05.04.2002 tarihli sözleşmenin iptaline, bu istemin kabul edilmemesi halinde sözleşmenin cezai şartla ilgili 3.maddesinin iptaline, cezai şartla ilgili 3.maddenin iptali talebimizin de kabul edilmemesi halinde ise 3. madde hükmünün tarafların amacına uygun olarak objektif iyiniyet, hak ve nesafet kurallarına göre uyarlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz. İşçiye verilen eğitim karşılığı belli bir süre çalışması koşuluna bağlı olarak kararlaştırılan cezai şart tek taraflı olarak değerlendirilemez. İşçiye verilen eğitim bedeli kadar cezai şartın karşılığı bulunmakla eğitim karşılığı cezai şart hükmü belirtilen ölçüler içinde geçerlidir. Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması hâlinde kural olarak geçerlidir. Ancak, belirli süreli olduğu iddia edilen iş sözleşmesinin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın sonuç doğurabilmesi için, öncelikle taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olup olmadığının tespiti gerekir....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Sözleşmede kararlaştırılan “aksi takdirde aylık olarak 10.000 USD tazminat ödemeyi kabul beyan ve taahhüt ederler.“ ifadesi niteliği itibariyle cezai şart mahiyetindedir. Davacının kararlaştırılan cezai şartı isteme hakkı doğmuştur. Ancak BK.nun 161/son maddesine göre hakim fahiş gördüğü cezai şartları tenkis ile mükelleftir. Bu hükmü hakimin resen gözetmesi gerekir. Cezai şartın fahiş olup olmadığı belirlenirken tarafların iktisadi durumları, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması sebebiyle sağladığı menfaat, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü olarak alınmalıdır....
İlk derece mahkemesince, asıl davada kira tazminatı isteminin yerinde olmadığı, cezai şartın ise davacı arsa sahibinin temerrüdüne kadar geçen dönem için istenebileceği belirtilerek, takibin 2.750 Euro asıl alacak üzerinden devamı gerektiği, karşı davada ise maddi tazminat isteminin cezai şart gerekçeleriyle aynı olgulara dayanması nedeniyle maddi tazminat talep edilemeyeceği, 12.000 Euro cezai şart alacağı doğmuş olduğu ve dava öncesi iskan alınmış olduğundan tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerektiği belirtilerek, kısmen kabul kısmen ret kararı verilmiş, asıl davada davacı-karşı davada davalı arsa sahibi vekilinin istinaf başvurusu, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Bu noktada BK’nın 158 ile 161. maddelerinde düzenlenen “cezai şarta” (TBK’da (m.179-182) yer alan terimi ile “ceza koşulu”) değinmekte fayda bulunmaktadır. BK’nın 158. maddesinde seçimlik cezai şart, ifaya ekli cezai şart ve ifayı engelleyen cezai şart olmak üzere üç tür cezai şart düzenlenmiş ise de, cezai şartın BK’da tanımı yapılmamış, hukuki sonuçlarına yer verilmiştir. Doktrinde ve uygulamada farklı tanımları yapılan cezai şartı genel bir anlatımla asıl borç olarak nitelendirilen borcun hiç ya da gereği gibi yerine getirilmemesi hâlinde borçlunun alacaklıya ödemekle yükümlü olduğu borç olarak ifade etmek mümkündür. Asıl borcun fer’isi olan cezai şart, asıl borca bağlıdır, fakat ondan ayrı bir edim niteliğini taşır ve cezai şartın istenebilmesi için zararın gerçekleşmesi şart değildir....
.- TL ceza ödemekle yükümlü tutulduğunu, davalının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden cezai şartın tahsili için başlatılan takibe davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 700.000.- TL'yi ödemesi gereken zamandan önce ödediğini, 800.000.- TL tutarındaki senedin ve teminat mektubunun da davacıya verildiğini, hisse devir bedeli için cezai şartın tahakkuk etmediğini, yine ipoteğin kaldırılması için gerekli 38.000.- TL masrafın müvekkilince davacıya ödendiğini, ayrıca sözleşmede yükümlülüklerin ancak davalı hisselerinin ... ve...'...
AŞ. arasında akdedilen 8.3.2000 tarihli sözleşmenin son paragrafı ile, sözleşmenin tümüne veya herhangi birine riayet etmeyen tarafın karşı tarafa 500.000 Amerikan Doları tazminat ödeyeceği kararlaştırılmış olup davacı sözleşmedeki bu hüküm gereğince cezai şart tutarı 500.000 ABD doların ödetilmesini istemiştir. Davalının tacir olduğu uyuşmazlık konusu değildir. TTK.nun 24. maddesine göre BK.nun 161/son maddesi tacirler hakkında uygulanamaz. Ancak bu hükme rağmen cezai şartın uygulanması tarafların ekonomik yönden mahvına sebebiyet olur ise, ahlak ve adaba aykırı olduğu için sözleşmenin o hükmü geçersiz sayılır. Ne var ki tarafların bir cezai şart kararlaştırmış bulunmaları karşısında, cezai şartın makul bir düzeyde belirlenmesi de mahkemenin görevi içinde bulunmaktadır. Mahkemece, davalı şirketin tüm ticari defter ve kayıtları incelemeden cezai şartın ekonomik olarak şirketin mahvına sebep olacağı kanaatine varılmıştır....
Dava, rekabet yasağının ihlalinden kaynaklı cezai şart istemine ilişkin olup, mahkemece, davalının rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davrandığı kanaatine varılmış, yapılan sosyal-ekonomik durum ve malvarlığı araştırmasına göre cezai şart miktarının davalının ekonomik yönden mahvına sebep olacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, cezai şartın ekonomik yönden mahva neden olması TBK'nın 27. maddesi kapsamında, tacirler yönünden değerlendirilebilecek bir durum olup, davalı gerçek kişi yönünden ise TBK'nın 182/3 maddesi gereğince cezai şartın aşırı (fahiş) olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında asıl dava yönünden taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 11.2. maddesindeki cezai şartın akdin ifa edilmemesi ya da sözleşmeye uyulmaması halinde ödenmek üzere kararlaştırıldığı, seçimlik ceza niteliğinde olduğu, bu kapsamda sözleşmenin feshi yoluna gidildiğinde bu cezai şartın istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığı dolayısıyla davacının sözleşmeyi fesih etmesi nedeniyle cezai şart alacağını talep edemeyeceği, bahsi geçen cezai şartın sözleşmenin devamı sırasında uygulanması gereken cezai şart niteliğinde olduğu, karşı dava yönünden yapılan incelemeye göre davalı tarafın malları art arda iki defa teslim edememe hali gerçekleştiği, sözleşmenin 11.3 maddesi uyarınca davacı tarafın fesih hakkının doğduğu ve cezai şart niteliğine haiz olmak üzere teminatı irat kaydetme hakkı bulunduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından...
Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak cezai şart ve faiz alacağının reddi ile ihbar tazminatının 886,00 TL'lik kısmının iptaline ancak davalının takas talebine karşılık hesaplanan 1.060,00 TL ücret alacağından mahsubu sonucu karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı temyiz etmiştir. Gerekçe: Kararlaştırılan cezai şartın şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda taraflar arasında imzalanan asgari süreli iş sözleşmesinin 6.4 maddesinde işçi veya işveren tarafından İş Kanunu hükümlerine göre geçerli ve haklı sebep olmaksızın sözleşmenin feshi halinde sözleşmesi fesheden tarafın diğer tarafa üç aylık ücret tutarı cezai şart ödeyeceği düzenlenmiştir . Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin asgari süreli olduğu ve cezai şartın her iki taraf için geçerli yani denk olduğu anlaşılmaktadır....