Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ----------- yasal hasım olması dava açılmasına sebebiyet vermemesi ve davacının Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın şirketin terkin edilmesinden önceki tarihe ait olması karşısında tasfiye memurunun davanın varlığından haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi sonuçlandırarak şirketin --- terkinini usul ve yasaya aykırı olarak yaptığı, davacı tarafın ihya davası açmasına sebebiyet verdiği gözönünde tutularak davalı ---------yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış, davalı tasfiye memuru sorumlu tutulmuştur. Davalı tasfiye memuru tasfiye işlemlerini eksik bıraktığından dava açılmasına sebep olmuştur. Bu nedenle yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerekir. TTK.547.maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin ticaret siciline yeniden tescilini isteyebilirler....

    İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle TTK'nın 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri için şirketin sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhyası talep olunan şirketin 13/11/2019 tarihinde tasfiyesinin sona erdiğine karar verildiği, tasfiye memurunun davalı ... olduğu, tasfiye kararının 25/11/2019 tarihinde tescil edildiği ve sicil kaydının terkin olduğu anlaşılmıştır....

      Ltd Şti hakkında şirketin ihyasına karar verilmesine yönelik olarak Mahkememizde dava açılmış ise de; davalı şirketin tasfiye sonucu terkin edildiği, şirketin son tasfiye memurunun ... olduğu, tasfiye memurunun zorunlu hasım konumunda olduğu, davacı vekiline tasfiye memuru hakkında dava açıp dosyamızla birleştirilmesini sağlamak amacıyla süre ve kesin süre verildiği, davacı vekilinin verilen kesin süre içerisinde tasfiye memuru hakkında dava açmadığı, davacı tarafça Ticaret Sicil Müdürlüğü, ... Ltd Şti ve tasfiye memuru hakkında İzmir ... ATM'nin ... Esas ... Karar sayılı dosyasında şirketin ihyasına yönelik dava açıldığı ancak davanın Mahkememizce verilen kesin süre dolduktan sonra açılmış olduğu, davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde Mahkemece belirlenen işlemin yerine getirilmediği ve davanın mahkemece verilen kesin süreye uyulmadığından reddinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

        ın terkinden önceki şirket ortağı olmasına bağlı olarak atanan tasfiye memuruna ücret verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı, İzmir 9. İş Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasında açılan davanın terkin tarihinden önce açılıp tasfiye sırasında derdest olduğu, bu davanın sonuçlandırılmadan tasfiyenin kapatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle davalı tasfiye memurunun kusurlu davranıp tasfiyeyi sonlandırarak bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği, ancak tasfiye memurunun davadan önce vefat etmesi nedeniyle davanın yalnız Ticaret Sicil Müdürlüğü hasım gösterilerek açıldığı dikkate alınarak davalı taraf yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle: 1-Davanın KABULÜ İLE; ......

          Davalı tasfiye memuru, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı tasfiye memurunun temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmıştır. Bu kez, davalı tasfiye memuru karar karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı tasfiye memurunun HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı tasfiye memurunun karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 50,45 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'nun 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalı tasfiye memurundan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 26.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            takkdirinde isabetsizlik olmadığı,ihya ve yeniden tasfiye memuru atanmasına ve tasfiye usulune uygun sonlandırılmadığından davalı tasfiye memurunun HMK 326/1 gereği yargı gideri aleyhine hüküm verilen davalıdan alınacağından istinaf sebebleri yerinde bulunmamakla davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir." belirtmiştir. --------- yapıldığı tarih itibariyle usulüne uygun yapılmış olsa bile tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi amacıyla şirketin ihyası yasal zorunluluktur....

              Davalı ... cevap dilekçesinde özetle: ... nin 08/10/2012 tarihli ortaklar kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini ve tasfiye memuru olarak kendisinin seçildiğini, limited şirketin tüzel kişiliğinin ticaret sicilinden silinmesi ile sona erdiğini, tasfiye işlemlerinin tarafınca eksiksiz yapıldığını, davacının davasını tasfiye işlemlerinin bitiminden sonra açtığını, şirket tasfiye halinde iken tasfiyesine ilişkin ilanların yapıldığını, ve bu ilanlarda doğması muhtemel alacakların bildirilmesinin talep edildiğini, davacı tarafın herhangi bir bildirmede bulunmadığını, tasfiye memuru olduğu için şirketin çalıştırdığı işçilerin sigortasının yapılıp yapılmadığını bilmesinin beklenemeyeceğini, tasfiyesi gereken hususların eksiksiz ve gerektiği gibi yapıldığını, şirketin tasfiye işlemlerinin 08/10/2009 - 11/01/2012 tarihleri arasında sürdüğünü, davacı tarafından sigortasının yapılmadığına dair bir bildirimde bulunulmadığını, davacının ihyası davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını bildirerek davanın...

                nin ihyasına yönelik olarak iş bu davanın açıldığı, ihyası talep edilen şirketin 29/12/2016 tarihinde tasfiyeye girdiği ve tasfiye memurunun davalı ... olduğu ve tasfiye sonunda 22/12/2017 tarihinde adı geçen şirketin ticaret sicilden tasfiye sonu terkin olduğu, İzmir ... İş Mahkemesinin Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında davacı tarafından ihyası talep edilen şirket aleyhine açılan davada Mahkemece adı geçen şirketin ihyasına yönelik dava açmak üzere süre verildiği, söz konusu dosyada taraf teşkilinin sağlanması yönünden davacı tarafın iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalı ... Müdürlüğünün iş bu davada yasal hasım konumunda olup yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumluluğun bulunmadığı, tasfiye usulüne uygun şekilde tamamlanmadan şirketin terkin edilmiş oluşuna göre davalı tasfiye memurunun yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu sonucuna ulaşılarak aşağıdaki karar verilmiştir....

                  nin ihyasına yönelik olarak iş bu davanın açıldığı, ihyası talep edilen şirketin 29/12/2016 tarihinde tasfiyeye girdiği ve tasfiye memurunun davalı ... olduğu ve tasfiye sonunda 22/12/2017 tarihinde adı geçen şirketin ticaret sicilden tasfiye sonu terkin olduğu, İzmir ... İş Mahkemesinin Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında davacı tarafından ihyası talep edilen şirket aleyhine açılan davada Mahkemece adı geçen şirketin ihyasına yönelik dava açmak üzere süre verildiği, söz konusu dosyada taraf teşkilinin sağlanması yönünden davacı tarafın iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalı ... Müdürlüğünün iş bu davada yasal hasım konumunda olup yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumluluğun bulunmadığı, tasfiye usulüne uygun şekilde tamamlanmadan şirketin terkin edilmiş oluşuna göre davalı tasfiye memurunun yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu sonucuna ulaşılarak aşağıdaki karar verilmiştir....

                    nin ana sözleşmesinde, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının anılan şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak müdürlükten azli istenen şirketin davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir. B. Bozma Kararı Dairemizin 29.04.2019 tarih ve 2018/1597 E., 2019/3235 K. sayılı kararıyla, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesinin zorunlu olmadığı, mahkemece işin esasına girilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur. C....

                      UYAP Entegrasyonu