Aradan geçen süre, çocuğun yaşının büyümesi, babaya olan ihtiyacı, babanın da çocukla uzun süreli kişisel ilişki kurmasının hakkı olması göz önüne alındığında ve gelinen aşamada; boşanma ilamında tesis edilen 7 yaşından önceki kişisel ilişki süresinin, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli olmayıp, müşterek çocuğun baba yanında yatılı ve daha uzun kalmasına olanak sağlayacak şekilde kişisel ilişkinin yeniden kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı annenin kişisel ilişkiye ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Vekalet ücreti yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Davacı baba, kademeli (terditli) olarak, öncelikle müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden alınarak kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir....
ilişki kurulmasına karar verilmiş, Dairemizin 29.02.2016 tarih ve ... sayılı ilamı ile baba ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin yetersiz olduğu belirtilerek, hafta sonu ve dini bayramlarda kurulan kişisel ilişkinin yanı sıra baba yanında yaz aylarında ve sömertr tatilinde de kalmasına olanak sağlayacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden alınarak kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir. Davacının velayetin değiştirilmesine ilişkin talebi reddedilmiş, ancak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulü söz konusu değildir. Bu nedenle davacının kademeli talebi kabul edildiğinden davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti takdiri gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Öyleyse, davalı-karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuş olup, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak tazminat taleplerinin reddi doğru olmamıştır. 3-Mahkemece, müşterek çocukların velayeti davacı-karşı davalı babaya bırakılmış, müşterek çocuklarla anne arasında “aynı şehirde oturmaları hali” ve “farklı şehirde oturmaları hali” için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Babanın, velayetine bırakılan çocuklarla birlikte Kütahya'da, annenin ise Konya'da oturduğu anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile velâyet sahibi babanın yeniden evlenmesinin, tek başına velâyetin değiştirilmesini gerektirmeyeceği, davalı babanın çocuklara karşı velâyet görevini savsakladığı, gereken ilgiyi göstermediği ve davalı annenin ortak çocuklarla kişisel ilişkisini engellediği gibi bir iddia bulunmadığı gibi böyle bir durumun varlığı da ispatlanamadığı ortak çocuklarla anne arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulüne, davacının velâyetin değiştirilmesi ve terditli talep olan ortak velayet talebinin reddine, davacının ortak çocuklarla anne arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü ile, İstanbul Anadolu 17....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Karaman Aile Mahkemesinin 2017/1080 Esas 2018/61 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu kararın 13/03/2018 tarihinde kesinleştiğini, müşterek çocuklar Eslem GÖKER ve Azra GÖKER'in velayetlerinin davalı baba T3 verildiğini, müşterek çocuklar ile davacı arasında kişisel ilişki kurulduğunu, velayet kendisine verilen davalının müşterek çocuklarla yeteri kadar ilgilenemediğini, davalı tarafın mahkeme kararına uymayarak müşterek çocuklarla davacının kişisel ilişki kararına uymadığını, bu sebeple icra yoluyla çocukların tesliminin gerçekleştiğini, müşterek çocukların davalı baba ile yaşamalarının müşterek çocukları psikolojik ve pedagojik açıdan zarar verdiğini belirterek açıklanan tüm bu nedenlerle müşterek çocukların mağduriyetlerinin önüne geçebilmek adına küçüklerin velayetinin dava süresince tedbiren dava sonunda yine davacıya verilmesine ve okul...
Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sosyal inceleme raporundaki tespitler, müşterek çocukların beyanları ve ceza dosyasındaki tüm bilgi ve belgeler dikkate alınarak çocuklarla baba arasındaki bağın tamamen koparılması ve çocukların babalarına yabancılaşması sonucunu doğuracak şekilde kişisel ilişkinin tamamen koparılmasının uygun görülmediği gerekçesi ile kişisel ilişki kamu düzeninden olmakla İlk Derece Mahkemesince ara karar ile ve hüküm ile verilen kişisel ilişki düzenlemelerinin kaldırılmasına, müşterek çocuklar 03.08.2013 doğumlu ..., 06.11.2015 doğumlu ... ile baba arasında her ayın 1. ve 3. Pazar günü saat:12:00 ila 17:00 arası ve dini bayramların 2. günü saat:12:00 ila 17:00 arası uzman refakatinde yargılama aşamasında tedbiren ve kalıcı olarak kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, müşterek çocuklarla kişisel ilişki düzenlenmesi ve nafaka talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kişisel ilişki ve tazminatlara yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının maddi tazminat talebi hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece, ortak çocukların velayeti davacı anneye bırakılmış, ortak çocuklarla baba arasında "aynı şehirde oturmaları hali" ve "farklı şehirlerde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir....
Ana ve baba ile kişisel ilişkinin şeklini düzenler ikenvar olan koşullara güre hüküm kurulmalı geleceği bağlayıcı şekilde kademeli kişisel ilişki kurulmaması gereklidir. (Y2HD 1988/4233- 1988/ 5873). Yine kişisel ilişkinin düzenlenmesinde seçimlik kişisel ilişki kurulması uygun bulunmamıştır. (Y2HD 2007/17160- 2017/6186). Kişisel ilişkinin şekli çocuğa ve taraflara bırakılmamalıdır. (Y2.HD 2005/12744- 2005/15187) Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler ile kıyas yolu ile uygulanan kişisel ilişkiye ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve bu davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Bu istemler incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur....