Kuşkusuz, mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm açılacak tapu iptali ve tescil davasıdır. Kadastro müdürlüğünün re’sen veya ilgililerin başvurusu üzerine yapacağı açıklanan düzeltme işlemlerini ilgililere tebliğinden sonra, ilgililerin sulh hukuk mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada, düzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek işlemin iptali istenebilir. Düzeltme işleminin kadastro müdürlüğünce re’sen yapıldığı durumlarda müdürlüğe karşı da dava yöneltilmelidir. Somut olayda da, kadastro müdürlüğünün 8.5.2007 tarihli işlemi ile dava konusu taşınmaz dışında 3, 4, 5, 8, 9, 17, 343, 344, 345 ve 346 parsel sayılı taşınmazlarda kadastro çalışmaları sırasında alınan poligon noktalarında hatalar olduğu gerekçesiyle düzeltme yapılmıştır. Mahkemece düzeltme işleminin denetlenmesi amacıyla yapılan keşifte davacıya ait taşınmaz ile davalı ...'...
Dosyanın incelenmesinde 173 parselin yenileme ile 321 ada 34 parsel olduğu, bu taşınmazın ise 07.05.2014 tarihli ifraz ve ifraz sonrasında kamulaştırma ile 321 ada 98 parsel ile 321 ada 99 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığı, yine dava konusu 765 parselin ise yenileme ile 315 ada 8 parsel olduğu, bu taşınmazın da 24.01.2018 tarihinde ifraz ile 315 ada 18 parsel ile 315 ada 19 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığı anlaşılmaktadır. 2. Davalı borçlu Tülay Özgürel'in miras bırakanı Emine Gedikli'nin ifraz ile oluşan 321 ada 98 parsel, 321 ada 99 parsel ve 315 ada 18 parsel sayılı taşınmazlarda hissesinin bulunduğu görülse de, 765 parselden ifrazen gelen 315 ada 19 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma işlemi ile Maliye Hazinesi adına tescil edilmiştir. Bu suretle Mahkemece davacıya borçlu olan davalı ... Özgürel'in 315 ada 19 parselde intikalen kalan bir hissesi de bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar; paydaşı oldukları 147 ada 1 parsel sayılı taşınmazın,... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/145E., 2011/198K. sayılı kararı ile ortaklığın giderilmesine karar verildiğini, ... Satış Memurluğunun 2011\8 sayılı dosyası üzerinden yapılan ihaleden taşınmazı davalıların satın aldığını, çekişme konusu taşınmazın ifraz işlemi sonucu 147 ada 2 ve 3 parseller olarak 17/07/2013 tarihinde tapuya tescil edildiğini, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/710 E. 2013/50 K. sayılı kararı ile ihalenin iptal edildiğini, mahkeme kararının sadece ihalenin feshini içerdiğini, tescil hükmü içermediğinden sonra yapılan ifraz işleminin taşınmazın tapu kaydının eski haline dönüşmesine engel olduğunu ileri sürerek, taşınmazın satış işlemi öncesindeki hali ile malikleri adına tapuya kayıt ve tescilini istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, muris annesi ...’ın, 1416 parsel sayılı taşınmazın ¾ payını uhdesinde tutarak 1/4 payını davalı oğlu İbrahim’e diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle 2003 yılında temlik ettiğini, sözkonusu taşınmazın 02.09.2003 tarihinde ifraz edilerek 2079 ve 2080 no’lu parsellere ayrıldığını,üzerinde iki ev ve bir ahır bulunan 2080 parsel sayılı taşınmazın davalı adına, arsa vasfında olan dava dışı 2079 parsel sayılı taşınmazın da muris adına tescil edildiğini, satış işleminden kısa süre sonra gerçekleştirilen bu ifraz işleminin de muvazaanın bir kanıtı olduğunu ileri sürerek 1416 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 2080 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazların kök parseli olan ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sonucu mirasbırakan ... adına 780/1838 pay yazıldığı mirasbırakanın ölümü ile mirasçılarına veraseten iştirak kaydıyla intikal ettiği, mirasçılardan ...’in 25.07.1997 tarihinde mirasçılardan ...’e, mirasçılardan ...’in de 17.07.2003 tarihinde mirasçılardan ...’e satış suretiyle paylarını temlik ettikleri, mirasçılardan ...’in 24.03.2007 tarihinde, mirasçılardan ...’in ise 2008 tarihinde ölümü ile geride mirasçılarının kaldığı, taşınmazda yapılan imar işlemi sonucu dava konusu ... ve ... parsellerin oluştuğu, mirasçıların elbirliği mülkiyetini paylı mülkiyete çevirmeleri sonucu davaya konu edilen payların oluştuğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece, aynı işlem ile düzeltmeye tabi tutulan 837 sayılı parselin malikinin işlemin iptali için açtığı davanın reddedilerek kesinleştiği ve bu ilamla işlemin doğru olduğu sonucuna ulaşıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir....
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ... ...’ın 17.02.1965 tarihli düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile davalıların murisi ...’tan 257 parsel sayılı taşınmazdaki hissesinden 1260 m2 yeri satın aldığını, davacıların satış tarihinden bugüne kadar zilyet olduğunu iddia ederek 257 parsel sayılı taşınmazdan ifraz sonucu oluşan 318 ada 1 ve 470 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı dava konusu satış vaadine karşılık gelen payların iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı def'inde bulunduğunu, davacıların dava konusu taşınmazlarda haksız işgalci olduğunu, satış bedelinin tamamının ödenmediğini, davacıların satış bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur III....
Davacı ... vekili, ... adına kayıtlı bulunan 967 parsel sayılı taşınmaz ile 1696 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlarda mükerrer ... olduğu iddiasına dayanarak, mükerrer ... işleminin iptali istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; davalılar vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilen hükmün onanmasına karar verilmiş, onama ilamına karşı davacı ... vekili ile davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Ancak; dava konusu I, II, XII, XIII, XIV, XV, XVI ve XVII nolu taşınmazlara (ek 4 çalışması ile belirlenen 235 ada 6, 253 ada 1 ve 2; 254 ada 1 ve 2; 255 ada 1 ve 2; 256 ada 1; 257 ada 1; 258 ada 1 ve 259 ada 1 parsel sayılı taşınmazların) 2/B askı ilân süresinde dava açıldığı dolayısı ile 2/B işleminin bu parseller yönünden kesinleşmediği, 2/B arazisi olduğu kesinleşmeyen bu taşınmazlarda kullanım kadastrosunun yapılamayacağı anlaşıldığına göre; mahkemece dava konusu I, II, XII, XIII, XIV, XV, XVI ve XVII nolu taşınmazlarda yapılan 2/B işleminin ve kullanım kadastrosunun iptaline karar verilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
Bu itibarla, davacı tarafından açılan davanın İdare Mahkemesi'nce eksik incelemeye dayalı olarak, … tarih ve … sayılı Belediye meclis kararının mı yoksa davacı tarafından belediyeye hibe edilen taşınmazların satışına yönelik … tarih ve … sayılı Belediye meclis kararının mı dava konusu edildiği açıkça ortaya koyulmadan, davanın … tarih ve … sayılı Belediye meclis kararına yönelik kısmının ehliyet yönünden reddine, dava konusu ihale işleminin iptaline karar verilmiş olduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince uyuşmazlıkla ilgili hüküm kurulmayan bir konuda, temyiz mercii tarafından dava konusu işlemin esasına ilişkin doğrudan yargılama yapılarak bir hüküm kurulmaması gerektiğinden dosyanın İdare Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, davanın kısmen ehliyet yönünden reddi ile kısmen dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1....