Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. (3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."...

    Mahkemece, davanın ecrimisil bedelinin tespitine ilişkin olduğu, davacıların bu davayı açmakta hukuki bir yararlarının bulunmadığı ve eda davası açılabilecekken tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle, dava şartı yokluğu nedeniyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. HMK'nun 106/2. maddesine göre: "Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır." HMK'nun 107/3. maddesine göre ise: "Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir." HMK 107. maddesine ilişkin TBMM Adalet Komisyonu gerekçesinde: "Eda davasının açılabildiği hallerde tespit davası açılamaz yollu önermenin hak arama özgürlüğünün ulaştığı kapasite ve hukuki yarar koşulunun muhtevası karşısında geçerliliği yoktur....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı kadın tarafından boşanma davası ile birlikte alacak davası açıldığı ve birlikte görüldüğü anlaşılmıştır. Mahkemece kadının açtığı boşanma davası kabul edilmiş, alacak davası ise ret edilmiştir. Kararı davalı ... normal temyiz süresi içerisinde; davacı kadın da, temyize cevap dilekçesi içerisinde hükme ilişkin itirazlarını bildirmek suretiyle (katılma yoluyla) (HUMK.m.433/2) temyiz etmiştir. Davacının boşanma ve alacak davası vardır. Mahkeme her iki dava hakkında karar vermiştir. Kanun yolu denetimi de, iki ayrı davanın varlığı ilkesine göre gerçekleştirilir. Olayda davacı kadının boşanma davası kabul edilmiş, alacak davası ret edilmiştir. Davacı kadın alacak davasını süresi içerisinde temyiz etmediğinden kesinleşmiştir. Davalı kocanın temyizi ise kadının boşanma davası ve fer'ilerine yöneliktir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakası miktarı, ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı ve vekalet ücretleri yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve vekalet ücretleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın boşanma davası ile birlikte ziynet alacağı davası açmış, boşanma davası kabul edilmiş, ziynet alacağı davası ise kısmen kabul edilip...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı erkek tarafından kadının boşanma davası ve fer'ileri ile kendi boşanma davası hakkında hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından boşanma davası 29.03.2013 tarihinde, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise.... Aile Mahkemesine süresinde verdiği cevap dilekçesi ile 07.05.2013 tarihinde karşı boşanma davası açılmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise, her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı kadının boşanma davası ile davalı-davacı erkeğin açtığı boşanma davaları birleştirilip, davacı-davalı kadının davası kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir. Davalı-davacı erkeğin birleştirilen boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir....

              Mahkemece, taraflar arasında çekişme konusu olmayan çalışma süreleri ve ücret seviyesi üzerinden, kıdem ve ihbar tazminatlarının ve izin ücretinin hesap şeklinin 4857 sayılı Kanunda açık bir şekilde belirtildiğini, dava dilekçesinin talep sonuç kısmında tam alacak miktarının belirtilmediğini, dava dilekçesinin içeriği ve niteliği (... davası) ile talep sonucu (kısmi davası gibi düzenlenmiş bir talep sonuç) arasında çelişki bulunduğundan davacıya çelişkiyi gidererek eksikliği tamamlaması, davacının ... davasına konu ettiği alacak miktarını tam olarak bildirmesi ve talep sonucunu açık bir şekilde belirtmesi, bu durumda talep dava değerinin artması halinde eksik harcın tamamlanması için tensip tutanağı ara kararı ile verilen süre içerisinde eksikliğin giderilmediği, ... davası açılması gereken davalarda kısmi ... davası veya belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....

                KARŞI OY Uyuşmazlık; işçilik alacağına ilişkin davanın, “belirsiz alacak davası” niteliğinde açılabilmesi için gerekli koşulların bulunup bulunmadığı; belirsiz alacak davasının kısmi davaya konu edilip edilemeyeceği; davanın “belirsiz alacak davası” şeklinde açılmasına karşın, mahkemece belirsiz alacak davası açma koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varıldığında, davanın türüne ilişkin hukuki yarar şartının, sonradan tamamlanabilir bir dava şartı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Bilindiği üzere, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesinde; yeni bir dava türü olan ve mülga 1086 sayılı Yasada yer almayan “belirsiz alacak davası” kavramına yer verilmiş ve bu davanın “tespit davası” olarak da açılabileceği kabul edilmiştir....

                  Bilindiği üzere “tesbit davası” mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda düzenlenmediği halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu “tesbit davası”nı 106. ve 107/3. maddelerinde iki şekilde düzenlemiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106.maddesinde “Genel hükümlere göre açılacak tesbit davası”, 107/3.maddesinde ise “talep sonucunun belirlenemediği hallerde açılacak tesbit davası” düzenlenmiştir. HMK'nun 106. madde hükmüne göre bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut da bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesini hedefleyen davalara tesbit davası denir. Tesbit davası ile davalı bir şeyi yapmaya veya bir şeyden kaçınmaya mahkum edilmez, sadece taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu ya da tereddütlü olan içeriği tesbit edilir. Ayrıca tesbit davasını açan davacı, hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğunu ispatlamak zorundadır....

                    MUHALEFET ŞERHİ Uyuşmazlık; işçilik alacağına ilişkin davanın, “belirsiz alacak davası” niteliğinde açılabilmesi için gerekli koşulların bulunup bulunmadığı; belirsiz alacak davasının kısmi davaya konu edilip edilemeyeceği; davanın “belirsiz alacak davası” şeklinde açılmasına karşın, mahkemece belirsiz alacak davası açma koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varıldığında, davanın türüne ilişkin hukuki yarar şartının, sonradan tamamlanabilir bir dava şartı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Bilindiği üzere, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107 nci maddesinde; yeni bir dava türü olan ve mülga 1086 sayılı Yasada yer almayan “belirsiz alacak davası” kavramına yer verilmiş ve bu davanın “tespit davası” olarak da açılabileceği kabul edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu