Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

son başvuru yapıldığını, davacının deprem sonrasında meydana geldiği raporlar aracılığıyla sabit olan zararı DASK aracılığıyla doğru şekilde saptanmadığını, davacının Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe ile teminat altına alınan hak ve alacaklarının alenen zedelendiğini, davalı Kurum tarafından eksper raporunun paylaşılmaması ve müvekkiline raporu inceleme fırsatı sunulmamış olması nedeniyle de ayrıca davacının mağduriyetinin devamlılığına neden olunduğunu, davalı T3 Kurumu'nun (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olduğunu, özellikle kamu düzeni ve toplum menfaati adına faaliyet sürdüren her türlü kişi, kurum ve kuruluşun iş ve işlemlerinde şeffaf ve halka açık olması, Anayasa nezdinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürerek, deprem sonucu ağır hasar gören binanın zorunlu deprem sigortası kapsamında ödenmeyen sigorta bedelinin...

kuruma yeniden son başvuru yapıldığını, davacıların deprem sonrasında meydana geldiği raporlar aracılığıyla sabit olan zararı DASK aracılığıyla doğru şekilde saptanmadığını, davacıların Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında poliçe ile teminat altına alınan hak ve alacaklarının alenen zedelendiğini, davalı Kurum tarafından eksper raporunun paylaşılmaması ve müvekkillerine raporu inceleme fırsatı sunulmamış olması nedeniyle de ayrıca davacıların mağduriyetinin devamlılığına neden olduğunu, davalı T4 Kurumu'nun (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olduğunu, özellikle kamu düzeni ve toplum menfaati adına faaliyet sürdüren her türlü kişi, kurum ve kuruluşun iş ve işlemlerinde şeffaf ve halka açık olması, Anayasa nezdinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ayrılmaz bir parçası olduğunu ileri sürerek, deprem sonucu ağır hasar gören binanın zorunlu deprem sigortası kapsamında...

Binada meydana gelen hasarın deprem sebebiyle meydana gelip gelmediğinin nasıl ve kimlerce yapılacağı ise yasal düzenlemelerle (Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları, T3 Esasları Yönetmeliği) açıkça belirlenmiştir. Somut olayda ise binanın yıkılmasına karar veren kamu otoritesi yalnızca yıkıma karar vermekte, binanın deprem öncesi durumu ile deprem sonrası durumu arasındaki deprem güvenliği farklılığına ilişkin bir değerlendirme içermemektedir. Meydana gelen depremde taşıyıcı kolonları hasarlanmamış ve rizikodan önceki haline onarımla getirilmesi mümkün olduğu teknik açıdan belirlenmiş hasarların bulunduğu bir binada , binanın yapısal durumu da dikkate alınarak yeni mevzuat gereği afet dönüşüm kapsamına alınarak verilmiş yıkım kararı sonucu oluşan zarar ile deprem sonucu doğrudan meydana gelen hasarlar arasında nedensellik ilişkisi yoktur....

Dava, davacının davalı banka nezdinde kullanmış olduğu krediden dolayı, davalı ... şirketince düzenlenen “Kredili Konut Sigorta Poliçesi” nedeniyle depremde hasar gören binada oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.Somut olayda; 22/06/2011 ve 22/06/2012 tarihlerini kapsayan poliçenin incelenmesinde, özel şartlar kısmında; “isteğe bağlı deprem ve yanardağ püskürmesi teminatı,Bina yangın sigorta bedeli ile zorunlu deprem sigortası sigorta bedeli arasındaki farktır....

    poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir....

      Davacı taraf, davaya konu deprem olayından doğan hasarların onarımı ile binanın yenilenmesine ilişkin masraf bedellerinin; ayrıca hasarlı binanın kullanılamaması nedeniyle kira kaybı yaşandığı için oluşan zararın tahsilini talep etmiş; davalı sigortacı, depremin doğrudan yarattığı hasar onarım bedellerinden sorumlu oldukları, binanın güçlendirilmesi için gerekli olan masraflardan sorumlu olmadıkları savunmasında bulunmuş; mahkeme ise, taraflar arasındaki poliçenin zorunlu deprem sigortası mahiyetinde olmaması nedeniyle, binanın güçlendirilmesi masraflarının teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle ve benimsediği 19.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen miktarı esas alarak kabul kararı vermiştir. Ne var ki, mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya elverişli bir rapor değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez....

        Davacı taraf, sigortalı işyerlerinde bulunan emtianın deprem nedeniyle hasara uğradığı iddiası ile emtea zararının tazminini istemiş; mahkeme ise, benimsediği bilirkişi raporu doğrultusunda, deprem teminatı kapsamında kaldığı kabul edilen emtea hasarından da davalının sorumluluğuna karar vermiştir. Davacıya ait olup soğuk hava depolarında muhafaza edilen emtianın deprem sonucu hasara uğramadığı; depremden sonra gerçekleşen elektrik kesintisi nedeniyle soğuk hava depolarının çalışmaması sonucu hasar gördüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Emtia hasarının oluşumu bakımından, zarar depremin doğrudan sonucu olmayıp dolaylı sonuç niteliği taşımaktadır....

          Oysa ki tesbit edilen bulgulara göre, yapıların fen ve teknik kurallara ve tâbi olduğu 1975 tarihli Deprem Yönetmeliği hükümlerine aykırı, yani yasal yönden ayıplı inşa edildiği saptanmış bulunmaktadır. Bu ayıplar yapının tesliminden sonra, meydana gelen deprem nedeniyle oluşan hasarların incelenmesi sırasında anlaşılabilmiştir. Bu nedenledir ki, gizli ayıp niteliğinde olduklarının kabulünde zorunluluk vardır (BK. m. 362). Gerçekten de gizli ayıp, kısa bir tanımlama yapmak gerekirse; eserin teslimi sırasında ilk bakışta görülemeyen, muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla veya somut uyuşmazlıkta görüldüğü gibi deprem ve benzeri bir olay vesilesiyle ortaya çıkan ayıptır. Ayıplı iş ise vasıf eksikliğini ifade eder (YHGK, 08.10.2003 T., 2003/15-474 E., 2003/545 K.)....

            30.09.2010 günlü bilirkişi kurulu raporunda, yapılan deney sonuçları itibariyle özetle; binaların, inşa edildiği zaman yürürlükte bulunan 1975 tarihli Deprem Yönetmeliği hükümlerine göre beton dayanımının düşük olduğu, etriye donatılarının yetersiz olup sıklaştırma bölgelerindeki donatıların iyi bağlanmaması nedeniyle beton dökümü sırasında yer değiştirdikleri tesbit edilmiştir....

              Davalı yüklenici yanca inşa edilen binaların 2003 yılında meydana gelen deprem sonucu hasara uğraması nedeniyle idarece yaptırılan incelemelere göre yapının uyulması zorunlu fen ve teknik kurallara uygun olmadığı saptanmış, buna istinaden de hesaplanan onarım bedelinin tahsili talep edilmiştir.Mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporları ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teftiş Kurulu Müfettişliğince alınan raporda, yapılan deney sonuçları itibariyle özetle; binaların, inşa edildiği zaman yürürlükte bulunan 1975 tarihli Deprem Yönetmeliği hükümlerine göre beton dayanımının düşük olduğu, etriye donatılarının yetersiz olup, sıklaştırma bölgelerindeki donatıların iyi bağlanmaması nedeniyle beton dökümü sırasında yer değiştirdikleri, kolon-kiriş birleşim yerlerindeki sıklaştırmaların düzenli yapılmadığı tesbit edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu