Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1135 KARAR NO : 2019/1141 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BOLU 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/10/2019 NUMARASI : 2019/527 ESAS, 2019/1011 KARAR DAVA KONUSU : Dernek (Derneğin Kendiliğinden Sona Erdiğinin Tespiti) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/527 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 16/10/2019 tarihli 2019/1011 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi....

Gerçekten,davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işveren"Halk Sağlığı Labaratuvarı Derneği'nin ekli belgelerden anlaşıldığı üzere 1.6.2004 tarihli dernek genel kurulu kararı ile feshine ve tasfiyesine karar verildiği,davanın açıldığı 23.7.2004 tarihin de Dernek tüzel kişiliğinin bulunmadığı açıktır.Hizmet tespiti davalarında prim sorumlusu olarak işverenin davada yasal ve zorunlu hasım olması gerektiği kuralı karşısında dava tarihinde dahi taraf ehliyeti bulunmayan dernek hakkında hüküm kurulması doğru değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, dernek üyesi olan davalı ...'nın 02/01/2006-23/04/2007 tarihleri arasında yaptığı katkıları nedeniyle sigortalı sayılamayacağının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacı dernek üyesi olan davalı ...'...

      tesis edilen haczin fekkini, geminin yediemin olarak tersane müdürüne teslim edilmesinin hatalı olduğunu yed’i emin olarak ancak gemi kaptanına teslim edilebileceğini, tüm bu sebeplerle hapis hakkının, haksız olarak tutulan defterin kaldırılmasını, haciz işleminin ve geminin yediemin olarak tersane müdürüne teslimi işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiş ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce esası incelendikten sonra istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 1-Hapis hakkı ve geminin yed'i emin olarak tersane müdürüne teslimine ilişkin itirazların değerlendirilmesinde; hapis hakkı için defter tutulması başlığını taşıyan TTK'nun 1398. maddesinin 1. fıkrasında, İcra ve İflas Kanununun 270 ve 271 inci maddelerinin, bu kanun hükümleri uyarınca eşya üzerinde doğan  hapis hakkının  paraya  çevrilmesinde de uygulanacağı, bu maddenin ikinci fıkrasında...

        Sanayi Bölgesi'nde fabrikası, arsası bulunan şahıs ve firmaların yasal faaliyetlerini geniş ve rahat bir ortamda sürdürülebilmeleri amacıyla kurulduğunu, davalı şahsın dernek üyesi olmadığı, diğer üyeler gibi katkı payı, dernek aidatı ve dernek giriş bedeli ödemediği gibi böyle bir zorunluluğunun da bulunmadığını, ancak bu sanayi bölgesinde arsası bulunmakla dernek tarafından yapılan işlem ve harcamalar sayesinde taşınmazının ekonomik değerinde artış oluştuğunu ve hiç para ödemeden bu imkanlara kendiliğinden kavuşmuş olduğunu, davalının arsasının hiç bir bedel ödemeden değerlenmesinin sanayi bölgeleri yasası ve borçlar kanunu gereği sebepsiz zenginleşme durumu oluşturduğunu, davalının, parselinde meydana gelen ekonomik değer artışını davacı dernek yönetimine ödemek zorunda olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihtar tarihi olan 27/04/2010 tarihi itibariyle yürütülecek yasal faizi ile birlikte parselinde meydana gelen 10.500,00 TL artışın davalıdan tahsiline karar verilmesini...

          E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, dernek genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Somut olayda, davacıların davalı derneğe üye olmak için başvuru yaptıkları, dernek yönetim kurulu tarafından üyelik başvurusunun reddedildiği, yönetim kurulu kararına karşı itiraz edildiği, itirazın dernek genel kurulunda görüşüldüğü ve oy çokluğuyla reddedildiği, davacı tarafından genel kurul kararının iptali talepli iş bu davanın açıldığı görülmüştür. TMK 63 maddesi gereğince, " "hiç kimse, bir derneğe üye olmaya ve hiç bir dernek de üye kabul etmeye zorlanamaz." TMK 83 maddesi gereğince, "genel kurul kararına karşı iptal davası açma hakkı üyelere tanınmıştır."...

          Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu ......Şubesinin 28.05.2013 tarihinde kurulduğu, davalı dernek tarafından dosyaya sunulan belgelere göre ilk genel kurulun 15.06.2013 tarihinde yeterli çoğunluk olmadığı takdirde 22.6.2013 tarihinde çoğunluksuz olarak yapılacağı gazete ile ilan edildiği, 22.06.2013 tarihinde genel kurulun yapılarak yönetici ve denetçilerin seçildiği, Kaymakamlığa sunulmak üzere sonuç bildiriminin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davalı dernek yöneticisi, genel kurulu yapmış olmalarına rağmen şifre alarak internet üzerinden valiliğe bildirim yapamadıklarını açıklamış ise de, bildirim yapılmaması derneğin kendiliğinden sona erme nedeni olarak sayılmamıştır. Açıklanan bu durum karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile kabulü doğru görülmemiştir....

            Açıklanan nedenlerle; zayi belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığından davanın reddine dair verilen karara yönelik olarak davacılar vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun aşağıda yazılı şekilde esastan reddine karar verilmiştir....

              Açıklanan nedenlerle; zayi belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığından davanın reddine dair verilen karara yönelik olarak davacılar vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun aşağıda yazılı şekilde esastan reddine karar verilmiştir....

              TTK'nın 82.maddesine dayalı zayi belgesi verilmesi davasının zayinin öğrenildiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, talep edenin bağlayıcı beyanından defter ve belgelerin 2013 yılı sonlarına doğru kaybolduğunun, dolayısıyla 15 günlük hak düşürücü süreden çok sonra zayi belgesi verilmesinin talep edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu