Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili yasal süresinde sunduğu 02.10.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davacının müşterek çocuğu yıllardır görmediğini, hatta aramadığını, ortak çocuğun davacıyı görmek ve hatırlamak istemediğini, müşterek çocuğun annesi ile görüşmesinde faydadan çok zararın ortaya çıkacağını, müşterek çocuğun İstanbul'dan Ankara'ya uzun yıllardır görmediği davacı ve onun hiç tanımadığı ailesi ile yaşamak üzere gitmesinin bir travma olacağını, ortak çocuğun da uzmana davacı ile görüşmek istemediğini belirttiğini, kaldı ki kişisel ilişki süresinin çok uzun olduğunu belirterek talepleri gibi karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; çocuk ile kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafça harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden; davalı tarafça hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur. Kişisel ilişki kamu düzenine ilişkin olup düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır....

Aile Mahkemesinin 2021/783- 792 E-K sayılı kararı ile boşandıklarını, taraflar arasında yapılan protokol ile müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiğini, baba ile her hafta sonu Pazar günü sabah saat 09.00'dan aynı gün saat 21.00'a kadar kişisel ilişki kurulduğunu, müşterek çocuğun her hafta babası ile görüştüğünü, çocuğun henüz 1 yaşında olmasından dolayı tesis edilen kişisel ilişki günleri müşterek çocuğa zarar verdiğini, yıpranmasına neden olduğunu, yaşı gereği anne ilgisine muhtaç olduğunu, böbreklerinde rahatsızlık olan çocuğun babası ile neredeyse gün boyu olan kişisel ilişki günlerinin akabinde rahatsızlık duyduğunu, özellikle kış aylarında her eve gelişinin ertesinde hastalandığını, gitmiş olduğu ortamı yabancıladığını, kişisel ilişkinin müşterek çocuğun gelişimi üzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu, uzman bir bilirkişiden rapor alınmasını (örneğin her hafta sonu pazar günü saat 10.00'dan aynı gün saat 18.00'a kadar gibi), müşterek çocuğun baba ile tesis edilen kişisel ilişkilerinin...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Tesis Edilen Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar, anlaşmalı olarak (TMK m. 166/3) boşanmışlar müşterek çocuğun velayeti anlaşmaları uyarınca davacıya bırakılmış, çoçukla baba arasında kişisel ilişki de tarafların anlaştıkları şekilde düzenlenmiştir. Karar, 18.09.2013 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise üç ay sonra 08.01.2014 tarihinde açılmıştır. Davacı, boşanma kararında yer alan kişisel ilişki süresi içerisinde davalının gözetim ve bakım yükümlülüğünü ihmal ettiğini, çocuğun bundan olumsuz olarak etkilendiğini ileri sürerek kişisel ilişkinin kaldırılmasını, bunun kabul edilmemesi halinde yeniden düzenlenmesini istemiştir. Müşterek çocuk 12.12.2012 doğumludur....

    Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişiminine de hizmet etmiş olacaktır. Davalı-karşı davacı baba ile velayeti anneye verilen ortak çocuk 2009 doğumlu ... ile 2011 doğumlu Hira Nur arasında kurulan kişisel ilişki yetersiz olup, çocuklarla baba arasında sevgi ve güven duygularının gelişmesine engel olacak niteliktedir. Ortak çocuklar ile davalı-karşı davacı baba arasındaki bağların güçlendirilmesinde çocuğun üstün yararı vardır....

      Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır .Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olmalıdır.Kişisel ilişkiye dair ilam maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....

      Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır .Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunun tatmin edecek nitelikte olmalıdır.Kişisel ilişkiye dair ilam maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....

      gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının çocuğun Kanada ülkesine götürülmek üzere yurt dışına çıkarılmasına izin verilmesine, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin davacı talebi hakkında önceki kararda verilen hükmün, davacı tarafından istinaf edilmemiş olması sebebiyle bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir....

        velayeti kendisine bırakılan ortak çocuk 02.01.2008 doğumlu Mustafa Selim ile davalı baba arasında büyükbaba refakatinde kurulan kişisel ilişkinin değiştirilerek uzman ve polis refakatinde baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir....

          Aile Mahkemesi'nin 2016/851 E. 2016/843 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, müşterek çocukları Beyza'nın velayetinin kendisine verildiğini ve davalı ile arasında kişisel ilişki düzenlendiğini, davalının kişisel ilişki hükümlerine uymadığını, 2017 yazında çocukla kişisel ilişki çabasına dahi girmediğini ancak 2018 yazında icra yoluyla çocuğu tehdit ederek aldığını, çocuğu kendisine karşı doldurduğunu, davalının ancak boşanırsan çocuğu görebilirsin dediğini, davalının eşinin çocuğun psikolojini olumsuz etkilediğini bu nedenlerle davalının çocuk ile mevcut ilişkinin yeniden düzenlenerek yatılı olarak kalması kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Davacının adli yardım talebi kabul edilmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiş, PDR incelenmesine katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "... davacı anne, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini işlemişse de dosyada bulunan uzman raporu, tanık beyanı ve diğer delillere göre, davalı baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da yatılı olmayacak şekilde daraltılmasını zorunlu kılan, çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyecek bir hususa rastlanmamıştır....

          UYAP Entegrasyonu