Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/554 Esas sayılı dosyasında görülen velayetin kaldırılması davasıyla davacı annenin küçük çocuklardan A... ve ... yönünden velayet hakkının kaldırılarak davalı ...'in küçüklere vasi olarak atandığı, diğer çocuk ...'in Sosyal Hizmetlerde koruma altında olması ve masraflarının devlet tarafından karşılanması gerekçeleriyle yardım nafakasına ilişkin davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.06.2011 tarih ve 2010/554E- 2011/355 Karar sayılı ilamıyla davacının yardım nafakası talebinde bulunduğu çocukları ... ve ... üzerindeki velayet hakkının kaldırılarak çocukların babaannesi ...'in vasi olarak atandığı, diğer çocuk ... için verilen koruma kararınının kaldırılmasına ilişkin annenin talebinin reddedildiği ve çocuklar ile anne arasında şahsi ilişki kurulduğu anlaşılmaktadır.Dava, TMK'nun 364.maddesi gereğince yardım nafakası talebine ilişkindir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet-Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

      Olayımızda davalı dededen yardım nafakası talep edilmekte olup, çocuk Selvi 2018 doğumlu olup ergin değildir, velayet altında olduğundan tedbir ve iştirak nafakası verilebilir. İzmir 12. Aile Mahkemesinin 2018/230 esas 2018/235 karar ile çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmiştir ve nafaka yükümlüsü baba sağdır, davacı küçük yardım nafakası şartlarını taşımamaktadır. " gerekçesi ile; "Davacının davasının REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış yardım nafakası istemine ilişkindir....

      Tarafların boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiği, daha sonra açılan velayetin değiştirilmesi davası neticesinde velayetin anneye verildiği, halen velayetin annede olup çocuğun fiilen anne yanında yaşamaya devam ettiği, bu haliyle velayet bulunmayan ebeveynin çocuğun maddi ihtiyaçlarına destek olma yükümlülüğü kapsamında davacı lehine çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Davalı tarafın iştirak nafakası verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, velayet görevini kullanan ve hali hazırda çalışan annenin de çocuğa olan maddi katkısı dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı yüksektir....

      İştirak nafakası velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda bu davaların ferîsi niteliğindedir. Bilindiği üzere ferî talepler asıl talebin sonuca bağlıdır. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası eğer bir boşanma davasında velayete tabi çocuklar var ise, boşanma kararının varlığına, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda ise velayet talebinin kabulüne bağlı olup velayet hakkı kendisine verilen ana ya da baba yararına hükmedilecektir. Dolayısıyla velayet ve iştirak nafakası talebi arasında bir öncelik ya da sonralık ilişkisi bulunmayıp aslilik ve ferîlik ilişkisi söz konusudur. Ferî talebin asıl talepten bağımsız olarak istenmesi mümkün olmadığına göre velayetin değiştirilmesine konu bir davada da değiştirme talebinin reddi halinde çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmeyecektir. Yukarıda da açıklandığı üzere, ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir....

        Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki "velayetin değiştirilmesi" ve "iştirak nafakası" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin kaldırılması, eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi, kamu düzeniyle ilgili olup. hakimin re'sen harekete geçtiği ve re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu işlerdendir....

          Davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı iştirak nafakası talepleri konusunda sehven karar verilmediği yönünde katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; davacı vekili tarafından dava dilekçesinde velayetin değiştirilmesi talebi yanında velayetin değiştirilmesinin ferisi niteliğinde olan davaya konu çocuklar lehine ayrı ayrı 1.000'er TL iştirak nafakası talebinde bulunulmasına rağmen yerel mahkemece davacının iştirak nafakası talebi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin iştirak nafakaları ile ilgili istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkemece toplanan deliller, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak müşterek çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceğinin değerlendirilmesi yönünden dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesi gerektiği kanaat...

          İştirak nafakası davalarında davacı, küçüğe fiilen bakan anne veya baba, çocuğun velayet hakkı kendisine verilen anne veya baba, velayet haklarının anne ve babadan alınması halinde küçüğe atanan vasi veya kayyımdır. İştirak nafakası, çocuğun ergin olduğu tarihe kadar devam eder. Çocuk ergin olunca iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona erer. Somut olayda; küçüğün velayeti kendisine verilen davacı anne, müşterek çocuğun giderlerine arttığı iddiasıyla iştirak nafakasının arttırılması talebinde bulunmuştur. Davanın yargılaması sırasında küçük ergin olduğundan duruşm. Mahkemece; küçüğün reşit olduğu tarihten itibaren yardım nafakasına karar verilmiştir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; ergin olan çocuk iştirak nafakası isteyemez. Koşulları varsa TMK'nun 328/2 ve 364.maddeleri gereğince yardım nafakası davası açabilir....

            in çıkarına ve tarafların durumuna uygun olacağı" gerekçesiyle velayetin değiştirilerek anneye verilmesine karar verilmiştir. Toplanan delillerden boşanma davasından sonra velayet sahibi babanın velayet görevini kötüye kullandığı veya velayetin değiştirilmesini gerektiren ihmal, ve istismarının varlığı ispatlanamadığı gibi kişisel ilişkiye engel olduğu iddiası da kanıtlanamamıştır. Çocuğun velayete ilişkin beyanının üstün yararına uygun olduğuna dair delil de bulunmamaktadır. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule elverişli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu