Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı---- ortakları, temsile ve imzaya yetkili kişilerinin isim ve adres bilgileri istenilmiş ve gelen yazı cevabında----- şirketin ortağı ve temsile münferiden yetkili kişisi olduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır . Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olmadığının ispat yükümlülüğü davacı-borçlu tarafa aittir....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin sözlü olarak sonlandırılmasına ve davalı şirketin müvekkili şirketten bir alacağı bulunmamasına rağmen davalı şirketin müvekkiline önce 14.000,02 TL bedelli bir fatura gönderdiğini, faturanın iade edilerek davalı tarafa verilen teminat mektubunun iadesi talep edildiğinde davalı şirket tarafından borcun 16.308,65 TL olduğunun ve ödenmemesi halinde teminat mektubunun nakte çevrileceğinin ihtar edildiğini belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirket tarafından davacıya teslim edilen konsinye malların bedeli ödenmediğinden ve bakiye cari hesap alacağı bulunduğundan, alacağı için davacı şirkete ait teminat mektubunun 16.308,65 TL olarak nakte çevrildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

      Şirketi aleyhine açtığı menfi tesbit davasının da konusunu oluşturduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, öte yandan menfi tesbit davasının açılmasından sonra davacı ile ..... Şirketinin yetkilisi olan ..... arasında imzalanan 01.01.2008 tarihli protokol ile davacının borcunun belirlendiğini ve akabinde davacının bu borcunu ödemesi nedeniyle taraflar arasında herhangi bir alacak ve borç ilişkisinin kalmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; aldırılan bilirkişi raporu ile davacı tarafından adi yazılı belgeler ile yapılan ödemelerin, icra dosyaları nedeni ile yapılan 01.01.2008 tarihli protokolde mahsup edilmediği gibi davacı tarafından açılan menfi tesbit davasına da konu edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; davacı ile davalıların ortağı bulundukları dava dışı .......................

        ye hisse devretmediği, halen şirketlerin ortağı olduğu, davalıların hisse devrine ve buna karşılık davacıya ödeme yaptıklarına ve dava konusu çeklerin buna mukabil verildiğine dair delil sunamadıkları, öte yandan bu davalıların iddiasına ilişkin olarak davacının ve davalı ...Tekstil'in ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda her iki tarafın da defterlerinin usulüne uygun olmadığı, davacının defterlerine göre davalı ile ticari bir ilişkisinin olmadığı, davalının ise herhangi bir fatura olmaksızın karşılıklı yapılan ödemeleri defterlerine kaydettiği, 4 adet çekin de davacıyı alacaklandıracak şekilde 23/03/2009 tarihinde defterine kaydettiği anlaşılmakla birlikte dayanağı bulunmayan, fatura, çek bordrosu vs. belgelerle desteklenmeyen ve usulüne uygun olmayan davalı defterlerine itibar edilmediği, bu haliyle davacının davalılar ... ve ...Tekstil Ltd....

          tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin temsilciler vasıtasıyla yıllık kâr payı verileceği ve istendiğinde yatırılan paranın geri ödeneceği vaadi ile davacıyı yanıltmak suretiyle müvekkilinden para aldığını, paranın iadesi için defalarca başvuruda bulunmasına rağmen davalıların para iadesinde bulunmadıklarını, SPK tarafından hazırlanan raporlarda davalı şirketin faaliyetlerinin kanunlara aykırı olduğunun tespit edildiğini, alınan senet ve ortaklık durum belgeleri ile şirket ortağı olunamayacağını, davalı faaliyetinin Bankalar Kanununa da uygun olmadığını ileri sürerek davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklığın bulunmadığının tespitini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 29.735 DM karşılığı 42.312,24 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            -------esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamızın davacısı olan şirketin yetkilisi ------ esas sayılı dosyasında takibe konan bonolardaki imza sahteciliği iddiası ile şirketin eski yetkilisi----- ve dosyamızın davalısı ------- şikayetçi olduğu, dosyada imza incelemesi yaptırıldığı, 21/06/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; icra dosyasındaki takibe esas 4 adet bonolar üzerindeki yazı ve imzaların -------ait olduğunun tespit edildiği, şirket defterleri üzerinde yapılan incelemede suça konu senetlerin şirket defter ve kayıtlarında görünmediği, mahkemenin; şirketin tescil tarihinin 25/03/2014 olduğu, sanık ------ şirketten 03/07/2015 tarihinde ayrıldığı, senetlerin keşide tarihi olan 10/01/2015'te sanık ------- şirket ortağı olduğundan bu senetleri şirket kayıtlarına intikal ettirmesi gerektiğini bildiği, sanık ------- şirketten ayrıldıktan sonra, geçmiş tarihli şirket ortağı olduğu döneme ilişkin bu senetleri düzenleyip şirket kaşesinin sahtesini yaptırarak kayınbiraderi olan diğer...

              ye yapılan ödemelerin pay karşılığı yapıldığı, ortaklık ilişkisinin kurulmuş sayıldığı ve ortaklık ilişkisinin kurulmadığının iddia edilemeyeceği gibi, görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, artık yapılan açık düzenleme karşısında davalı tarafın bu itirazlarının değerlendirilmesine yer olmadığı, Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin belirlenmesi ve davacının davalı şirketin ortağı olup olmadığı ve davalı şirkete yatırılan paraları isteyip isteyemeyeceği, davacının 27.03.2000 tararihinden bu yana ortağı olduğunun tespiti ve sicil kaydına tescili ile hesap edilecek hak ve alacaklarının davalı ......

                - K A R A R - Davacı vekili, davalının icra takibine konu ettiği 31.12.2009 vade 30.04.2009 keşide tarihli 20.000 TL bedelli senetten dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığını, davalının eşi ve oğlu şirket ortağı iken davalının eşi şirket kasasından şirkete ait bazı evrakları ve senetleri müvekkili şirket yetkilisinin izni olmaksızın aldığını, müvekkilinin haciz baskısı altında ödeme taahhüdünde bulunduğunu, senedin aslı görüldüğünde şirket kasasından izinsiz alınan ve iptal edilmiş senetlerden olduğunun anlaşıldığını takibe konu senedin yırtık ve iptal edilmiş olduğunu müvekkilinin taahhüdü ihlal etmemek için 08.02.2010 tarihli haciz sırasında 1.130,00 TL 04.03.2010 tarihinde 2.000 TL 01.04.2010 tarihinde de 4.000 TL ödemede bulunduğunu ileri sürerek söz konusu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline ödenen 7.130 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan istirdatına, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini...

                  Gelen müzekkere cevapları ile ; davalının ticaret işletme kaydı bulunmadığı, esnaf ve sanatkar sicilinde de esnaf kaydının bulunmadığının bildirildiği ve vergi dairesi kayıtlarına göre ise davacının 01/01/2021 tarihinden itibaren gayri menkul sermaye iradından mükellefiyet kaydının bulunduğu, gayri menkul sermaye iradına ilişkin defter tutma yükümlülüğü olmadığının ve limited şirket ortağı ve müdürü olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı taraf bir ticaret şirketinin ortağı olsa da bu durum onun tacir sayılması için yeterli değildir ve davalı taraf gelen yazı cevaplarından anlaşılacağı üzere tacir değildir....

                    Danışmanlığın anlaştığı firmaların gümrük işlemlerinin ortağı olduğu şirket tarafından ücreti mukabilinde yapıldığını, davalı şirketlerin iştigal alanları, ortakları ve yetkililerinin farklı tüzel kişilikler olduklarını, davacı şirketin gümrük işlemlerinin diğer davalı şirketin talimatı ve verdiği belgeler doğrultusunda ortağı olduğu şirket tarafından yerine getirildiğini, gümrük işlemlerinde kullanılan belgelerin davacı taraftan alınmadığı gibi davacı tarafça ortağı bulunduğu şirket hesabına para aktarılmadığını, kendisi ve ortağı olduğu firmanın davacı ile hiç bir mahsuplaşma işlemi yapmadığını, davacı ile ortağı olduğu firma arasında hizmet sözleşmesi yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ....... cevap dilekçesinde; para akışı olayı ile herhangi bir ilişkileri olmadığını, şirket sorumlusu ... ile ....... arasında para akışı gerçekleştiğini, şirket sorumlusu ...'nin gümrük vergilerini şirketin hesabından kendisi ödemesi gerekirken ...'...

                      UYAP Entegrasyonu