"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakası miktarı, ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı ve vekalet ücretleri yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve vekalet ücretleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın boşanma davası ile birlikte ziynet alacağı davası açmış, boşanma davası kabul edilmiş, ziynet alacağı davası ise kısmen kabul edilip...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı erkek tarafından kadının boşanma davası ve fer'ileri ile kendi boşanma davası hakkında hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından boşanma davası 29.03.2013 tarihinde, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise.... Aile Mahkemesine süresinde verdiği cevap dilekçesi ile 07.05.2013 tarihinde karşı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise, her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadının boşanma davası ile davalı-davacı erkeğin açtığı boşanma davaları birleştirilip, davacı-davalı kadının davası kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir. Davalı-davacı erkeğin birleştirilen boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir....
KARŞI OY Uyuşmazlık; işçilik alacağına ilişkin davanın, “belirsiz alacak davası” niteliğinde açılabilmesi için gerekli koşulların bulunup bulunmadığı; belirsiz alacak davasının kısmi davaya konu edilip edilemeyeceği; davanın “belirsiz alacak davası” şeklinde açılmasına karşın, mahkemece belirsiz alacak davası açma koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varıldığında, davanın türüne ilişkin hukuki yarar şartının, sonradan tamamlanabilir bir dava şartı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Bilindiği üzere, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesinde; yeni bir dava türü olan ve mülga 1086 sayılı Yasada yer almayan “belirsiz alacak davası” kavramına yer verilmiş ve bu davanın “tespit davası” olarak da açılabileceği kabul edilmiştir....
Mahkemece, taraflar arasında çekişme konusu olmayan çalışma süreleri ve ücret seviyesi üzerinden, kıdem ve ihbar tazminatlarının ve izin ücretinin hesap şeklinin 4857 sayılı Kanunda açık bir şekilde belirtildiğini, dava dilekçesinin talep sonuç kısmında tam alacak miktarının belirtilmediğini, dava dilekçesinin içeriği ve niteliği (... davası) ile talep sonucu (kısmi davası gibi düzenlenmiş bir talep sonuç) arasında çelişki bulunduğundan davacıya çelişkiyi gidererek eksikliği tamamlaması, davacının ... davasına konu ettiği alacak miktarını tam olarak bildirmesi ve talep sonucunu açık bir şekilde belirtmesi, bu durumda talep dava değerinin artması halinde eksik harcın tamamlanması için tensip tutanağı ara kararı ile verilen süre içerisinde eksikliğin giderilmediği, ... davası açılması gereken davalarda kısmi ... davası veya belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....
Bilindiği üzere “tesbit davası” mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda düzenlenmediği halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu “tesbit davası”nı 106. ve 107/3. maddelerinde iki şekilde düzenlemiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106.maddesinde “Genel hükümlere göre açılacak tesbit davası”, 107/3.maddesinde ise “talep sonucunun belirlenemediği hallerde açılacak tesbit davası” düzenlenmiştir. HMK'nun 106. madde hükmüne göre bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut da bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesini hedefleyen davalara tesbit davası denir. Tesbit davası ile davalı bir şeyi yapmaya veya bir şeyden kaçınmaya mahkum edilmez, sadece taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu ya da tereddütlü olan içeriği tesbit edilir. Ayrıca tesbit davasını açan davacı, hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğunu ispatlamak zorundadır....
MUHALEFET ŞERHİ Uyuşmazlık; işçilik alacağına ilişkin davanın, “belirsiz alacak davası” niteliğinde açılabilmesi için gerekli koşulların bulunup bulunmadığı; belirsiz alacak davasının kısmi davaya konu edilip edilemeyeceği; davanın “belirsiz alacak davası” şeklinde açılmasına karşın, mahkemece belirsiz alacak davası açma koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varıldığında, davanın türüne ilişkin hukuki yarar şartının, sonradan tamamlanabilir bir dava şartı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Bilindiği üzere, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesinde; yeni bir dava türü olan ve mülga 1086 sayılı Yasada yer almayan “belirsiz alacak davası” kavramına yer verilmiş ve bu davanın “tespit davası” olarak da açılabileceği kabul edilmiştir....
MUHALEFET ŞERHİ Uyuşmazlık; işçilik alacağına ilişkin davanın, “belirsiz alacak davası” niteliğinde açılabilmesi için gerekli koşulların bulunup bulunmadığı; belirsiz alacak davasının kısmi davaya konu edilip edilemeyeceği; davanın “belirsiz alacak davası” şeklinde açılmasına karşın, mahkemece belirsiz alacak davası açma koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varıldığında, davanın türüne ilişkin hukuki yarar şartının, sonradan tamamlanabilir bir dava şartı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Bilindiği üzere, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesinde; yeni bir dava türü olan ve mülga 1086 sayılı Yasada yer almayan “belirsiz alacak davası” kavramına yer verilmiş ve bu davanın “tespit davası” olarak da açılabileceği kabul edilmiştir....
. (3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."...
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 107/3.maddesi ile aynı kanunun 106.maddesinde düzenlenmiş olan ve bağımsız tespit davası hususunda kabul edilen olan “eda davası açılabilen hallerde tespit davası açılamaz” kuralına kanuni bir istisna olarak düzenlenmiştir. Buna göre kısmi eda davasının açılabildiği hallerde tespit davası da açılabilir; bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bu iki tespit davası birbirinden farklıdır. Bu istisnanın; ilgili maddenin şerhine ve özelikle madde başlığına göre belirsiz alacaklarda söz konusu olduğu açıkça belirtilmiştir. Miktarı belirsiz alacaklarda zamanaşımının dolmasına çok kısa süre kaldığı durumlarda yalnızca tespit yahut kısmi eda ile tespit davasının açılabileceği kabul edilmektedir....