Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, kredi kartından kaynaklı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355....

Davacı banka ile dava dışı müteveffa ---- arasında akdedilen tüketici kredisi sözleşmesi, ihtiyaç kredisi --------- uyarınca kredi kullandırıldığını, dava dışı -----kullandırılan krediler uyarınca ---- yapıldığını, kredi borçlusunun vefatından sonra ödenmediğinden mirasçılar tarafından davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, --------poliçesi kapsamında murisin kredi borcunun -------- kapsamında ödenmesi gerekip gerekmediğine ilişkin olup davacı banka ile muris arasındaki işlem tüketici işlemi olması sebebiyle Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı yasa 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bu durumda İDM tarafından davacının tüketici işlemi niteliğinde olan konut (tapuda mesken) satış sözleşmesi nedeni ile aldığı konuttaki hukuki ayıbın giderilmesini istediği, nitekim satıcının da davada taraf gösterildiği anlaşılmakla İDM'ce davalılar arasındaki kredi ilişkisinin genel kredi sözleşmesi niteliğinde olması gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. Zira davacı davalılar arasındaki sözleşmeye değil davalı yüklenici ile yaptığı tüketici işlemi niteliğindeki satış sözleşmesine dayanmakta ve ayıpsız tescil istemektedir....

    Yine aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işleminin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda ihtiyati haciz istemi, 08.05.2015 tarihinde yapılmıştır. Bu durumda mahkemece, tüketici işlemi niteliğindeki kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan ihtiyati haciz istemiyle ilgili olarak talep tarihi itibariyle Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi uslu ve yasaya aykırıdır....

      Yine anılan yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır. Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya dönersek; ihtiyati haciz istemi, 19.06.2015 tarihinde yapılmıştır. İhtiyati haciz istemi, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece, tüketici işlemi niteliğindeki kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan ihtiyati haciz istemiyle ilgili olarak talep tarihi itibariyle Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilmeksizin genel mahkeme sıfatıyla işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

        Davalı cevap dilekçesinde özetle; ödediği miktarların önemli bir kısmının borcun anaparasından değil, faizlerine aktarıldığını, bankadan çektiği ve tamamını ödediği son 10 yıl içindeki tüketici kredisi dosya masrafları ile yapılan diğer kesintilerin hesaplanarak borcundan düşülmesini talep ettiği, davacı borcan kredi sözleşmesinden olduğunu belirtmekte ise de, çektiği kredi taksitlerinin aylım 726,00 TL olarak ödendiği söz konusu borcun ise kredi kartından kaynaklandığını, davacının dosya masrafları ve kesintileri düşmeden afaki itiraz yoluna gittiğini, davacının açtığı davanın tüketici kredisi ile uzaktan yakından bir alakası bulunmadığını belirterek, davanın reddine, %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, işletilmek istenen faiz ve masrafların reddine karar verilmesini talep etmiştir İstinafa konu karar, İstanbul 3. Tüketici Mahkemesinin 22/01/2019 tarihli 2015/573 Esas, 2019/31 Karar sayılı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik kararıdır....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava konusu uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı, davalı banka ile kredi sözleşmesi imzalamadığı gibi tahsil edilmiş bir nakdi meblağın da bulunmadığını ileri sürmüştür. Her ne kadar kredi sözleşmesindeki imzaların davacı borçluya ait olduğu uzman bilirkişi raporuyla saptanmışsa da, davacıya yapılan ödeme ile ilgili dosyaya ibraz edilen 18.01.1999 tarihli ekstre incelenmemiştir....

          Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı yasa 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bu durumda İDM tarafından davacının tüketici işlemi niteliğinde olan konut satış sözleşmesi nedeni ile aldığı konuttaki hukuki ayıbın giderilmesini istediği, nitekim satıcının da davada taraf gösterildiği anlaşılmakla İDM'ce davalılar arasındaki kredi ilişkisinin genel kredi sözleşmesi niteliğinde olması gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. Zira davacı davalılar arasındaki sözleşmeye değil davalı yüklenici ile yaptığı tüketici işlemi niteliğindeki satış sözleşmesine dayanmakta ve ayıpsız tescil istemektedir....

          Dava, kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında 16.10.2012 tarihli Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşmeye istinaden davalıya kredi kartı verildiği ve borcu ödemediği iddiasıyla davalı aleyhine icra takibi yapıldığı ve davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. ... 2....

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak davanın reddedildiğini, müvekkilinin kefil olduğu GKS'nin ticari işlem olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kefaleti bulunan ve hakkında Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün 2019/5701 esas, 2019/5702 esas, 2019/2705 esas, 2019/2704 esas sayılı icra takipleri ile ilamsız icra takibi olarak başlatılan genel kredi sözleşmesi ile kullanılan kredi ve kredi kartlarının tüketici işlemi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin kefil olduğu kredi borçlusunun ev hanımı olduğunu, herhangi bir ticari faaliyetinin söz konusunun olmadığını, bu nedenle müvekkili ve icra takibi borçlusu yönüyle çekilen kredi ve kullanılan kredi kartlarının tüketici işlemi niteliğinde bir işlem olduğunu, Yargıtay içtihatlarında da görüleceği üzere yargılama konusu kredi sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit ve istirdat davasının dava tarihi itibariyle arabuluculuk kapsamında olmayan tüketici işlemi niteliğinde...

            UYAP Entegrasyonu