Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- KARAR - Asıl Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davacıya verilmesi gereken bağımsız bölümlerin teslimi, parsellerin tevhidi nedeniyle inşaat alanında meydana gelen büyümeden kaynaklanan alacak ve gecikme tazminatı, birleşen davalar menfi tespit, tapu iptal ve tescil ile cezai şart istemlerine ilişkin olup , davalılar vekili davanın reddini savunmuş, mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, birleşen davalarda menfi tespit davasının kabulüne , tapu iptal ve tescil talebinin kabulü ile cezai şart isteminin reddine karar verilmiştir. Karar, asıl davada davacı birleşen davalarda davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. ...- Birleşen ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/100 esas esas sayılı dava dosyasında, davacı yüklenici, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil isteminde bulunmuştur. Taraflar arasında ... 39....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı eczacı, davalı kurumca yapılan denetimler sonucunda 2009 protokolünün 5.3.6. maddesini ihlal ettiği gerekçeleri ile davacı eczacının uyarılmasına ve 1.071,30 TL cezanın tahakkuk ettirildiğini, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek 21.11.2011 tarihli fesih işleminin iptali ile muarazanın giderilmesini istemiştir. Davalı yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

      Dava, SGK ile eczaneler arasında imzalanan protokol hükümleri çerçevesinde uygulanan cezai işlemin iptali istemine ilişkindir. Davacıya ait eczanede yapılan denetimde sözleşmeye aykırı olarak ilaç kupürü tespit edilmiş olup davacı da bu hususu kabul etmekte, ilaç kupürlerinin iş yerini devir aldığı eczacıya ait olduğunu ve iş yoğunluğu nedeniyle imha edemediğini iddia etmektedir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş ve davacının temyizi üzerine yapılan inceleme sonucunda Dairemizce bu karar onanmıştır....

        na teslim edilmiş gibi imzanın alındığı, bu şahıstan kimlik sorulması halinde hak sahibi olmadığının anlaşılacağı dikkate alındığında davacı eczacının ilaç teslim ettiği kişinin gerçek hasta olmadığını tespit imkanı mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Somut olaya ilişkin yukarıda açıklanan aşamalar dikkate alındığında davacının sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı görülecektir. Hal böyle olunca mahkemece davalı tarafından uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 21.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava cezai şartın iptali istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, ... eczanesinin sahibi olduğunu, davalı tarafından reçeteye konu ilaçların hasta ve yakınına teslim edilmediği gerekçesiyle cezai işlem uygulandığını, sözleşme gereği ilacı alan kişiye kimlik sorma yetki ve yükümlülüklerinin olmadığını belirterek hakkında uygulanan işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

            verilmediğini, savunma alınmadığını, uygulanan yaptırım tek taraflı bir işlem olduğundan, hukuka aykırı yaptırımların iptali ile, davalı kurumun 02/08/2016 tarihli yazısıyla bildirilen, 9.414,94 TL'lik cezai şart, 4.707,47 TL'lik ödeme kesintisi, birinci kez uyarı ve faiz yaptırımlarına ilişkin işlemin iptalini talep etmiştir....

            Söz konusu idari işlemin yerinde olup olmadığının denetiminin idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde yapılması gerektiği açıktır. Menfi tespit davasının konusunu oluşturan borç tahakkuku, davalı idare tarafından alınan karar doğrultusunda idari bir işlemle belirlenmiş olup, bu sebeple davacının borcu olup olmadığının kapsamının, hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi kabul edilemez. Diğer yandan, idari yargı yerinde "menfi tespit" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı da verilemez. Bu durumda, davalı idarece yapılan işlemin iptali idari yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan menfi tespit davası açılması yoluyla adli yargı yerinden borçlu olunmadığının tespitinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının istemi dinlenilebilir nitelikte değildir....

              Her ne kadar, Bu madde kapsamında eczacının kastı olmadığı sonucuna varılarak para cezası ve fesih ihtiva eden cezai işlemin haksızlığının tespitine karar verilmiş ise de, karşılığı bulunmayan 41.323,28 TL tutarındaki reçete bedelinin davalı Kuruma yüklenmesi sonucunu doğuran reçete bedelinin tahsiline yönelik işlemin de haksızlığının tespitine karar vermek doğru olmamıştır....

                Mahkemece, davanın kabulüne, 25.857,09 TL toplam cezai şart verilmesine ilişkin işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile davalı Kurum tarafından hakkında uygulanan 25.857,09 TL'lik cezai işlemin iptalini istemiştir. Davalı, işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiş; Mahkemece, dinlenen tanıkların reçetelerinde yazılı ilaçları bizzat kendilerinin ya da yakınlarının aldığını belirttikleri ve 2012 yılı protokolü 5.3.2 maddesinde hastanın ilacını aldığını beyan etmesi halinde ceza-i şartın uygulanmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafından yürütülen soruşturma sırasında reçete sahipleri ... ve ... isimli hastaların dinlendiğinden bahisle cezai işlem tesis edilmiş olup, Mahkemece bu hastalardan yalnız ... bizzat dinlenmiş, diğer iki hastanın ise yakınları dinlenmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu