi için davanın dernek tasfiye kuruluna karşı açılması, tasfiye kurulu oluşturulmamış ise dernek son yönetim kuruluna karşı açılması, onların davadan haberdar edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Buna göre, davada taraf olan tasfiye kurulu üyeleri yasal hasım durumunda olup yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamazlar. İlk Derece Mahkemesince bu davalılar aleyhine de yargılama giderine ve avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır....
sahip olduğu öğrenci yurdunda İmam Hatip Lisesinde okuyan öğrencilerin kaldığı, yurdun İmam Hatip Müdürlüğünce yönetildiği, yurdun giderlerinin yurt geliri, yemek geliri, zekat ve bağışlanan kurban derilerinin satışından elde edilen gelirlerle karşılandığı, faaliyetlerinin istisnai olmayıp devamlılık arzettiği, vergi mükellefiyeti açısından da Derneğin anılan yasa hükümlerindeki koşulları taşımakta olduğunun görüldüğü, diğer taraftan vergi muafiyetinden yararlanmak için Maliye Bakanlığından muafiyet belgesi alınmadığından yükümlü Derneğin muafiyet koşulları bulunsa bile bu hakkın kullanılmasının mümkün olmadığı, yasa hükümleri gereği vergi mükellefi olması gereken davacı Dernek hakkında yapılan vergi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora istinaden tarh edilen katma değer vergisinde ve beyanname verilmemesi nedeniyle kesilen usulsüzlük cezasında isabetsizlik bulunmadığı, öte yandan, matrah farkının davacı Derneğin belgelerinden...
anılan kararın dayanağı Yönetmelik hükümlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davacı Derneğin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır....
kabulü ile derneğin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
kendiliğinden sona erer:..5.Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üstü yapılamaması, her ilgili Sulh Hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyebilir." hükmü yer aldığını, T3 hakkında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 87.mddesinin 5.fikrası uyarınca derneğin kendiliğinden sona erdiğinin yasal olarak da tespiti için talepte bulunduklarını, T3nin Medeni Kanun hükümlerine göre kendiliğinden sona erdiğinin tespit edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İşte yönetim kurulu tarafından usulüne uygun toplantı çağrısına rağmen bu şekilde çoğunluk sağlanamadığı için üst üste iki olağan genel kurulun yapılamaması halinde derneğin kendiliğinden sona ermiş sayılacağı kabul edilmiştir. Burada hareket noktası dernek üyelerinin derneği yaşatma sürdürme iradelerinin ortadan kalmış olmasıdır. Kişi topluluğu olan derneklerde üyelik, derneğin asli unsuru olup, üyelikten istifa ederek veya toplantı çağrısına rağmen toplantıya katılmayarak bu menfi manada iradelerini ortaya koymuş olmaktadırlar....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/10/2014 NUMARASI : 2014/953-2014/1393 Dava dilekçesinde, derneğin feshine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davalı derneğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 87/5.maddesi gereğince olağan genel kurul toplantısını iki defa üst üste yapmamış olması nedeniyle feshine karar verilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı derneğin kendiliğinden sonra erdiğinin tespitine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 87.maddesine göre; Dernekler, 1. Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksız hale gelmesi veya sürenin sona ermesi, 2. İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması, 3....
bu konuda alanında uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılmamış olması, derneğin mali işlerini yürütüp defterleri tutan kişinin tespit edilip dinlenmemiş olması ve dernek için kiralandığı belirtilen çok sayıda araca ait kira sözleşmesinde kiralayan ‘’şoför’’ olarak adı geçen ...’ın aşamalarda dinlenmemiş olması karşısında; geçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; mükerrer yargılama ve cezalandırmanın önüne geçmek amacı ile sanığın hakkında davaya konu edilen tasdiksiz deftere kayıt yaptırmak sebebi ile görülmekte olan yahut sonuçlanmış bir dava olup olmadığının araştırılması, derneğin mali işlerini yürüten kişi ya da kişilerin tespiti ve konu ile ilgili beyanlarının alınması, dernek defter ve kayıtları üzerinde alanında uzman bilirkişilere rapor düzenlettirilerek dosya arasına alınmış sanığın şahsi kredi kartına ait slipler ve harcamaların kaynakları dikkate alınarak şahsi harcamalarını derneğe fatura edip etmediği, derneğin faaliyet alanı ve faaliyet ve etkinlikleri...
İcra Müdürlüğünün 2012/6657 sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, her iki davada aşan talebin reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde; genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, yerleşim yerinin, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirleneceği, 14/2. maddesinde, dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 51. maddesinde de; tüzel kişinin yerleşim yerinin kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu; 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 2. maddesinde ise; bu Kanunun uygulanmasında, derneğin yerleşim yerinin, derneğin yönetim faaliyetlerinin yürütüldüğü yeri, dernek merkezinin ise derneğin yerleşim yerinin bulunduğu il veya ilçeyi ifade ettiği hükme bağlanmıştır....