hükmü mevcut olup tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; eldeki talebin delil tespiti olarak D.İş üzerinden mahkememize açıldığı, talebin HMK md 400 kapsamında değerlendirilemeyeceği , talebin yönetim kurulu kararının iptali/batıl olduğunun tespiti olarak esas dava şeklinde açılıp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla..." gerekçesiyle "Delil tepiti isteyen vekilinin talebinin REDDİNE..." şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Talep eden istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ortağı olduğu ......
Asıl davayı karara bağlayan mahkemece diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi delil tespiti giderlerinin ve bu arada vekalet ücretinin de davada haksız çıkan tarafa yükletilmesine karar verilmelidir. 22.3.1976 gün ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği delillerin tespiti işlemlerinde ilerde haksız çıkacak taraftan alınmak üzere takdir edilecek vekalet ücretinin HUMK'un 423/6. maddesinde yazılı bulunan vekalet ücretinden ayrı tutmaya imkan yoktur. Davacı, dava açılmadan önce vekili aracılığı ile Karşıyaka 2....
K A R A R Dava, hizmet tespiti ve prime esas gerçek ücretinin tespiti istemine ilişkindir.. Mahkemece, istek gibi davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmişse de eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. 1-Hizmet tespiti yönünden; Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz....
Halı ve Mobilya Limited Şirketi tarafından itiraz edilmiştir.6100 sayılı HMK'nun 400-406.maddeleri (1086 sayılı HUMK'nun 368-374.maddeleri) gereğince, delil tespitinde, "Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir."Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarı davacı lehine kazanılmış hak doğurmaz....
Ayrıca HMK. 324.maddesinde delil ikame avansı düzenlenmiştir. HMK.nın 324.maddesinin 2.fıkrasına göre, taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmezse diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan bu delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Delil ikame avansı dava şartı olmadığından yatırılmaması halinde HMK.nun 115/2.maddesi gereğince davanın reddine karar verilemez. Mahkemece avans yatırılmayan delil ileri sürülmemiş gibi davanın esası hakkında karar verilmelidir. Somut olayda mahkemece gider avansının ikmal edilmesi hususunda davacıya kesin süre verilmiş ise de, talep edilen giderin bilirkişi ücret gideri olduğu mahkemenin 13.11.2013 tarihli ara kararından anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece depo edilmesi istenen avansın 6100 Sayılı HMK.nun 324.maddesi gereği delil ikame gideri olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespit (d.iş) Uyuşmazlık, taşınmaz mallarda mülkiyet hakkına istinaden, taşınmazın hali hazır durumunun ve haksız işgalcilerin tespiti istemiyle delil tespiti istemidir. Uyuşmazlığın bu niteliği gereği temyizen inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. Temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında; 1-Prime esas kazancın tespiti yönünden; İşçilik alacaklarına yönelik kesinleşen kararın, hizmet tespiti ve prime esas kazancın tespiti yönünden güçlü delil olmakla birlikte, davacının, davalı işyerinden 01.11.2008 tarihinden sonra yapılan bildirimlerinin asgari ücret üzerinden olması, kesinleşen işçilik alacakları dosyasında kabul edilen hizmet süresinin 01.11.2008 tarihinden sonraki dönemi içermesi karşısında, kabule konu olan 2008/6.ay ile 2008/10.ay arası dönem yönünden, anılan işçilik dosyasının güçlü delil niteliğinden bahsedilemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki delil tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde delil despiti isteyen avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ileride idareyi bağlayacak şekilde tespit hükmü kurulmasının mümkün olmayacağına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.3.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Nitekim Yargıtaya göre işçilik alacakları davasında -açılmış ise- kural olarak hizmet tespiti davasının sonucu beklenmelidir. Yine Yargıtay kararlarında her iki davanın birbirlerini etkilemesi mümkün ise de davaların niteliği gereği farklı sonuçlara varılabileceğinin kabul edildiği görülmektedir. Zira hizmet tespiti davalarında -kamu düzenine ilişkin olduğundan- resen araştırma ilkesinin, işçilik alacaklarıyla ilgili davalarda ise taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle işçilik alacakları davasında verilen karar hizmet tespiti davasında kesin delil değil güçlü delil olarak kabul edilmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki delil değerlendirmesi derece mahkemelerinin takdirinde olup bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu değildir....
O halde mahkemece; yukarıdaki hususlar dikkate alınarak, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı, dava dilekçesinde; zararının tespiti amacıyla delil tespiti yaptırdığını, yaptırılan delil tespiti dosyasında hazırlanan raporda, zararının 15.885,91 TL olduğunun belirlendiğini, söz konusu raporda belirlenen zarar miktarının davalı şirketten tazmini amacıyla iş bu davayı açtıklarını belirterek delil tespiti dosyasında belirlenen zararını bu miktar üzerinden sınırlandırarak talep etmiştir.Mahkemece, hakkaniyet indiriminin, dava dilekçesinde, sınırlandırılarak talep edilen bu miktar üzerinden yapılması gerekirken, bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....