CEVAP: Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun ve onun adına tespiti ile tescil edilmesi talebinde bulunduğu, usul yönünden yetki itirazları olduğunu, davanın araç mülkiyetinin tespit ve tesciline ilişkin olduğunu, dava dilekçesinde açıklandığı gibi davalı müvekkilinin ikametgâhının İstanbul ili olduğunu, yetkili yerin Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın yetki yönünden reddi ile yetkili mahkemeye gönderilmesi kararını arz ve talep ettiklerini, davaya konu aracın İstanbul plakalı olduğunu, esas yönünden davanın reddi hususunda aracın müvekkilinin annesi adına trafik sicilinde tescil edildiğini, bu tescili bizzat davacının yaptırdığını, davacının kendi yaptırdığı tescil işleminin muvazaalı olduğunu öne sürdüğünü, bir kimsenin kendi muvazaasına dayanarak hak sahibi olmak istemesinin hukuka aykırı olduğu savunmuştur. III....
olduğunu, dava konusu iş makinesinin aktif olarak çalışmasından dolayı iş makinesinin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu ve sahiplik belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Nitekim aynı husus Hukuk Genel Kurulunun 05/12/2019 tarihli ve 2017/13- 505 E. 2019/1289 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır. Bu durumda, davacı tarafından davaya konu araca ilişkin tescil kararı istenilmiş olmakla, çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle mahkemece, davaya konu aracın mülkiyetinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde trafik siciline tesciline yönelik karar verilmesi, usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7. maddesi hükmü uyarınca mahkeme kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. " denilmiş olmakla trafik tesciline konu araçlara ilişkin taraflar arasında inançlı bir işlem söz konusu olsa dahi bu durumda dahi tescil hükmü kurulamayacağından bahsedilerek bu talebin aslında bir taşınıra ilişkin mülkiyetin tespiti talebine yönelik olduğu açıkça belirtilmiştir....
Davalılardan ..., ... ve..., dava dileçesinde belirtilen hususları kabul ettiklerini açıklayarak davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerler, diğer davalılar ..., ..., ..., ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, tespit talebi yönünden kabulüne ilişkin ilk hükmü, davacılar vekilinin temyizi üzerine Daire'nin 12.2.2014 tarih 2013/9186 Esas, 2014/2163 Karar sayılı ilamı ile, davacı ...'in tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, davacı ...'in davalılar ..., ... , ... ve ...'ye karşı tapu iptali ve tescil isteğinin reddine ilişkin hüküm yönünden onanmış, davacı ...'in davalılar ..., ... ve...'e yönelik tapu iptali ve tescil isteğine yönelik hüküm yönünden bozulmuştur. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama neticesinde, davacılardan ...'in tapu iptali ve tescil talebi yönünden davalılar ..., ... ve...'...
Davacı tarafın ilk talebi olan muhdesatın tespiti yönünden yapılan değerlendirmede; Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK mad. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718 ) 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir . Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 maddeler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez....
Mahallinde keşif yapılmak suretiyle iş makinesi yerinde incelenmiş olup, dosya kapsamına alınan 14/06/2022 tarihli heyet raporunda özetle; davaya konu bu Forklift aracının dava dosyasında tanımlanan bilgilerle, tespite konu bilgilerin örtüşerek, aracın ... Model, GF 00226 seri numaralı bir yük kaldırma aracı olduğu, davacının 2016 yılı ticari defterlerinin ibraz edilemediği, 2016 yılına ait bilgisayar muhasebe kayıtlarından davaya konu Forklift aracın 29.12.2016 tarihinde KDV dahil 65.400,00 TL bedelle davalıdan satın alındığı, davalının ticari defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde; davalı tarafından davacıya 29.12.2016 tarihinde KDV dahil 65.400,00 TL bedelle faturası düzenlenen dava konusu aracın satışına ilişkin defter kaydının sehven 23.12.2016 tarihli olarak işlendiği bildirilmiştir. Dava, davaya konu iş makinesinin mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir....
Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 14/11/2011 NUMARASI : 2011/553 (E) ve 2011/481 (K) SUÇ : Resmi belgede sahtecilik Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmiş olması nedeniyle aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, suça konu araç plakaları ile trafik ve tescil belgesindeki “ARACIN MUAYENESİ” bölümündeki 2008 ve 2009 tarihli muayene işlemlerinin değişik tarihlerde düzenlendiğine dair delil bulunmaması karşısında; 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesi kapsamında teselsül koşullarının oluşmadığı ancak muayene sayısının temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden, bu madde hükmünün tatbiki ile cezada artırıma gidilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz...
ile uyumlu olduğu ve Davacı'nın faiz talep tarih ve oranının işbu raporda tespit edilen icra takibi ta: bariyle avans faiz oranında işletilecek faiz talebi ile de uyumlu olduğu tespit edilmekle, Davaya konu İcra Takibinin Heyetimizce tespit edilen bedellerle uyumlu olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.----- Asliye Ticaret Mahkemesinin------....
Şasi No’lu ... marka 2015 model otomobilin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ve davaya konu aracın kullanılmasına bağlı ecri misil alacağının davalı taraftan tahsili amacıyla mahkememizde dava açıldığı, taraflar arasındaki mülkiyetin saklı tutulması sözleşmesi kapsamında davacıya ödeme yapılmaması nedeniyle davacının davaya konu aracın mülkiyeti üzerine alma hakkının bulunduğu, mahkememizce uzman bilirkişiden alınan rapora göre de; davaya konu aracın davalı tarafından 69 ay 13 gün kullanılması nedeniyle, davacının talep edebileceği ecri misil alacağının 33.200 TL olduğuna karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ; 1-Davacının mülkiyetin tespitine yönelik talebinin KABULÜ İLE; ... Şasi No’lu ... marka 2015 model otomobilin mülkiyetinin DAVACIYA AİT OLDUĞUNUN TESPİTİNE, 2- Davacının, ......
Mahkemece, TMK 767 ve 769.maddelerin gerekçeleri ile birlikte yorumu ve bu maddelere ilişkin açıklama ve yorumlardan ekonomik değeri olduğu açık olan davaya konu sürat motorunun sahipsiz olduğundan söz edilemeyeceği, davaya konu sürat motorunun sahipsiz eşya değil TMK 769.madde kapsamında bulunmuş eşya olduğu ve bulunmuş eşyanın mülkiyetinin ne şekilde kazanılacağının TMK 771.maddede düzenlendiği, bulunan şeyin malikinin ilan veya kolluk kuvvetlerine yada muhtara bildirme tarihinden başlayarak 5 yıl içinde ortaya çıkmaması halinde bulan kimsenin yükümlülüklerini yerine getirmiş olmak koşulu ile o şeyin mülkiyetini kazanacağının düzenlendiği, bulunmuş eşyanın mülkiyetinin kazanılmasına dair TMK 771.maddede düzenlenen koşulların davada bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı tarafından bulunan sürat motorunun sahipsiz olduğunun tespiti ve davacı adına tescili istemine ilişkindir....