WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki saklı tutulan haklar yine Türk vatandaşı olunan döneme ilişkindir 3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre talep tarihinde Türk vatandaşı olmayanlar borçlanamazlar. Bu kuralın istisnası 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu‘nun 29.maddesi olup izinle Türk vatandaşlığını kaybedenlere tanınan istisna bu kişilerin Türk vatandaşı oldukları döneme özgüdür. Dolayısıyla Türk vatandaşı olunmayan bir dönemin borçlanılması mümkün değildir. Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda 3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre izinle Türk vatandaşlığını kaybettiği 22.09.1999 tarihinden sonra Türk vatandaşı olunmayan bir dönemin borçlanılması mümkün olmadığından, davacının borçlanarak bedelini ödediği 3671 günlük hizmetinin izinle Türk vatandaşlığını kaybettiği 22.09.1999 tarihinden başlatarak geriye doğru borçlanabilleceğini gözardı ederek yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

    Davacı vekili tarafından mahkemesine sunulan dilekçe incelendiğinde davacının Türk vatandaşı olabilmek adına davalılar ile konuşarak anlaştığı, Türk vatandaşlığına geçebilmek için davalılara 11.500,00 USD para verdiğini, bu parayı vermesine rağmen kendisine verilen T.C Kimlik numarasının başka bir kişiye ait olduğunu, bu nedenle davalıların kendisini dolandırdığını belirterek davalılardan vermiş olduğu paranın tazminini talep etmiştir. Öncelikli olarak Türk vatandaşlığını ne şekilde kazanılacağı 5901 sayılı Tür Vatandaşlığı Kanunu ile düzenlenmiştir. Yabancı uyruklu bir kimsenin Türk Vatandaşlığını ne şekilde kazanabileceği 5901 sayılı yasanın 10- 12- 13- 14- 16- 17. Maddelerinde düzenlenmiş yine bu maddelerde belirtilen Türk Vatandaşlığının kazanılmasını sağlayan iş ve işlemlere dair usulün neler olduğu anılan kanunda usulünce ayrıntılı olarak düzenlenmiştir....

    Dosya kapsamı incelendiğinde; davacının eşi Cemal Aktaş'ın 19/01/1996 tarihinde vefat ettiği ,davacı 25/04/2003 tarihinde Türk Vatandaşlığından izinle çıktığı, davacının 05/04/2016 tarihli borçlanma talep dilekçesi ile kuruma müracaat ederek eşinin yurtdışında geçen çalışmalarının 1800 gününü borçlanmak istediği, kurumun davacının Türk vatandaşlığından çıktığı gerekçesiyle talebin reddedildiği anlaşılmaktadır. 11.02.1964 tarih ve 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 06.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 29.06.2004 gün ve 5203 sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değişik 29. maddesinde, “Bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tâbi tutulur....

    Bütün bu açıklamalar ışığında; dosya arasındaki nüfus kayıtlarına göre davacının, murisin oğlu olarak gözüktüğü ancak murisin ölüm vukuatının nüfus kayıtlarında gözükmediği nazara alınarak davacıya, murisin ölü olduğuna dair delillerini sunması için imkan tanınması ve ayrıca bu kapsamda re'sen de gerekli tüm araştırmaların yapılması neticesine göre bir karar verilmesi gerektiği halde ilk derece mahkemesince yetersiz araştırmayla yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, kararın bu sebeple kaldırılması gerekmiştir. Bu aşamada üzerinde durulması ve açıklanması gereken önemli bir husus da şudur; muris T3 21/03/2003 tarihinde 403 sayılı Tük Vatandaşlığı Kanununun 25/ç maddesi uyarınca Türk vatandaşlığını kaybetmiştir. Türk vatandaşlığını kaybedenler yabancı muamelesine tabi tutulurlar....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2019 NUMARASI : 2017/83 ESAS 2019/219 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Satıcının Açtığı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : İSTANBUL 4. TÜKETİCİ MAHKEMESİnin 14/03/2019 tarihli ve 2017/83 Esas 2019/219 Karar sayılı dosyasında verilen karar; istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

    ın temyiz hakkı olmadığı anlaşıldığından, şikayetçi adına vekilinin anılan suç nedeniyle kurulan hükme yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİYLE, sanık müdafiinin temyizine hasren yapılan incelemede; Doğumla Türk Vatandaşlığını kazanmış olup, sonradan İçişleri Bakanlığı'ndan çıkma izni almak suretiyle Alman Vatandaşlığını kazanan sanığın, şirket kurarken Ticaret Sicil Müdürlüğüne, ..İli ..............Muhtarlığından aldığı nüfus cüzdan örneğini ibraz etmek suretiyle resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda; olay tarihinde yürürlükte bulunan 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 29. maddesinin “Bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tabi tutulur....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "... 3201 sayılı kanunun amacı dikkate alındığında Türk vatandaşlığından izinle çıkan ve borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşlığına haiz olmayan davacının Türk Vatandaşlık Kanununun sosyal haklar bakımından vatandaş gibi kabul ettiği ve Türk vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanması gerektiği, Türk vatandaşlığından izinle çıkan davacının ve yine Türk vatandaşlığından izinle çıkan ölen eşinin, vatandaşlıktan çıkma öncesi yurtdışı hizmetlerini borçlanma hakkı bulunduğu, boşta geçen sürelerden asgari kazanç üzerinden borçlanma hakkı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu konudaki bilirkişi raporunun denetime elverişle ve oluşa uygun olması nedeni ile hükme esas alınmasının yerinde olacağı sonucuna ulaşılmış..." gerekçesiyle, "1- Davanın KABULÜNE, 2- Kurum işleminin iptaline, 3- Davacının eşi Muris Fevzi Aydın'a ait 01.09.1981 tarihinden itibaren 1800 gün çalışma ve boşta geçen sürelerden asgari kazanç üzerinden borçlanma hakkı olduğunu...

      C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı : Mahkemece,davacının Bulgaristan'da çalıştığı süreler yönünden borçlanma talebinde bulunduğu, ancak davacının Türk Vatandaşı olmadan önceki süreler açısından bu talepte bulunduğu, davacının zorunlu göç ile Türkiye'ye geldiğine ilişkin herhangi kayıt ve belge olmadığı, davacının Türk Vatandaşlığına Türk vatandaşı ile evlenmek suretiyle 2002 yılında geçtiği, bu tarihten önceki çalışmaları yönünden borçlanabilmesi için iskan kanuna göre zorunlu göç sonucu Türkiye'ye gelme şartının olduğu, bu şartın gerçekleşmediği, kurum işleminin doğru olduğu gerekçesine dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu ; Davacı vekili; davacının 1989 tarihinde zorunlu göçle Türkiye ye geldiğini, yurtdışı borçlanma talep şartlarını taşıdığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....

        (Anayasa Mahkemesi, Ali Çökelekoğlu ve diğerleri, 2019/1464; Kağan Osman Karamanoğlu, 2017/21063; Beyhan Çatalkaya, 2015/13947; Aslan Faruk Toprak, 2013/2957) Dosya kapsamı ve tüm belgelerden davacının Türk vatandaşlığını 5091 sayılı kanunun 27. maddesi uyarınca kaybettiği, Avusturya Cumhuriyeti vatandaşı Türk olduğu ve mavi kart sahibi olduğu anlaşılmaktadır. 5091 sayılı kanunun 28. maddesi uyarınca, doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve üçüncü dereceye kadar olan altsoyları, bu maddede belirtilen istisnalar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. İbraz edilen pasaport suretine göre davacının Avusturya Cumhuriyeti nüfus kaydında soyadının "Polato" olduğu, buna göre davacının her iki ülkenin nüfus kaydında soyadlarının farklı olduğu, bu durumun hukuki işlemlerde ve resmî kurumlarda zorluklara sebep olduğunun anlaşılmasına göre davalının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....

        Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, Bakanlar Kurulu'nun 01.09.1998 Tarih ve 11096 sayılı kararı ile 01.09.1998 tarihinde Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği, daha sonra İçişleri Bakanlığı'nın 03.02.2009 Tarih ve 2009/1 sayılı kararı gereğince 03.02.2009 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığına alındığı, dava tarihi itibari ile hem Türk hem de Almanya vatandaşı olduğu, ev kadını olan davacının 18.03.2004 tarihli isteğe bağlı sigortalılık talebi ile 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğu, ancak daha sonra davalı Kurum tarafından, aynı yasanın 79. maddesinde “ Türkiye'de ikamet etmek şartı ile Türk asıllı yabancı uyrukluların da talepleri halinde isteğe bağlı sigortalı olabileceklerinin düzenlendiği ” belirtilerek, davacının Türkiye'de ikamet etmemesi nedeni ile tescil tarihi olan 18.03.2004 tarihi itibari ile sigortalılığının durdurulduğu, davacının 20.04.2004 – 27.03.2009 tarihleri arasında düzenli olarak isteğe bağlı prim ödemesi bulunduğu, 01.09.1987...

          UYAP Entegrasyonu