-KARAR- Davacı vekili, taraf şirketler arasında diğer davalının kefaletiyle protokol, akaryakıt istasyonu işletme sözleşmesi, ek protokolleri ile kira sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirketin sözleşmeyi ihlali nedeniyle davacı tarafından haklı olarak feshedildiğini belirterek, peşin ödenen kira bedelinden geriye kalan bölümün iadesi ile cezai şart, mahrum kalınan kar ve demirbaş bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinin sözleşmenin feshinde kusurları olmadığını, kira bedeli dışında tazminat borçları bulunmadığını, bunun da dava öncesinde davalıların kabulünde olduğundan dava açılmasında hukuki yarar olmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir....
Noterliği’nin 26.12.2013 tarih 33728 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu malzeme ve teçhizatın derhal davacı şirkete iadesi, aksi takdirde beher gün için 100 USD cezai şartın, ödeme gününde TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının ödenmesinin bildirildiğini, ancak ariyet verilen malzeme ve teçhizatın halen teslim edilmediğini ileri sürerek, söz konusu malzeme ve teçhizatların davacıya iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsiline, malzeme ve teçhizatın halen davalı tarafından kullanılıyor olması sebebiyle dava tarihine kadar hesap edilmek üzere şimdilik 1.000.-TL kullanım bedeli ile, iadesi gerçekleşmeyen malzeme ve teçhizatın tesliminde gecikilen beher gün için 100 USD cezai şartın ödeme gününde geçerli TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının hesaplanmak suretiyle, şimdilik 1.000....
. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında bayilik sözleşmesi olduğunu, davalıya katkı bedeli ödendiğini, davalının müvekkiline ait ürünleri satmayarak sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini ileri sürerek, cezai şart bedeli ile ödenen katkı tutarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin iddia edilen katkı bedelini almadığını, müvekkilinin bir dönem ürünlerin bedelini geç ödemesi nedeniyle davacının müvekkiline mal vermediğini, ayrıca müvekkilinden cezai şart talep edilebilmesi için sözleşmede belirlenen satış miktarına müvekkilince ulaşılamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin hükümlerinin davalı tarafından ihlal edildiği, davacının iddiasını ispatladığı, katkı bedelinin davacıya iadesi ve cezai şart bedelinin davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında kırsal motorin satışı için anlaşma imzalandığını, bu anlaşmaya göre davacının talebi üzerine motorinin verildiğini, teslimle ilgili herhangi bir gecikme ve çekilmiş ihtarname olmamasına rağmen müvekkili tarafından davalı elinde bulunan teminat mektubunun iadesi istendiğinde gecikme cezası talep edildiğini, itiraz sonucu bu cezanın 61.667,01.TL’ye indirildiğini ve hakediş miktarından kesildiğini belirterek haksız olarak kesilen bu miktarın müvekkiline geri ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşmede kararlaştırılan süreden daha sonra akaryakıt tesliminde bulunduğunu, cezai şartın istenilebilmesi için sözleşmenin 34.maddesi gereğince 10 gün önceden ihtar şartının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
-Amerikan Doları limitle müteselsil kefil olduğunu, davalı bayiinin sözleşmenin eki olarak imzaladığı 03.10.2005 tarihli protokol ile asgari alım taahhüdünde bulunduğunu, ancak 19.04.2006 tarihinden itibaren hiç LPG alımı yapmayarak sözleşme ve eki olan protokolle yüklendiği edimleri yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkilinin 23.06.2006 tarihli noter ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesini haklı sebeplerle feshettiğini, böylece kâr mahrumiyeti, cezai şart ve davalıya ariyet olarak teslim edilen tüplerin iadesi ya da imalat bedelini talep etme hakkının doğduğunu ileri sürerek kâr mahrumiyeti karşılığı şimdilik 3.000.-TL., cezai şart karşılığı olarak şimdilik 6.000.-TL.ve tüplerin imalat bedellerine karşılık şimdilik 1.000.-TL.nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece davanın kabulüne, 80.000 TL alacağın dava tarihi olan 03/08/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 45.000 Euro cezai şart alacağının fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereğince satışı vaad edilen bağımsız bölümün tapu devrinin yapılmaması nedeniyle ödenen satış bedelinin iadesi ile cezai şart tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece her iki alacak yönünden de davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dava, taraflar arasındaki protokole aykırılık nedeni ile uygulanan cezai işlemlerin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile iptali ve mahsup edilen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davalı, 16.05.2013 tarihli kararla, 2009 yılı protokolünün 6.3.3,6.3.10 ve 6.3.19. maddesine aykırı davranıldığını iddia ederek cezai işlem tesis etmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi ek raporuna göre hüküm kurulmuş ise de; 12/11/2013 tarihli raporda, cezai işlem uygulanan reçetelerin çoğunluğunun şizofren ilaçları olduğu, reçetelerin arkasındaki isim ve imzaların ......
. ; sanığın torunu olduğunu ve cezai ehliyeti olmadığı için kendisinin torununa vasi olarak atandığını belirtmesi karşısında ilgili vesayet kararının temin edilerek gönderilmesi amacıyla incelenmeksizin iadesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece davalının itirazlarını karşılayacak ve Yargıtay denetimine elverişli, konusunda uzman bilirkişi eliyle ariyet konusu malların ve özellikle davacıya iadesi gerekip de iade edilmeyen malların değerleriyle birlikte tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 3- TTK’nun 24.maddesi uyarınca tacir sıfatına haiz borçlu fahiş olduğu iddiası ile BK’nun 161/son maddesine dayalı olarak cezai şartın tenkisini talep edemez. Ancak BK’nun 19-20 ve BK’nun 161/2.maddeleri gereğince cezai şart tacir borçlunun ekonomik olarak mahvına sebep olacak derecede ağır ve yüksek ise bu husus genel adap ve ahlaka aykırı sayılacağından, mahkemece cezai şartın tamamen veya kısmen iptaline karar verilmesi mümkündür....
Taraflar arasında 30.000,00 TL peşinat bedelinin iadesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sorun davalının davacıya 30.000,00 TL cezai şart ödemesi gerekip gerekmediği konusundadır. Davacı davalıdan geçersiz sözleşmeye dayanarak sadece vermiş olduğu peşinat bedelini talep edebilir. Davacı geçersiz söleşmeye dayanarak davalıdan cezai şart talep edemez. Mahkemece geçersiz sözleşmeye dayalı olarak kararlaştırılan cezai şartın da geçersiz olduğu düşünülmeksizin, cezai şart olarak belirlenen miktara (30.000,00 TL) hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Şu durumda mahkemece; sözleşmenin geçersiz olduğu gözetilerek anılan kanun maddesi uyarınca davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....