Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir. Bunun için, öncelikle iddia ve savunmalar doğrultusunda kooperatif üyeliğine ve ödemelere ilişkin belgeler, eşlerin katkıda kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıkları(miras, ziynet, bağış vs) ile mal ayrılığı dönemine ilişkin düzenli ve sürekli gelirlerine(maaş, gündelik, kar payı vs) ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. İhtiyaç duyulması halinde, değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır....

    Somut olaya gelince; Mahkemece tasfiyeye konu taşınmazın TMK'nun 229.maddesi uyarınca eklenecek değer olarak kabul edilerek değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağı hesabı yapılması doğru ise de; söz konusu hesaplamaların taşınmazın devir tarihindeki değeri olarak belirlenen değer üzerinden yapıldığı görülmektedir. Az yukarıda açıklandığı üzere; tasfiyede devredilen malvarlığının devir tarihindeki durumu (niteliği, seviyesi, yaşı vs.) esas alınarak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm (raiç) değerinin esas alınması gerekmektedir. (TMK'nun 235/2.) Bu itibarla. Mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, tasfiyeye konu taşınmazın devir tarihindeki durumu esas alınarak tasfiye tarihindeki (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihindeki) sürüm (rayiç) değeri belirlenerek bu değer üzerinden talep miktarı da gözetilerek hüküm kurulması gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, katkı payından kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup, temyizen inceleme görevi ... 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli ... Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 3.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır(4721 sayılı TMK m. 227). Denkleştirme (TMK m. 230) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK m. 227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK m. 227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır....

          Blok, 8. kattaki mesken niteliğindeki (16) numaralı daire nedeniyle katkı payı, değer artış payı ve elde edilen kiradan kira alacağı bulunduğu açıklanarak; fazlaya ilişkin hak saklı tutularak 8.000 TL.si katkı ve değer artış payından, 2.000 TL.si ise kira gelirinden olmak üzere toplam 10.000 TL. alacak talep edilmiş; daha sonra 05.05.2014 tarihinde peşin harcı yatırılmak suretiyle, 8.000 olan talep 47.000 TL. daha arttırılarak 55.000 TL.na çıkarılmış ve bu şekilde toplam 57.000 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Davalı yargılama aşamalarında yinelenen cevap ve beyan dilekçelerinde; kooperatif aidat ve diğer ödemelerini tamamen kendi gelirinden karşıladığını, davalının herhangi katkı ve ödemesinin bulunmadığını savunarak;davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi ... ile ... aralarındaki değer artış payı, katılma alacağı ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine ve kısmen de Mahkeme'nin görevsizliğine dair...1....

              İşbu davada davacı davalının tasfiyeye konu alacağı muvazaalı olarak üçüncü kişiye devretmesi ve davalının üzerine kayıtlı başka bir mal varlığının da olmaması sebebi ile mahkeme tarafından hükmedilen tasfiye alacağının geç ödenmesi sebebi ile munzam zararının olduğunu iddia etmiş, bu kapsamda gayrimenkulün dava tarihi itibari ile ulaştığı değer de dikkate alındığında bu değer itibari ile munzam zararının oluştuğunu ileri sürmüştür. Davacının talebi, taşınmazın rayiç değerinin artması sebebi ile aradaki farktan kaynaklanan alacak talebi olmayıp alacağın geç ödenmesinden kaynaklı uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Munzam zarar borçlunun para borcunu ifada gecikmesi sebebi ile faizin alacaklının gecikmeden dolayı uğradığı zararı karşılayamaması halinde söz konusudur....

              Aile Mahkemesinin 2013/881 Esas sayılı dosyasında tanzim edilen 23.07.2020 tarihli bilirkişi kök raporunda açıkça ifade edilmesi ve bu taşınmaza ilişkin müvekkilinin 71.400,00 TL değer artış payı alacağı olduğu yazılmasına rağmen işbu alacak kalemi nazara alınmadığını ve hakkaniyete aykırı olarak görevsizlik kararı verildiğini, taşınmaza ilişkin davacı olarak taraflarınca talep edilen gayrimenkulün güncel değerinin yarısı değil dosyada mevcut bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere söz konusu taşınmazın değer artış payından olan alacakları olduğunu, iş bu dosya tahtında tanzim edilen bilirkişi kök, ek ve 2. ek raporlarında davalının sorumlulukları ve ödeyeceği alacak kalemleri açıkça ifade edilmiş olmasına rağmen mahkeme tarafından bu konuda bir değerlendirme yapılmadan hiçbir gerekçe gösterilmeden verilen bu kararın kaldırılmasını telep etme zarureti hasıl olduğunu, bu bağlamda yerel mahkeme tarafından bilirkişi hesaplamaları ve tüm yazılı beyanlarını, delillerini dikkate alınmadan hukuka...

              HMK'nın 2/I. maddesinde "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir." hükmü yer almaktadır....

                Dava dilekçesinin içeriği, davacının yargılama aşamasındaki beyanları ve aracın edinildiği tarihe göre; dava değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nun 227. maddesi gereğince eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. Dava konusu araç 09.05.2006 tarihinde satış sonucu elde edilmiş olup, davacının iddiası ve tanık beyanları ve dosya kapsamından aracın alımında davacıya ait bilezik ve evlenmeden önceki kişisel mal niteliğindeki birikimi olan toplam 5.820,00 TL kullanılmış, kalan kısmı için davalı tarafından banka kredisi alınmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu