Davalı ,davacının lehine hükmedilen yardım nafakasının azaltılması için açtığı davanın reddedildiğini,aldığı 500 TL'lik nafakanın 2013 yılında karara bağlandığını, aradan 3 yıl geçmiş olduğunu, enflasyon oranı göz önüne alındığında nafakanın artırılması gerekirken azaltılmasının talep edildiğini,Devlet Tiyatrosu'nda Ocak ayından beri çalıştığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile; İstanbul 13.Aile Mahkemesinin 2012/570 E, 2013/324 K sayılı ilamı ile davalı lehine hükmedilen aylık 500 TL'nin 150 TL'ye indirilerek dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350 TL yardım nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;yardım nafakasının azaltılması istemine ilişkindir....
18 yaşından büyük olup eğitimine devam etmesi nedeniyle nafaka taleplerinin yardım nafakası talebi olduğunun açıklanması sonucunda, davanın yardım nafakası olarak değerlendirilip karara bağlanmasında usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı babanın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun tüm yönlerden esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Ön inceleme duruşmasında da, davacı vekili ''dava dilekçesini aynen tekrar etmiş ve mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlık "davacı tarafın davalı aleyhine açtığı yardım nafakası davası olduğu, davacının 3.000,00- TL tedbir ve devamında yardım nafakasının davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve bu nafakaların her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılmasını talep ettiği ..." şeklinde tespit edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalardan da,davacı için davalılardan toplam 3.000,00- TL yardım nafakası talep edildiği sonucuna varılmaktadır....
adına ödenen yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye, ... adına ödenen iştirak nafakasının da yardım nafakasına dönüştürülerek aylık 600,00 TL ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacı ... tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 250,00 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının 290,00 TL ye çıkartılmasına; Davacı ... tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 250,00 TL olarak belirlenen yardım nafakasının 300,00 TL ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı ... 'ın temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı ...'nun temyiz itirazlarına gelince ; TMK.'...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalıların 18 yaşını doldurduğu belirtilerek ödenen iştirak nafakasının kaldırılması istenilmiştir.Karşılık dava dilekçesinde ise; TMK. 328/2. maddesi hükmü gereğince eğitimi devam ettiğinden ödenen nafakanın artırılarak 300,00 TL’ye yükseltilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, asıl davanın kabulü ile davalı (karşı davacı) Duygu’nun evlenmesi; diğer davalı ...’nın (karşı davacı) ise 18 yaşını doldurmuş olduğu; davalının bakım yükümlülüğü bulunmadığı gerekçeleri ile iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, karşılık davada artırım isteminin reddi cihetine gidilmiştir. 1-Asıl dava yönünden; küçük reşit olmakla kendisine bağlanan nafaka kendiliğinden sona erer (TMK328/1). Davalılar dava tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmuş olup reşittir. Bu nedenle davacının nafakanın kaldırılmasını istemede hukuki yararı bulunmamaktadır....
Dairenin 13.07.2023 tarihli 2023/1386 E., 2023/2572 K. sayılı kararı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı ... yararına takdir edilen yardım nafakasının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, davalı erkeğin tüm, davacılar vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir. B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları ve paranın satın alma gücü ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında hükmedilen yardım nafakası miktarı az olduğu gerekçesiyle birleşen dosya davacısı ...'...
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2014/602 Esas ve 2015/70 Karar sayılı cevap dilekçesinde; davacının yoksulluk ve iştirak nafakası aldığını, davacının babasının yardım ettiğini, davacının giyim eşyaları satarak para kazandığını, kardeşine maddi yardım yaptığını, yardım nafakası ödeyebilecek maddi gücünün olmadığını belirterek davanın reddi istemiştir.Mahkemece; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile; asıl davada, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 35,00 TL artırılarak aylık 285,00 TL’ye müşterek çocuk için hükmolunan aylık 175,00 TL’nin dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 25,00 TL artırılarak aylık 200,00 TL ye yükseltilmesine ve her yıl yıllık ÜFE oranında artırılmasına; birleşen davada, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Asıl dava yönünden temyiz incelemesinde;5219 ve 5236 sayılı yasalar...
Böylece yasa gereği iştirak nafakası son bulmuştur. Dolayısı ile artırılması istenebilecek bir iştirak nafakası bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı vekili dava dilekçesinde üniversiteye kayıt yaptırdığını ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle kaydını dondurduğunu belirterek nafakanın artırılması yönünde talepte bulunmuştur. Bu istem MK’nun 364.maddesi kapsamında yardım nafakası olup, buna göre, herkes yardım etmediği taktirde yoksulluğa düşecek olan üst ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.Mahkemece, hukuki yanılgı sonucu davanın iştirak nafakasının artırılması olarak nitelendirilmesi isabetli bulunmamıştır....
Mahkemece; davacının, hastalığı nedeni ile çalışamadığı, çocuklarından birinin üniversite öğrencisi olduğu, diğerinin asgari ücret düzeyinde gelirinin bulunduğu, davalı Hasan'ın ekonomik durumunun nafaka vermeye yeterli olmadığı, Serap ve Tuğba'nın gelir düzeyleri oranında yardım nafakası ödemeleri gerektiği gerekçe gösterilerek Hasan aleyhine açılan davanın reddine; davalılar Serap ve Tuğba yönünden ise, davanın kabulü ile; dava tarihinden geçerli olmak üzere 750.00 TL yardım nafakasının davalı Serap'tan, 350.00 TL yardım nafakasının davalı Tuğba'dan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar Serap ve Tuğba vekilli tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 364.maddesinde “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır” düzenlemesi yeralmaktadır....