Bir derneğin feshedilebilmesi; için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin, süregelen ve birden çok eylemin varlığının tespiti halinde mümkün olup ancak o takdirde dernek kurucularının asıl amaçlarının dernek faaliyeti yürütmek olmayıp dernek adı altında suç işlemeye veya ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğundan söz edilebilir. Dernekte ilk kez yapılan aramada ele geçirilen suç unsurunun varlığı veya dernek başkan ve üyelerinin bireysel nitelikte suç işlemeleri durumunda derneğin feshi için yeterli neden kabul edilemez. Öte yandan bir tüzel kişi olan dernekler, ancak organları olarak hareket eden gerçek kişilerin fiillerinden sorumludurlar. Somut olayda ise; davalı dernekte yapılan aramada, kumar oynandığı gerekçesiyle dernek başkanı hakkında ... Sulh Ceza Mahkemesine kumar oynanması için yer ve imkan sağlamak suçundan dava açıldığı, yargılama sonunda suçun işlendiği sabit olduğundan mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır....
Bu nedenlerle, dava dilekçesinde dernek yöneticilerinin davalı olarak gösterilmesinin temsilcide yanılma olduğu kabul edilerek, dava dilekçesi ve duruşma gününün dernek tüzel kişiliği adına ve dernek merkezinin bulunduğu adrese tebliğ edilmesi, dernek yetkilileri veya vekilleri duruşmaya geldikleri takdirde davaya karşı diyeceklerinin ve delillerinin ibraz etme imkanı tanındıktan sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir. ( Yargıtay 18.Hukuk Dairesi'nin 2014/2218E - 2014/6855K sayılı ilamı ) Kabule göre de, davanın kabulüne karar verildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davacı kurum yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmemesi de hatalı olmuştur.. (Yarg. 8....
ye yönelik temyiz itirazları yönünden; Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacı derneğin İstanbul Anadolu Yakası yerel gazetecilerinin durumunu düzeltmek ve gazetecilik mesleğinin itibar kaybının önüne geçmek için kurulduğu, habere konu edilen yemekli gecenin dernek tarafından organize edildiği, haberde, davacı derneğin ya da başkanının adının kullanılmadığı, "gazetecilerin adını kullanarak kurulan dernek" ibaresinin yer aldığı, habere konu derneğin, içerik kısmından davacı dernek olduğu anlaşıldığından dernek tüzel kişiliği yönünden matufiyet unsuru oluşmuş ise de dernek başkanı olan davacının hiçbir yerde isminin geçmediği gibi davacının kast edildiği bir bölümünün olmadığı anlaşıldığından davacı dernek başkanı ... yönünden haberde matufiyet unsuru gerçekleşmemiştir. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davacı ... yönünden de matufiyet unsurunun gerçekleştiği yönündeki kabul doğru olmayıp kararın bozulması gerekmiştir. 2-Davacı ......
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 107 ada 44 parsel sayılı 2.948,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı dernek adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, yasal süresi içinde, kurs, lojman ve bahçesi niteliğindeki taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/A maddesi uyarınca hizmet malı sayılacağı ve Hazine adına tesçili gerektiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın davacı Hazine adına tapuya tesçiline karar verilmiş; hüküm, davalı dernek vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Üniversitesi Gençlik ve Spor Kulübü Derneğine taşıma hizmeti verdiğini, bu hizmet karşılığı düzenlenen faturalar ödenmeyince dernek hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasının kabul edildiğini, devam eden takipte dernek hakkında aciz vesikası düzenlendiğini, sulh hukuk mahkemesince derneğin kendiliğinden fesholduğunun tespitine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davalı yöneticilerin borçlu olduğunu bildikleri halde kötüniyetle takibe itiraz ettiklerini, derneğin borç ödemeden acze düştüğünü, bu nedenle tüzel kişilik perdesinin kendiğinden kalktığını, eğer borca itiraz edilmeseydi müvekkilinin, derneğin gelirlerinden alacağını tahsil edebileceğini, davalıların dernek borçlarından sorumlu olduklarını ileri sürerek davanın kabulünü talep ve dava etmiştir....
Bir derneğin feshedilebilmesi; için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin, süregelen ve birden çok eylemin varlığının tespiti halinde mümkün olup ancak o takdirde dernek kurucularının asıl amaçlarının dernek faaliyeti yürütmek olmayıp dernek adı altında suç işlemeye veya ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğundan söz edilebilir. Dernekte ilk kez yapılan aramada ele geçirilen suç unsurunun varlığı veya dernek başkan ve üyelerinin bireysel nitelikte suç işlemeleri durumunda derneğin feshi için yeterli neden kabul edilemez. Öte yandan bir tüzel kişi olan dernekler, ancak organları olarak hareket eden gerçek kişilerin fiillerinden sorumludurlar....
K A R A R Davacı dernek temsilsicisi (kayyım) dava dilekçesinde, davacı derneğin tapu kaydında muhdesat olarak kayıtlı camii bulunduğunu, iş bu caminin dernek üyelerinin yardım ve gayretleri ile yapıldığını, dernek yöneticilerinin genel kurul toplantısında usulsüzlük ve sahtecilik yapmaları sebebi ile derneğe kayyım atandığını, tedbiren görevden uzaklaştırılan dernek yöneticilerinin vesayet makamının denetiminden kaçmak, mahkeme kararlarını etkisiz hale getirmek için davalı derneği kurduklarını, bu durumun ahlaka, adaba ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, isim hakkından dolayı davacı derneğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ileri sürülerek davalı derneğin Türk Medeni Kanunu 89. madde gereği feshini istemiştir. Cevap dilekçesinde kayyımın böyle bir dava açma yetkisinin bulunmadığı, isim benzerliği olmadığı, isim benzerliğinin derneğin feshi sebebi olmayacağı gerekçeleri ile davanın reddi savunulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs HÜKÜM : TCK.nın 158/1.d, 35, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, katılan ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Burdur Sulh Hukuk Mahkemesinin 26/03/2019 tarih 2018/209 E. 2019/292 K. sayılı ilamı ile; Dosya kapsamından feshi istenen derneğin kasıtlı olarak 2 defa üst üste olağan genel kurulunu yapmadığına ilişkin bir delil bulunmadığı, davalı dernek temsilcisinin iddia ettiği gibi gerçekten dernek belge ve defterlerine el konulduğu, dernek temsilcisinin de bu sebeple genel kurul yapamadığını beyan ettiği, bu durumun aksini kanıtlayan dernek yönetiminin kötü niyetli olduğuna yönelik ispatlanan vakıa olmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından derneğin feshine ilişkin yapılan talebin reddine karar verilmiştir....
Somut olayda davacı, dernek üyelerinin olağanüstü toplantıya gidilmesi için gerekli üye imza sayısına ulaşıldığını, ancak dernek yönetim kurulunun olağanüstü genel kurul kararı almadığını belirterek, olağanüstü toplantı yapılması için mahkemeden gereğinin yapılmasını talep etmiş olup Türk Medenî Kanununun 75. maddesindeki özel düzenleme nazara alındığında uyuşmazlığın İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....