Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ortak hesabın taraflarından her biri bankadan para çekerken, payına göre kendi adına, payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket etmekte olup, payından fazla çektiği miktardan diğer hak sahibine karşı borçlu durumuna girer. Davalının miras bırakanın ölümünden önce hesaptaki paranın payına düşen miktarından fazlasını çekmiş ise, payından fazla çektiği miktarda mirasçılara karşı sorumludur. O halde mahkemece öncelikle muris ile davalının ortak hesabına ait hesap ekstrelerini murisin ölüm tarihi olan 21.09.2014 tarihinde geriye doğru olacak şekilde temin edip yukarıda belirtilen ilkeler ışığında bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle davalının müşterek hesaptaki payından fazla parayı çekmiş olup olmadığının tespit edilerek payından fazla çekildiğinin belirlenmesi halinde davacının miras payına düşen kısmının hesaplanarak bu miktar oranında davanın kabulüne karar verilmelidir....

    daki taşınmaz için yapılan değer artış payı alacağı 12.500,00 TL'nin ve bu taşınmazlara alınan ev eşyalarına yapılan katkı için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık eşler arasında katkı payından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"Dava, katkı payından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup kararın temyizen inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          artış payı ve katılma alacağına ilişkin olduğundan davacı lehine doğrudan ziynetlerin karşılığı değerin verilmesi ve bu değerin büfenin tasfiye tarihi itibariyle değerinden düşümü ile katılma alacağı hesap edilmesi hatalı olduğuna, hesaplamanın Mahkemece uyulan ilk bozma ilamında belirtilen şekilde ziynetlerin verildiği tarihteki değeri ile büfenin bu tarihteki aylık kiralama sürüm değerinin ayrı ayrı saptanıp, toplam değer içindeki ziynetlerin oranının bulunması, bu oranın büfenin tasfiye tarihindeki kiralama sürüm değeri ile çarpılarak çıkacak miktarın değer artış payı alacağı olarak karar altına alınması, değer artış payı alacağının büfenin tasfiye tarihi itibariyle kiralama sürüm değerinden düşürüldükten sonra kalan bakımından ise davacının katılma alacağının saptanması gerektiğine göre, HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir. 2.Davacı vekilinin diğer...

            in sahip olduğu iki üyelik payından birini bedeli karşılığında diğer müvekkili ...'e satıp devrettiğini, taraflar arasında hazırlanan devir sözleşmesinin davalı kooperatife sunularak ...'ün üyeliğinin kabulünün talep edildiğini, ancak davalı kooperatif yönetim kurulunun 11.03.2014 tarih ve 19 sayılı kararı ile üye arttırılmasının değil azaltılmasının teşvik edildiği ve her bir üyeye bir konut düşmeyeceği gerekçesiyle üyeliğe kabul talebinin reddedildiğini, kooperatifin anasözleşmesine göre üyeliğe engel bir hükmün bulunmadığını, müvekkili ...'in sahip olduğu iki paydan birini diğer davacıya devrettiğini, üye sayısında artış olsa da haklarda artış olmayacağını, talebin reddi gerekçesinin ve yönetim kurulu kararının hatalı olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatif yönetim kurulunun 11.03.2014 tarih ve 19 sayılı kararının iptali ile müvekkili ...'ün davalı kooperatife üye olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir....

              , bu taksitlerin evlilik içinde ödenen kısmının edinilmiş mal olduğu kabul edilerek davacı kadın lehine değer artış payı ve katılma alacağına hükmedildiği anlaşılmaktadır....

                Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ... plakalı araç müvekkili şirket tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, aracın dava konusu kaza tarihinden daha önce geçirdiği bir kaza nedeniyle değer kaybına uğrayıp uğramadığının araştırılmasını, davacı yanın davada değer kaybı ve kazanç kaybı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilmesi mümkün olmadığını, zira ortada eğer bir kazanç kaybı var ise bunun ne kadar olduğu belli olduğunu, yine değer kaybının da hesaplanması mümkün olan bir alacak kalemi olduğunu davanın reddini talep etmiştir....

                  Dava dilekçesinde asıl alacak - işlemiş faiz ayrımı yapılmaksızın, itirazın iptali talep edilmiş, dava dilekçesinde harca esas değer asıl alacak miktarı olan 28.255,00 TL üzerinden belirtilip harçlandırılmıştır. Mahkemece bu durumda davacıdan talep sonucunun açıklattırılarak, davacının işlemiş faiz talebi varsa eksik harcın Harçlar Kanunu'nun 31. maddesine uygun olarak tamamlatılması gerekirken mahkemece bu husus üzerinde durulmaması doğru olmadığı gibi; kabule göre de, gerekçede “asıl alacak olan 28.255,26 TL’ye takip tarihinden fiili tahsil tarihine kadar % 9 yasal faiz talep edebileceği” belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm fıkrasında itirazın iptaline denilmek suretiyle işlemiş faizi de kapsayacak şekilde hüküm kurulması, HMK’nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olup, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

                    Davacı vekili ise, ...’da bulunan 1415 sayılı parselin satışında ½ paya isabet eden paranın vekil edeni tarafından 57 nolu bağımsız bölümün alım bedeline katkı yaptığını açıklayarak davalı tarafından edinilmiş maldan karşılanan 57 nolu bağımsız bölümden kaynaklanan katılma alacağı ile ...’da bulunan 1415 parsel sayılı taşınmazın ½ satışına isabet eden kişisel mal nedeniyle aynı bağımsız bölüme yapılan katkıdan doğan değer artış payını istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu