İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmektedir. Davacı tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumakla yükümlüdür. Somut olayda;davacı işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili emniyet tarafından ifadesine başvurulan davacı işyeri çalışanı ...'un 18/07/2022 tarihli, ...'in 02/05/2022 tarihli, yine ...'un 02/07/2022 tarihli emniyetteki beyanında ticari defter ve belgelerinin çalındığından bahsetmediği, aynı şekilde olay sonrası Çakmak Polis Merkezi Amirliğince düzenlenen 25/06/2021 tarihli tarihli tahkikat evrakında da davacı işyerinde dava konusu ticari defter ve belgelerin çalındığı yönünde bir tespitin de bulunmadığı anlaşılmıştır....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili tarafından----dosyasından davalı kooperatife gönderilen -------oranından az olmamak üzere faizi ile birlikte ödenmesi istenilmiş , fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep haklarının saklı olduğu belirtilmiştir. Denetime elverişli istinaf kararı sonrası alınan bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenmiştir. Davalıya gönderilen ödeme emrinde alacağın kaynağı- dayanağı hakkında herhangi bir açıklama yapılmamış , davalı da davacının dayandığı mizan ve bilançonun genel kurulda kabul edilmediğini, hesap tetkik komisyonu kurulduğunu ve eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında ceza soruşturması yapıldığım savunarak takibe itiraz etmiştir. Davacı son olarak ------ tarihli genel kurul toplantısında yedek yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş ve aynı ------ üyelerine aylık -----ücret ödenmesi kararlaştırılmıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2023/434 KARAR NO: 2023/819 DAVA: Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) DAVA TARİHİ: 19/06/2023 KARAR TARİHİ: 11/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketlerin kurucusu olup hem yönetim kurulu başkanı hem de pay sahibi olduğu, müvekkilinin yönetim kurulu başkanı sıfatını haiz olmasına rağmen davalı şirketin yönetimine aktif olarak katılması, çoğunluğu oluşturan diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından bilinçli, sistematik ve kötü niyetli olarak engellendiğini; müvekkilinin görevini gereği gibi icra edemediği fakat sorumluluklarının devam ettiği, şirketlere ait gerekli bilgileri alamamakta, belgeleri, defter ve dosyaları inceleyemediğinden işbu davanın açılmasının elzem olduğu, davanın açılması için gerekli şartların oluştuğunu; davalı şirketin yönetim kurulu tarafından...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/649 Esas KARAR NO : 2022/94 TALEP : Zayi Belgesi Verilmesi TALEP TARİHİ : 13/10/2021 KARAR TARİHİ : 11/02/2022 Talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkette ----- hisse adedi (%12,5), ----- hisse adedi (%37,5), şikayet olunanlar ----- hisse adedi (%25) ve son olarak ------- (%25) hisse adedi bulunduğunu, ---------- kuruluna hissedarlardan ----------ve dışarıdan ------- tarihine kadar seçildiğini, ------ ----- kararıyla şirketi temsil ve----------- yönetim kurulu görevini yürütürken yaptığı ----- ibra edilmemesi neticesinde yönetim kurulu üyeliği görevlerinden alındığını ve şirketi temsil ve ilzam yetkileri sona erdiğini, Şirketin ticari faaliyetinin yürütülmesine ilişkin olarak ticari defter ve belgelerle,-------- tarafından şirkete tevdi ve teslim edilen ------- teslim alınması ----- yürütülen --------- tarihinde ------ gelindiğini ancak bahsi geçen ticari defter, kayıt ve belgelerle çek koçanlarının şirket merkezinde bulunmadığı...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından verilen kararın eksik, hatalı ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporunu esas aldığını, belirtilen kayıtlarda usulsüzlüklerin bulunduğunu, eksik tutulan kayıtları da ki meblağın eski yönetim kurulu başkanı hesabında tutulduğu ve iade edilmediğini, güveni kötüye kullanma suçunu işleyen davalının hukuka aykırı ve kusurlu fiili ile derneği zarar uğrattığını, dava konusu alacağın ispatına yönelik tanık dinletilmesinin kanuna ve hukuki teamüle aykırılık teşkil etmediğini belirterek istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin kabulü ile Ankara 23....
İş bu yasal düzenlemeler incelendiğinde eski Ticaret Kanunun 331.maddesinden esinlenilerek güncelleştirilmiş ve bazı eklemeler yapılarak oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Maddenin kenar başlığı "3.Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı" sözcüklerini taşımaktadır. Maddenin genel gerekçesinde, yönetim kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkı nedeniyle yeni kurallar konulmuş ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanının yetkilerinin de gösterildiği açıklanmıştır. TTK.nun 392.madde tüm halinde incelendiğinde yönetim kurulu üyeleri ve başkanı yönünden bilgi alma ve inceleme hakkının düzenlendiği açıkça anlaşılmaktadır. Yani şirketin yönetim organı yönetim kurulu üyeleri ve başkanından oluşuyor ise yönetim kurulu üye ve başkanın birbirlerine yönelik bilgi alma ve inceleme hakkının düzenlendiği açıktır....
Dosya kapsamı itibariyle davacı siteye ait kat malikleri kurulu karar defterinin yeni yönetimin uhdesinde olduğu, ilk derece mahkemesi kararında bahsi geçen ve yeni yönetime teslimine karar verilen defter ve belgelerin karar defteri dışında kalıp eski yöneticinin elinde bulunan işletme defteri, fatura, makbuz vb. diğer belgeler olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf dilekçesinde belirttiği defter ve belgelerin zaten yeni yönetimde olduğu, dava açmadan önce defterlerin teslimi konusunda kendisine herhangi bir müracaatın yapılmadığı, hiçbir dönem yöneticilik yapmadığı yönündeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ve reddedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir....
No: 28 Beyşehir/Konya adresinde bulunan Uslu Apartmanında 23.12.2018 tarihinde gerçekleşen toplantıda yönetici olarak seçildiğini, eski yönetimden ilgili defter, makbuz ve belgeler istenmesine rağmen davalı tarafından teslim edilmediğini belirterek eski yönetim ile ilgili defter, makbuz ve belgeleri yeni yönetime tesliminden kaçınması sebebiyle hakim müdahalesi yolu ile teslimi, bunun mümkün olmaması halinde ilgili defter, makbuz ve belgelerin yönetici olarak kendisine teslimine, teslim olunmayacak durumda ise noterden yeni bir apartman defterinin yeni yönetimin çıkartabileceğine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
No: 28 Beyşehir/Konya adresinde bulunan Uslu Apartmanında 23.12.2018 tarihinde gerçekleşen toplantıda yönetici olarak seçildiğini, eski yönetimden ilgili defter, makbuz ve belgeler istenmesine rağmen davalı tarafından teslim edilmediğini belirterek eski yönetim ile ilgili defter, makbuz ve belgeleri yeni yönetime tesliminden kaçınması sebebiyle hakim müdahalesi yolu ile teslimi, bunun mümkün olmaması halinde ilgili defter, makbuz ve belgelerin yönetici olarak kendisine teslimine, teslim olunmayacak durumda ise noterden yeni bir apartman defterinin yeni yönetimin çıkartabileceğine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu ek karar davacı vekili tarafından, asıl karar da taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin 28/05/2015 tarihli ek karara yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, TTK'nın 392/3. maddesine dayalı, yönetim kurulu üyesinin şirketin defter ve dosyalarını inceleme hakkını kullanması talebine ilişkin olup, mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, mahkemece, verilen kararın TTK'nın 392/4. maddesi uyarınca kesin olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu karara yönelik taraf vekillerince verilen temyiz dilekçelerinde davacı vekili ek kararın da bozulmasını, davalı vekili ise asıl kararın bozulmasını istemiştir....