Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin Milletlerarası Andlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır. Buna göre; iç hukukta doğrudan hukuksal sonuçlar yaratan uluslararası sözleşmeler, yasalar üstü bir konumda olduğundan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi iç hukukumuzun bir parçası olmuştur. Geniş manada tanımlanan aile kavramı, anne-baba ve ister meşru; isterse gayrı meşru olsun bunların çocukları ile olan ilişkilerini içermektedir. Aile yaşamına saygı hakkı, evlilik birliği sona ermiş olsa bile, çocukla eşler arasında birlikte yaşama ve kişisel ilişki kurma hakkını da kapsamaktadır....

    Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin Milletlerarası Andlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda Milletlerarası Andlaşma hükümleri esas alınır. Buna göre; iç hukukta doğrudan hukuksal sonuçlar yaratan uluslararası sözleşmeler, yasalar üstü bir konumda olduğundan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi iç hukukumuzun bir parçası olmuştur. Geniş manada tanımlanan aile kavramı, anne-baba ve ister meşru; isterse gayrı meşru olsun bunların çocukları ile olan ilişkilerini içermektedir. Aile yaşamına saygı hakkı, evlilik birliği sona ermiş olsa bile, çocukla eşler arasında birlikte yaşama ve kişisel ilişki kurma hakkını da kapsamaktadır....

      Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır. Buna göre; iç hukukta doğrudan hukuksal sonuçlar yaratan uluslararası sözleşmeler, yasalar üstü bir konumda olduğundan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi iç hukukumuzun bir parçası olmuştur. Geniş manada tanımlanan aile kavramı, anne-baba ve ister meşru; isterse gayrı meşru olsun bunların çocukları ile olan ilişkilerini içermektedir. Aile yaşamına saygı hakkı, evlilik birliği sona ermiş olsa bile, çocukla eşler arasında birlikte yaşama ve kişisel ilişki kurma hakkını da kapsamaktadır....

        Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda Milletlerarası Andlaşma hükümleri esas alınır. Buna göre; iç hukukta doğrudan hukuksal sonuçlar yaratan uluslararası sözleşmeler, yasalar üstü bir konumda olduğundan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi iç hukukumuzun bir parçası olmuştur. Geniş manada tanımlanan aile kavramı, anne-baba ve ister meşru; isterse gayrı meşru olsun bunların çocukları ile olan ilişkilerini içermektedir. Aile yaşamına saygı hakkı, evlilik birliği sona ermiş olsa bile, çocukla eşler arasında birlikte yaşama ve kişisel ilişki kurma hakkını da kapsamaktadır....

          Borçlar Kanunu'na göre borca aykırı davranıştan doğan sorumluluk nedeniyle manevi tazminat ödeneceğine dair hüküm bulunmamakta olup, borca aykırı davranış nedeniyle kişilik hakları zedelenen kimselerin duyduğu elem, keder, üzüntü nedeniyle manevi tazminat talep edilebileceği bilinmektedir. Davacının bir limited şirketi olması ve kişilik hakları zedelenerek elem, keder, üzüntüye uğraması düşünülemeyeceğinden manevi tazminat talebinin reddi .... " şeklinde karar verilmiştir....

          Haksız fiil sorumluluğundan söz edebilmek için ortaya çıkan zararın haksız fiili meydana getiren fiil neticesinde olması gerektiğini, bir diğer ifade ile, davranış ile zarar arasında ------ bulunması gerektiğini, bazı durumlarda davranış ile zarar arasındaki uygun illiyet bağının kesilmesi mümkün olduğunu, bu durumlarda davranış gerçekleştiren kişiyi haksız fiilden sorumlu tutmak mümkün olmadığını, bu durumlardan biri de zarar görenin kusuru olduğunu, bu kapsamda davacıda söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusurludur ve davacının kusuru illiyet bağını kesecek nitelikte olduğunu, ayrıca davacı,---------- dosya ile aynı olay için icra takibi başlatmıştır ve itirazları üzerine icra takibi durdurulmuştur....

            Davacı vekili dava dilekçesinde davanın; dava konusu kısmında "aldatma, şiddet ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma olarak, netice ve talep kısmında ise evlilik birliğinin devamı imkansız hale geldiğinden boşanma olarak belirtmiştir. Davacı vekili talebinin açıklanması yönünde tarafına verilen kesin süre içinde sunduğu 08/02/2021 tarihli dilekçe ile davanın ve taleplerinin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK m.166/1) davası olduğunu beyan etmiştir. Yerel mahkeme davayı hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası (TMK.nun 162. maddesi) olarak nitelendirmiş ve toplanan delilleri de bu kapsamda değerlendirmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere talep taraflara, nitelendirme hakime aittir. Hakim taleple bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26/1). Davacı TMK.nun 166. maddesi kapsamında boşanma talep etmektedir....

            Kaçınılmazlığın son ve en önemli unsuru ise genel davranış normunun veya sözleşmeden doğan borcun ihlalinin önlenemez (kaçınılamaz) olmasıdır. Önlenemezlik, alınabilecek tüm tedbirlerin alınmış olmasına karşılık davranış kuralının veya sözleşmeden doğan bir borcun ihlal edilmiş olduğunu ifade etmektedir. Olay önlenemez olmasına karşılık bir davranış kuralına veya sözleşmeden doğan borca aykırılık önlenebiliyorsa kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceği kuşkusuzdur. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler önlenemez olaylara karşın genel davranış normunun veya sözleşmeden doğan borcu önleme olanağı sağlamaktadır (İyimaya, Ahmet: Sorumluluk ve Tazminat Hukuku Sorunlar, Ankara 1990, s. 175; Güneren s.706). Örneğin; bir inşaat işçisinin üzerinde çalışacağı tabiyeyi hazırlamak için duvara beton çivisi çakarken çivinin başının kırılıp gözüne kaçması olayında çivinin kırılması irade dışı ve önlenemez bir olay olmakla birlikte kırılan bu çivinin işçinin gözüne kaçması önlenemez bir olay değildir....

              Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; Sanıkların sigorta bedelini haksız yere almak için gemiyi kasden batırdıklarına dair her türlü şüpheden uzak somut ve inandırıcı delil edilememesi nedeniyle beraatleri yönündeki mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                TÜRK MİLLETİ ADINA 1 -a) Mağdurdan kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan herhangi bir söz ve davranış bulunmadığı halde sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. b-) Mağdurdaki meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alındığında, teşebbüs nedeniyle sanık hakkında 35.madde ile yapılan uygulamada isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bu hususa yönelen bozma düşüncesi benimsenmemiştir. 2-) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'...

                  UYAP Entegrasyonu