Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia savunma ve toplanan delillere göre haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği, ... ...’in fiilen davacı şirket çalışanı olduğu ve tebliğatlarda yasaya aykırı yön bulunmadığı, takip borçlusu ... ...’in ise davacı şirket ortağı olup, davacı iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacı üçüncü şahsın açtığı menfi tespiti davası reddedildiğine göre İİK.’nun 89/3 maddesi uyarınca mahkemece, dava konusu şeyin %40’ından aşağı olmamak üzere davalı takip alacaklısı lehine tazminata karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

    Borçluyu (davacıyı) menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması üzerine ve talep olması durumunda borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. yasa uyarınca da tahsiline karar verilecek tutar takip konusu alacağın %40’ndan az olamaz. Görülüyor ki yasa koyucu davanın borçlu lehine hükme bağlanması durumunda borçlu yararına tazminata karar verilebilmesi için icra takibi yapan alacaklının (davalıların) hem haksız olması ve hem de kötü niyetli olması koşulunu birlikte aramıştır. Somut olayda, dava yargılama yapılarak taraflar arasındaki uyuşmazlık giderilmiş olduğundan davalıların (alacaklıların) kötü niyetli olduğunu kabul etmek olanaksızdır. Dolayısıyla borçlunun (davacının) tazminat isteminin reddi yerine davalıların haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulü suretiyle bu istemin de hüküm altına alınması doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır....

      ün beyanına itibar edildiği, davacının, davalıların birlikte hareketle ve kötü niyetle teminat senedini bile bile kullanmak suretiyle davacıyı dolandırmak ve bedelsiz olan bonoların tahsilini sağlamak amacıyla hareket edildiğini kanıtlar mahiyette olmadığı, davalıların davacı ile diğer davalı ... arasındaki ilişkiyi bildikleri ve bu doğrultuda kötü niyetle hareket ettiklerinin sabit olmadığı anlaşılmakla bu davalılar yönünden kanıtlanamayan menfi tespit-istirdat davasının reddine, davalı ... yönünden takip edilmeyen davanın HMK'nın 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. ../.....

        ya sunduğu 09.02.2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazılar dikkate alındığında davacının ödediği miktardan sorumlu bulunduğu, davacının eda ettiği yemin karşısında davacının ödeme yaptığının kabulü gerektiği, davacının şirket ortağı olduğu, davacıdan daha çok para alınmasına rağmen daha az hisse senedi verildiği, davalı tarafın ortaklığa ilişkin kabul ve ikrar ettiği miktarın mahsup edilmesi gerektiği, davalı şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluğunu gerektirir bir delil bulunmadığı, davalı ...... San. İşt. Tic. A.Ş'nin unvan değişikliği sonrası ...ye devredilmek suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği gerekçesiyle, davalılar ..., ... ve yönünden davanın reddine, davalı ...Ş. yönünden davacının şirket ortağı olmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının reddine, davanın kısmen kabulü ile toplam 17.458,59TL'nin davalı ...den tahsiline, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalılar ...ve... San. İşt. Tic. A.Ş....

          Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/03/2016 tarih ve 2013/723-2016/303 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, BK, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin...

            nin fon tarafından yönetim ve denetime el konulan 74 adet medya grubu şirketinden bir tanesi olduğunu, grup şirketlerinin muhasebe kayıtlarının incelenmesinde kasada olması gereken nakit ve çek tutarları ile mevcutlar arasında farklar bulunduğunun tespit edildiğini, Denetim Kurulu Raporu uyarınca şirket kasasında mevcut açığın fiili olarak şirket kasasına ödenmemekle birlikte fiktif olarak ödenmiş gibi gösterilen apel ödemelerinden kaynaklandığı, bu tespit yapılırken aynı zamanda şirketin ortağı olarak resmi kayıtlarda gözükmemelerine rağmen şirket yönetiminin belirli bir grup tarafından yürütüldüğünü, resmi kayıtlarda yer alan şirket ortaklarının ise (figüran ortaklar) göstermelik ve muvazaalı bir şekilde ortak sıfatını taşıdıklarının anlaşıldığını ileri sürerek 29.03.2000, 30.04.2001, 19.04.2002 ve 24.01.2003 tarihlerinden beri ödenmeyen toplam 500.000,00 TL apel ödemesinin şimdilik 126.000,00 TL’nin şirket ortakları, yönetim ve denetim kurulu üyeleri, şirket çalışanları ve hakim ortaklardan...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketin 04.03.2009 tarihli Danışmanlık Hizmet Sözleşmesinden bahisle dava dışı ... firması ile müvekkil şirket arasında yapılan krom ihracatından kaynaklanan danışmanlık alacağı olduğunu iddia ederek müvekkil aleyhine icra takibi yaptığını, bahsi geçen sözleşme altındaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmaması nedeniyle müvekkili şirketin sözkonusu sözleşme ile taahhüt altına girmediğini belirterek müvekkili şirketin icra takibine konu alacağın borçlusu olmadığının tespiti ile %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılardan ... üzerine yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir....

                  ve ferilerinden ötürü davalıya borçlu olmadığının tespiti ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    Davalı kooperatif hakkında iflas kararı verilmiş olması nedeniyle davacının ve diğer üyelerin nihai borç/alacak durumları iflas idaresince belirlenecektir." yazdığı görülmüştür. GEREKÇE: Dava, davacının davalı kooperatifin ortağı olmadığının tespiti, davalı kooperatife borcu bulunmadığının tespiti ve olağan genel kurulunun yoklukla malul olduğunun tespiti istemlerine ilişkindir. Tarafların uyuşmazlık konuları özetle davacının davalı kooperatifin ortağı olmadığının tespiti, davalı kooperatife borcu bulunmadığının tespiti ve davaya konu edilen genel kurul toplantısı ve toplantıda alınan kararların yoklukla malul olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. HMK 'nın 119/1-g ve 31.maddeleri gereği davacı vekiline ... tarihli genel kurulun hangi madde veya maddelerinin yoklukla malul olduğunun tespitini istediğini açıklaması, menfi tespit talep ettiği miktarın kaç TL olduğunu açıklaması ve bu miktar üzerinden peşin dava harcını yatırması için süre verilmiştir. Davacı vekili ......

                      UYAP Entegrasyonu