Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/03/2016 tarih ve 2014/1373-2016/306 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, BK, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmadığını, şirket yönetim...

    Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/03/2016 tarih ve 2014/1374-2016/305 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, BK, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmadığını, şirket yönetim...

      Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/03/2016 tarih ve 2014/1369-2016/311 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalıların her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı yüksek faiz verileceği garantisiyle binlerce kişiden para topladıklarını, bu kapsamda müvekkilinden de hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi başlıklı belge karşılığında para alındığını, ancak müvekkilince istenmesine rağmen alınan paranın geri ödenmediğini, davalıların eylemlerinin hukuki dayanağının bulunmadığını, BK, TTK, Bankalar Kanunu ve SPK hükümlerinin ihlal edildiğini, anılan kanunlar uyarınca müvekkilinin şirket ortağı yapılmadığını, şirket yönetim...

        üzerinde davacı şirket adına atılı imzaların, imzalandığı tarihte şirket yetkilileri olan ... ile Ömer Tuncer'e ait olduğu tespit edildiğinden, imza inkarına yönelik menfi tespit isteminin yerinde olmadığı, birleşen İstanbul 1....

          nin ortağı olduğunu, şirket ortağının borçlu şirket yönünden 3. kişi olarak sayılamayacağından şirket ortağına haciz ihbarnamesinin gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İcra dosyasından müvekkiline gönderilen önceki tarihli haciz ihbarnamelerinden müvekkilinin bilgisinin olmaması nedeniyle itiraz etmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin icra dosyasında borçlu olarak görünen şirkete karşı her hangi bir borcunun da bulunmadığını, kaldı kİ şirket sermayesinin tamamının da ödenmiş olduğunu, bu hususta ... Ticaret Sicili Müdürlüğüne bir müzekkere yazılarak şirket sermayesinin ödenmiş olması sebebi ile şirketin borçlu olmadığının ve müvekkili davacının şirkete karşı her hangi bir borcunun bulunmadığının tespitinin gerektiğini,“... Müh. Tic. Ltd. Şti/'nı'n müvekkilinden her hangi bir alacağı olmadığından, ... 16. İcra Dairesinin 2020/8724 E. Sayılı takip alacaklısı ...’a da 89/1 ve 89/2 uygulamaları nedeni ile bir borcunun bulunmaması karşısında ... 16....

            DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : BHAKİM : KATİP : DAVACI : DAVALI : VEKİLLERİ : DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) DAVA TARİHİ : 23/12/2021 KARAR TARİHİ : 17/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı, ...../2021 tarihinde müvekkiline ait işyerine denetim için gelen davalı şirket çalışanları tarafından yapılan inceleme sonucu kaçak elektrik kullanımına dayalı para cezası tahakkuk ettirildiğini, tahakkuk ettirilen bedelin haksız olduğunu ileri sürerek cezanın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, usul ve esas yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diyarbakır 2. Tüketici Mahkemesinin ...../2021 tarih ve ..... E.-..... K....

              Menfi tespit davasının reddine karar veren mahkemenin, borçluyu tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı almış ve bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış (infaz edilmiş) olması gerekmektedir. Menfi tespit davasına bakan mahkeme icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı vermemişse, mücerret menfi tespit davasının alacaklının alacağını almasını geciktirdiğinden söz edilemeyeceğinden, menfi tespit davasının reddine karar veren mahkeme, borçluyu tazminata mahkum edemez (KURU, Baki; İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, İkinci Baskı, Ankara 2013, s. 376-377)....

                Nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalılardan tahsiline, Uğradığı kazanç kaybı nedeniyle 35.000,00 TL. nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalılardan tahsiline, 3.000,00 TL. manevi tazminata ve Ankara ... Müd. 2018/3111 E.,sayılı dosyası ile Ankara ... Müd. 2017/12591 sayılı dosyalarındaki icra takiplerinin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının iki ayrı dava konusu olan ve birleştirilemeyecek nitelikte olan menfi tespit istemli dava ile maddi-manevi tazminat, masraf ve kazanç kaybı istemli davanın birlikte görülemeyeceğini, tefrik kararı verilerek ayrı esaslar üzerinden devam edilmesini, davacının kayıtsız şartsız borç içeren kambiyo senetlerinin borçlusu olmasına rağmen menfi tespit isteminde bulunmasında hukuki yararı olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle menfi tespit davasının esasa girilmeden reddi gerektiğini, ...'...

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/864 Esas KARAR NO : 2023/454 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/12/2022 KARAR TARİHİ : 21/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında ... tanzim, ... vade tarihli, alacaklısı davalı şirket, borçlusu davacılar olan ... TL bedelli bonoya dayalı takip başlatıldığını, senet üzerinde "..." ifadesinin bulunduğunu, müvekkillerinden ...' un eşi ... ve diğer davacının oğlunun ortağı olduğu şirket ile davalı şirket arasında finansal kiralama sözleşmesi ile traktör almak için anlaşma bulunduğunu, ... tarihinde ... TL bedelli fatura düzenlendiğini ve ... tarihinde finansal kiralama sözleşmesi düzenlendiğini, ... tarihinde ......

                    in davalı şirketin kurucu ortağı olduğu ve şirket ortaklığından ayrılmadığı, halen ortak olduğunun tespiti ve murisin kurucu hissedar olarak tespitinin yanında kurucu intifa senetleri üzerinde hak sahibi olduğunun da tespitini talep ettikleri, davacılar murisinin bir adet hisse sahibi olduğu konusunda ihtilaf olmadığı, davalı şirketin 1959 yılında kurulduğu ve ticari defterlerin 10 yıllık saklama süresi geçtiğinden pay defteri, karar defteri ve diğer defter ve kayıtların temininin mümkün olmadığı, dosyaya ibraz edilen pay defteri fotokopisi, kayıt ve belgelere göre 16.06.1956 tarihli gazetede yayınlanan şirketin ana sözleşmesinin 7. maddesinde şirketin toplam sermayesinin 2.000.000.- TL olduğu ve beheri 1.000 TL kıymetinde 2.000 hisseye bölündüğü, toplam 282 hissedar bulunduğu, bu hisselerin nama yazılı olduğu, 282 hissedarın isimleri ve sahip oldukları hisse tutarlarınında yazıldığı, davacıların murisinin de 1.000....

                      UYAP Entegrasyonu