Lehine tescil edilmiş 21.11.2011 tarihli 1. derece ipotek şerhinin bulunduğu, kira şerhinin ise 08.11.2013 tarihinde konulduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda anılan kanun hükmüne göre kira şerhi alacaklıya karşı ileri sürülemeyeceğinden, alacaklının taşınmazın kira şerhinden ari olarak satışını istemesi gerekmez. Kaldı ki taşımazın açık arttırma şartnamesi ve tutanağında da taşınmazın kira şerhi ile yükümlü olarak ihale edileceği belirtilmemiştir O halde mahkemece alacaklının şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir....
-K. sayılı müzekkeresi ile kayyım atandığını, dilekçe ekinde sunulan kira sözleşmelerine ilişkin delillerde bahsi geçen 250 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ifraz edilerek dava konusu 250 ada 137, 138 ve 139 parsel sayılı taşınmazlara bölündüğünü beyan ederek, işleyen kira bedelleri için tevdi mahalli tayinine ve Siirt Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından 02/12/2011 tarih ve 2011/552- 760 E.-K. sayılı müzekkere ile konulan kayyımlık şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, finansal kiralama sözleşmesinin konusu olan taşınmazların boş olarak davacıya teslimi ile taşınmazlar üzerindeki finansal kiralama şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK'nun 5/A-1 maddesi gereğince bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartıdır. Eldeki davada ise davanın konusunun, finansal kiralama sözleşmesinin konusu olan taşınmazların boş olarak davacıya teslimi ile taşınmazlar üzerindeki finansal kiralama şerhinin kaldırılması talebine ilişkin olduğu, alacak ve tazminat talebinin söz konusu olmadığı, bu nedenle eldeki dava bakımından arabulucuya başvurulması zorunluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır....
aynen iade ve tesliminin imkansızlığının ortaya çıkması halinde davalıdan, dava değerinin tahsiline, taşınmazın tapu sicilinin şerhler hanesinde yer alan finansal kiralama şerhinin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücrelinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Gazi Vakıf Şerhi bulunduğunu, adı geçen vakfın gayrisahih olup, 22.02.1978 tarihinde 253/270630 nolu makbuzla müvekkillerinin 1/3 payı olan 20.000,00 TL taviz bedeli tahsil edildiğini beyanla, evvelce ödenen 20.000,00 TL'nin yeni (020 tl) uyarlanarak tahsilini, vakıf şerhinin tapu sicilinden terkini istenmiştir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/386 - 2008/35 sayılı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinden geçip 23.07.2008 tarihinde kesinleşen aynı mahiyetteki ve dava konusu parsele coğrafi olarak yakın olan emsal kararın bulunduğunu, davalı vekilinin dayandığı 2011/386 Esas sayılı dosyadaki taşınmazın dava konusu taşınmaza uzak olduğunu belirtmiştir. Birleştirilen 2014/255 Esas sayılı dosya davacıları vekili 20.05.2014 tarihli dilekçesinde, 4518 ada, 10 parsel sayılı 6703,68 m2 alanlı şeftali bahçesi vasıflı taşınmazın paydaşları olduğunu, 2012/735 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini ve tapu kaydı üzerinde ......
Noterliğinin 15/02/2023 tarihli 5629 sayılı ihtarı ile verdiği cevapta, söz konusu taşınmazı ekte sunduğu kira sözleşmesi ile 10/01/2022 tarihinden itibaren kiraladığını ve kullandığını, kira bedellerini de kiraya verene ödediğini bildirdiğini, hiçbir aklı selimin örgütlenmiş bir polis ve adli teşkilatı olan hukuk devletinde icra ihalesi ile satılarak tapu kaydı banka adına tescil edilmiş olan bir taşınmaza, üstelik inşaat halinde iken sonradan ve cebren girerek tadilat yapmaya başlaması beklenemeyeceğinden, müvekkili tarafından İİK'nın 135/2. maddesi kapsamında tahliye muhtırası gönderilmesinin istenildiğini, karardaki gerekçenin kabulü halinde dahi, şikayet edenin taşınmazdaki mevcudiyetinin hukuksuz olmaya devam edeceğini ve işgalci statüsünün değişmeyeceğini, kira sözleşmesi kabul edildiğinde, İİK'nın 135/2. maddesi kapsamında kira sözleşmesi kabul edilmediğinde ise, genel hukuk kuralları kapsamında şikayet eden tarafın işgalci olarak kalmaya devam edeceğini, şikayetçinin taşınmazdaki...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kira şerhinin kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ın hissesi üzerinde bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine) cümlesinin eklenmesine, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalılardan ...'ın hissesi üzerinde bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı borçlu vekili, müvekkilinin hiç bir zaman davacının kiracısı olmadığını, davacının dava konusu yazlığını müvekkiline kiralanmış gibi göstererek kira sözleşmesini kredi çekmek üzere bankaya ek gelir olarak göstereceğini beyanla müvekkiline kira sözleşmesi imzalattığını, müvekkili ile davacı arasında geçerli bir kira sözleşmesi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....