Davalı Türk Patent Enstitüsü vekili, davalı başvuru ile davacı markaları arasında işaret ve kapsamlarındaki mal/hizmetler bakımından benzerlik bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinden de söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ves dosya kapsamına göre, tescil edilmiş markalar için TPE aleyhine dava açılamayacağı, markanın asıl unsurunun "..." ibaresi olduğu, bu ilçenin "..." ile bütünleştiği, coğrafi bölge, kent veya ilçe ile özdeşleşen ürün veya hizmet için coğrafi adın tek başına veya asıl unsur olarak markasal tescilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davalı TPE aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... adına tescilli 2006/33773 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Kararı, davalı .... vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı Barşı İdiz vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Mahkemece tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraf markaları arasında iltibas oluşturduğu iddia edilen ibarenin "Pazarköy Ekmeği" kelimesi olduğu, markalardaki ekmek ibaresinin markasal işlevinin bulunmadığı, davalı kullanımlarının Mengen ilçesi Pazarköy köyünde gerçekleşmekte olup, "Pazarköy" ibaresinin fiili gerçekliğe uygun olarak coğrafi kaynak göstermekte olduğu, dolayısıyla ortalama tüketici açısından markasal anlam taşımayıp, coğrafi kaynak olarak anlaşılacağı, ayrıca davalı markasında bulunan ve davalının markasının esas unsurunu oluşturan "Yeni Fırın" ibaresi ve davacı markasındaki görsel unsurların ve kendine özgü yazım şeklinin de ayırt edicilik sağlamada yeterli olduğu, davacıya ait tescilli markanın kelime unsuru olan ibarenin, davalı tarafından tabela, afiş veya araç dışı kullanımlarında yer alma şekli, coğrafi kaynak, cins belirtme amaçlı kullanıldığı göz önüne alınarak davalı kullanımının SMK'nun 7(b) maddesi gereği davacı tarafından engellenemeyecek...
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, “...” sözcüğünün Elazığ ilinde bulunan bir ilçenin ismi olduğu, anılan isminin tüm Türkiye’de, özellikle ülkenin en büyük barajına sahip olması sebebiyle hemen herkes tarafından bilindiği, davalı markasından anılan ibarenin tek başına bulunduğunu, coğrafi yer isimlerinin marka olarak alınması ve bir kişinin tekeline bırakılması durumunda, isterse o bölge markanın kapsamında bulunan mal ve hizmetlerle ilgili belli bir tanınmışlığa erişmemiş olsun artık bu yer isimlerini anılan mal ve hizmetlerle ilgili anılan yerlerde çok daha eski tarihlerden bu yana oturan ve ticaret yapan kişiler bile markasal olarak yahut marka ile iltibas yaratabilecek biçimde kullanamayacağından rekabet özgürlüğünün ciddi biçimde kısıtlanmasına sebebiyet vereceğini, onun için çok bilinen bu tür coğrafi yer isimlerinin hangi tür mal veya hizmet ile ilgili olursa olsun marka olarak tescilinin mümkün olmadığını, bağımsızlaşmanın bunun istisnasını...
Eğer bir işaret, piyasada oluşan kanaate göre tescili talep edilen mal veya hizmetler bakımından ayırt edicilik fonksiyonuna sahipse, kullanım sonucu ayırt edici güç kazanmasına gerek kalmaksızın marka olarak tescil edilebilecektir. O an için işaretin ayırt ediciliğinin bulunmadığı kabul ediliyorsa, işaret ancak kullanım neticesi bu gücü kazanabilir veya zaman içerisinde piyasadaki kanaatin değişmesi neticesi bu güç kazanılabilir. 6769 sayılı SMK m.5/1-c bendinde; Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir....
Davalı taraf, markasının özgün ve kendi yarattıkları bir marka olduğunu, marka logosunun da özgün olarak tescil edildiğini, kaldı ki herkes tarafından kullanılabilecek bir simge olan ve coğrafiişaret niteliği taşıyan logonun müvekkilleri tarafından markalarında mevcut olmasının kötü niyetin varlığı anlamına kati suretle gelmediğini belirtmektedir. Dava konusu markadaki şekil unsurunun herkes tarafından kullanılabilecek bir simge olup, coğrafi işaret niteliği taşıdığına dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Öte yandan davalı, kendisi de markanın ve logosunun özgün olduğunu ileri sürmüştür. Davalı markasının 9. sınıfta ayırt ediciliği olmayan .... ibaresinin eklenmiş olması dışında birebir davacı markası ile aynı olduğu görülmektedir....
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/81 Esas KARAR NO: 2022/192 DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 17/05/2021 KARAR TARİHİ: 17/11/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, İ D D İ A / Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı vekili dilekçesinde, davalıya ait ---- ibareli markanın hükümsüzlüğüne, davalının tescilden doğan haklarını müvekkiline karşı kullanmasını önlemek üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesine, hüküm verilinceye kadar dava konusu ----- markanın üçüncü kişilere de, önlenmesine --------kayıtlarına ihtiyati tedbir konmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Müvekkilinin; ----alanında faaliyet gösterdiğini, davaya konu ------numaralı markanın ---- işaretlerden olması, ayırt edici niteliğe sahip olmaması------ belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten...
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli parselin hükme esas alınana coğrafi koordinatlara göre düzenlenen krokisi ile ITRF koordinat sistemine göre düzenlenen krokisinde tersimat ve miktarların değişmediği, çekişmeli parselin ITRF sistemine göre koordinatları yeniden düzenlenerek tescil sırasında doğan sorunun aşılabileceği gözetilerek istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/03/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları) "(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. (2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir....
Bu ilkeye göre, örneğin "İstanbul" ve "Ankara" adları coğrafi işaretlerle karışmaya meydan vermeyecek şekilde, "...", "..." gibi kullanılacağı mamul veya hizmetin nevi ile birlikte ancak işaret olarak kullanılabilecek ve bunun sonucu marka olarak tescili mümkün olabilecektir." denilmiştir. O halde coğrafi yer adlarının, coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla yanlarına ilave yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün olduğunun kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay 11. HD'nin 04.06.2018 tarih, 2016/11850 E.,2018/4241 K. sayılı ilamında da, aynı ilkeler tekrar edilmiş ve kötüniyetli yapılmadığı sürece başkalarının da aynı coğrafi yer adını farklı bir takım eklerle marka olarak tescil ettirmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir. O halde, redde mesnet "..." ibareli markalar karşısında dava konusu "..." ibareli başvurunun tescili mümkündür....