Ancak; Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının keşfen incelenmesi, taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi, vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesi zorunludur. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır....
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının keşfen incelenmesi, taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi, vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesi zorunludur. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır....
Ancak; Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumları ayrı olacağından konumları keşfen saptanıp haritasına işaret ettirilerek, bu taşınmazların ... köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk ... nevinden veya miri arazi niteliğinde bir yer olup olmadığı belirlenmeden ve Yargıtay denetimi açısından taşınmazın durumu ile köy, kasaba ve şehirlerin durumu müşterek paftaya işaret ettirilerek bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmadan sadece dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesine bağlı kalınarak bir sonuca ulaşılamaz. Zira uygulama ayni vakfiye kapsamındaki bir kısım yerlerin sahih bir kısım yerlerin ise gayrisahih kabilinden vakıf olabileceğini ortaya koymuştur....
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının keşfen incelenmesi, taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi, vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesi zorunludur. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ......
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkartılması doğru olmaz. Esasen bilirkişi raporu yoruma dayalı olarak düzenlenmiştir. O yüzden incelemenin keşfen yapılması taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesi gerekir. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır....
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının keşfen incelenmesi, taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi, vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesi zorunludur. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ......
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve 554 sayılı KHK 61/5. maddesi uyarınca, fiillerinin tasarımdan doğan haklara tecavüz teşkil etmediğinin tespitine ilişkin davanın, tasarımdan doğan haklara tecavüzden dolayı kendisine karşı dava açılmış bir kişi tarafından açılamayacak olmasına göre davacı-birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı-birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 27,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; Davacı dava dilekçesinde iş akdinin personel sayısında azalmaya gidilmesi gerekçesi ile Beyoğlu Noterliğinden gönderilen ihtarname ile haksız olarak feshedildiğini, davalı tarafa cevap dilekçesinde ürün fiyatlarının hemen hemen sabit kalıp maliyetlerin çok yükselmesine bağlı olarak bazı bölgelerde satış personeline duyulan ihtiyacın azalması nedeniyle müvekkil şirketin tanıtım ekiplerinin coğrafi dağılım ve coğrafi sorumluluk alanlarında yapılması zorunlu olan organizasyonel değişiklikler doğrultusunda haklı olarak feshedildiğini ileri sürmüştür. Davacının çıkış işleminin kod 4 ile yapıldığı anlaşılmakla bu kod işveren tarafından haklı neden olmaksızın fesih anlamına gelmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının "şekil+... ... ... ..." ibareli markası ile davacının "şekil+ ... ... ... ..." ve "şekil+... ... ..." ibareli markaları arasında hizmet benzerliği oluşsa da, davalının markasının asli unsurunun "..." ibaresi olması ve markadaki "..." ve "..." kelimelerinin, markanın tescil edildiği hizmetleri niteleyen tali/yardımcı unsur niteliği taşımaları ve yine "..." ibaresinin coğrafi ad veya tali unsur olarak markada yer alması dikkate alındığında, biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde dava konusu markadaki işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletmeler tarafından piyasaya sunulan markalar algısı oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden hükümsüzlük koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle davanın...
çağrıştırmadığını, ayrıca 556 sayılı KHK'nın 7/1-g kapsamında koruma altına alınan işaret ve adlandırmalar kapsamına girmediğini, " ibaresinin "" markası ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, sayılı kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....