WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

+şekil” ibareli markasının, İsviçre kelimesinin İngilizce karşılığı olan “...” ibaresine hem görsel hem de işitsel olarak çok benzer olduğu, tüketicilerin bu ibareyi “...” olarak algılayabileceği, İsviçre'nin saat üretiminde dünyaca ünlü bir ülke olması nedeniyle saatler yönünden coğrafi kaynağını gösterdiği, diğer yandan belli bir kaliteye de işaret ettiği, marka başvurusunun halkı yanıltacak nitelikte bulunması nedeniyle SMK'nın 5/1-f maddesine aykırı olacağı anlaşılmakla, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir....

    Davalı TPE ve ... vekilleri, ayrı ayrı dava konusu başvuru ile davacının "...." ibareli markaları ile ortalama alıcıları iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulunmadığını, çünkü davacının KÜTAHYA şehir ismi üzerinde bir inhisar hakkı bulunmadığını, "...." sözcüğünün coğrafi bir bölgeye işaret etmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca dava konusu işaretin .... olduğu, bu ibareli işaretin 21 ve 35. sınıf ürün ve hizmetler bakımından tescili davacının ticaret unvanı ve marka tescilinden doğan haklarına tecavüz oluşturacak nitelikte bulunduğu, dava konusu ibarenin yeteri derecede ayırt edici olmadığı ve davacı markası ile arasında yeterli farklılık bulunmadığı, var olan farklılığın da görsel, anlamsal ve sescil olarak iki işaret arasında var olan genel izleniminden doğan benzerliğin etkilerini geri plâna atmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      ibarelerinin, bir kullanımı hiçbir zaman gerçekleşmediğini, yine davacı tarafın başvurduğlu delil tespiti dosyaları üzerinden düzenlenen bilirkişi raporların da ambalajlar ve tanıtım vasıtalarında "..." yazdığının teyit edildiğini, “..." peynir türünün ülkemizde henüz bültende yayımlanmamış bir coğrafi işaret başvurusuna konu olduğu bilirkişi raporu ile öğrenilince raporda belirtilen resimlerin müvekkili tarafından derhal kaldırıldığını, internette yapılacak basit bir araştırma ile do “..." nun bir peynir türü olduğunun ve sıkça kullanıldığının teyit edilebileceğini, davacının coğrafi işaret tescili olduğunu iddia ettiği "...”...

        Fıkrası gereğince doğan uyuşmazlıklar mahiyeti gereği ihtisas mahkemesi tarafından bakılması gerekli görülen davalar olduğunu, hatta aynı maddenin 2....

        Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; kullanmama nedeniyle hükümsüzlük davası için tescil kapsamındaki ürünler yönünden 5 yıllık kullanmama süresinin dava tarihi itibariyle dolmadığı, kötüniyet nedeniyle hükümsüzlüğü istenen markanın tek başına AYDER ibaresinden mevcut olmadığı, bu durumda tescil engelinden söz edilemeyeceği, AYDER ibaresinin 29 ve 30 sınıf ürünler yönünden meşhur olduğuna dair dosyada delil bulunmadığı gibi, coğrafi işaret olarak da tescil olunmadığı, ...'da kurulan bir şirketin markasında AYDER ibaresine yer vermesinin kötü niyetli ve aldatıcı marka tescili olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davalı ... yönünden ise, hükümsüzlük istemli davalarda ...'nin davalı gösterilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça kötü niyetle tescil iddiasına dayanılmadığından dava konusu markaların tescil tarihlerine göre dava açılması için öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davalının toplumun genelince Anadolu Grubu olarak bilindiği ve zihinlere yerleşmiş olduğu, davalı markasının tek başına "Anadolu" ibaresinden değil, "Anadolu Grubu" ibaresinden oluştuğu ve bu hali ile herhangi bir coğrafi bölgeyi işaret etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, hükümsüzlüğü istenen markanın kötüniyetli olarak tescil edildiği iddiasının kanıtlanamamış olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının tescilini talep ettiği markanın, 556 sayılı KHK'nın 7/1-a maddesinde sayılan tüm fonksiyonlara sahip olduğu, aynı KHK’nın 7/1-c maddesi anlamında somut ayırt edici niteliğe de sahip bulunduğu, 29, 30 ve 32. sınıflardaki mallar bakımından coğrafi kaynak belirtmediği, "..." ibaresinin, "..." sözcüğünden farklı anlamsız bir ibare olduğu, sözcüklerin benzer yazılımı haiz olmasının, aynı anlamda olmaları sonucunu doğurmayacağından ve ... kelimesi ile karşılaşan bir tüketici bu ibareyi ... olarak algılamayacağından, ortalama bir tüketicinin malların coğrafi kaynağı konusunda yanılgıya düşmesinin ve bu yanılgı ile ilgili malı satın almasının hayatın olağan akışı içinde mümkün olmadığı, bu kapsamda 556 sayılı KHK’nın 7/1-f bendi anlamında bir yanıltıcılıktan söz edilemeyeceği, "... ... ..." ibareli davacı markasında yer alan "..." ibaresinin, suyun coğrafi kaynağını belirten ve markasal ayırt ediciliği olmayan tanımlayıcı bir unsur olduğu...

              Anılan karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 12.03.2018 tarih, 2016/9100 Esas 2018/1895 Karar sayılı ilamı ile davacının itiraza mesnet ÇANKAYA HASTANESİ+şekil markası ile davalı şirket başvuru markası olan LİV ÇANKAYA markası arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi uyarınca ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek düzeyde bir benzerlik olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiş ise de, davacı markası ile dava konusu başvuru markasında ortak ibarenin ÇANKAYA olduğu, bu ibarenin Ankara iline bağlı meşhur bir ilçe ismi olarak coğrafi yeri işaret ettiği, maruf ve meşhur coğrafi yer adlarının kimsenin kullanım tekeline bırakılamayacağı, esasen her iki taraf markasında da "ÇANKAYA" ibaresinin, markanın kullanıldığı işletmenin bulunduğu coğrafi yeri gösteren tanımlayıcı bir ibare niteliğinde olduğu, taraf markalarının sair unsurları dikkate alındığında da markalar arası bir iltibas riskinden bahsedilemeyeceği gibi davacı markasından yararlanmak...

                İstanbul 4.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi ise, "...İşbu davada marka/patent hukukundan ya da markanın bizatihi kendisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından fikrî sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemeyecektir ..." gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Sınai Mülkiyet Kanunu Madde 156- (1) "Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir" hükmümü amirdir. Yine aynı yasının 1. maddesinde kanunun konusu "Bu Kanun; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin başvuruları, tescil ve tescil sonrası işlemleri ve bu hakların ihlaline dair hukuki ve cezai yaptırımları kapsar." şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı yasanın "Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller" başlıklı 29....

                  Köyü'nde “...” isimli alabalık çiftliği ve restoranının bulunduğunu ve “Yaka park” ile “Tlos Yakapark” ibareli markaların davacı adına tescilli olduğunu, davalının kötüniyetli olarak davalı markalarını “Tlos Yaka Park Orman” şeklinde kullanmaya başladığını, yapılan şikayet sonucunda davalının ceza mahkemesince marka hakkına tecavüzden mahkum edildiğini, ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/496 Esas sayılı dosyasında tecavüzün giderilmesi ve tazminat istemli olarak açılan davanın da fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak kabulüne karar verildiğini, davalının işbu karardan sonra da haksız eylemlerini devam ettirdiğini, işletmelerin aynı güzergah ve coğrafi bölge içerisinde olduğunu, davalının bu eylemleri sunucu davacının maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, ... .......

                    UYAP Entegrasyonu