O halde; davacı yararına hükmedilen yardım nafakasının infazında tereddüt yaratmayacak şekilde ön inceleme duruşmasında hükmedilen 200,00 TL yardım nafakasının mükerrer tahsil edilmemesinin hükümde yer alması gerekirken bu hususta karar verilmemiş olması doğru değilse de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1. maddesinde “davacının davasının kabulü ile” ifadesinden sonra gelmek üzere “12/02/2015 tarihli ön inceleme duruşmasında, 6 nolu ara karar ile hükmedilen 200,00 TL aylık yardım nafakasının mükerrer tahsil edilmemesi koşuluyla” ifadesinin eklenilmesi suretiyle hükmün 1. maddesinin “Davacının davasının kabulü ile, 2/02/2015 tarihli ön inceleme duruşmasında, 6 nolu ara karar ile hükmedilen 200,00 TL aylık yardım nafakasının mükerrer tahsil edilmemesi koşuluyla aylık takdiren 300,00 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan...
Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. 28/11/1956 tarih ve 15E-15K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder....
Kaldı ki tedbir nafakası ile yardım nafakası davası, boşanma davası ile aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca, 4721 sayılı TMK'nun 365/6.maddesine göre yardım nafakasına dair davalarda yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iştirak nafakasının ergin olan çocuğa verilemeyeceğini, müvekkilinin gelirinin arttığının kanıtlanamadığını, davacının gelirinin yeterince araştırılmadığını, TEFE-ÜFE artış oranlarının gözetilmediğini, dava kısmen reddedildiği halde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmediğini, davanın kabulünün tüm bu sebeplerle hatalı olduğunu belirterek istinaf etmiş, kararın kaldırılmasını, davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap vermemiştir. Dava; eğitimine devam eden ergin birey yararına yardım nafakası istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE, Davacı T1 lehine dava tarihinden itibaren 1.500,00- TL yardım nafakasının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, hükmedilen nafakanın yardım nafakası kararı kaldırılana kadar her yıl bir önceki yılın yıllık ÜFE ortalaması oranında ARTTIRILMASINA, " karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı tarafından, hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
Mahkemece, tarafların erkek çocukları davaya dahil edilmek suretiyle aylık 250 TL yardım nafakasının davalı eş ve dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ve dahili davalılar vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Açılmış bir davaya teşmil yoluyla üçüncü bir kişinin taraf sıfatıyla dahil edilmesi olanaklı olmadığı gibi, HUMK'nun 83 ve devamı maddelerindeki hükümlere göre ıslah yoluyla da hasım değiştirilmesi ya da üçüncü şahısların davalı konumuna getirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen ve bu davada davalı sıfatı bulunmayan dahili davalılar bakımından esas hakkında hüküm tesisi ... değildir. Öte yandan, Türk Medeni Kanununda tedbir nafakası ile yardım nafakası ayrı ayrı hükümlerde düzenlenmiş olup, eşlerin birlikte yaşamaya ara vermesi halinde alanacak önlemler TMK'nun 197 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, iştirak nafakasının arttırılması ve yardım nafakası istemine ilişkindir. Mahkemece, iştirak nafakasının arttımı ve yardım nafakası yönünden açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara ilişkin davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafın iştirak nafakasının arttırımı yönünden istinaf başvurusu bakımından; TMK. 182/2.maddesine göre;"Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır"....
Davacı Hilmi Can için davalı aleyhine, davacı lehine takdir edilen yıllık yardım nafakası fark miktarı 300,00.'TLx12=3.600,00.'TL'dir. Dolayısı karar tarihindeki 5.390,00.TL olan kesinlik sınırının altındadır ve karar istinaf talebinde bulunan davalı baba yönünden HMK nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir. Bu nedenle davalı babanın, Hilmi Can yönünden istinaf kanun yoluna başvurma talebinin kesin karara ilişkin olması dikkate alınarak, HMK.'nun 341/4 ve 352- (1)-b maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesinin gerektiği, diğer davacı Handenur yönünden ise; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, davacının üniversite öğrencisi olması dikkate alındığında; davalı aleyhine takdir edilen yardım nafakasının toplanan delillere, usul ve yasaya,TMK'nun 364 maddesine uygun olduğu anlaşıldığından, davalının, davacı Handenur yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının MS hastası olduğunu, eğitimine ara verdiğini, tedavi masraflarının yüksek olduğunu, özel sağlık sigortası yaptırdığını, davalı babanın ise maddi durumunun iyi olduğunu, Bodrum'daki işyerinden yıllık 120.000.00 TL kira geliri elde ettiğini, hobi olarak poligonda atıcılık yaptığını, bunun için harcamalar yaptığını belirterek aylık 2.500.00 TL yardım nafakası talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....
ın daha önce almış olduğu iştirak nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesi davası ile ilgili olarak iştirak nafakasının reşit oluncaya kadar devam ettiği, yoksulluk nafakasının ayrı bir dava olup harç ile ayrı müstakil şekilde açılması gerektiği gözönünde bulundurularak bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının ayrı bir dava açmakta muhtariyetine, 2- 3. Aile Mahkemesinin 2004/797 Esas ve 10/05/2005 tarihli kararı ile tarafların müşterek çocuğu... için hüküm altına alınan aylık 100,00 TL’lik iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren başlamak üzere aylık 190,00 TL artırılarak 290,00 TL'ye yükseltilmesine, bu şekilde davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ..." karar verilmiş; sözkonusu karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir . Uyuşmazlık; müşterek çoçuk... yönünden iştirak nafakasının artırılması, davacı ... yönünden yardım nafakası istemine ilişkindir ....