beyanları alınmadan cezai şart uyguladığını, davalı kurumun eksik inceleme ile eczaneye cezai işlem uyguladığını, bu nedenle davaya konu 10.03.2016 tarih ve 98206689/sözleşme 18230234/1481832 sayılı toplam 27.805,00 TL bedelli cezai işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davalı kurum tarafından uygulanan cezai işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, dosya kapsamında alınan ikinci bilirkişi heyet raporuna itibar edilerek SGK tarafından davacı hastaneye uygulanan cezai müeyyide ve hesaplanan kesinti miktarı uygulanmasının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;davalı Kurum tarafından davacı hastaneye uygulanan cezai şarttan kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir....
Ancak, söz konusu sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte raporun eczacı yada eczane çalışanları dışında üçüncü kişilerin dahli ile Kuruma fatura edildiğinin yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda tespit edilmesi halinde, bu madde hükmü uygulanmaz." 6.17 " Bir fatura dönemi için uygulanacak cezai şartın hesaplanması reçete bazında yapılır. Bir reçetede birden fazla usulsüz fiilin tespit edilmesi durumunda cezai şartlardan en yüksek olanı esas alınır. Bir fatura döneminde cezai işlem gerektiren birden fazla reçete tespit edilmesi halinde belirlenen cezai şartlar her bir reçetedeki tespit için ayrı ayrı hesaplanıp bu bedeller toplanmak suretiyle tahsil edilir. Cezai şartlar reçete/ilaç bedelinden az olamaz. (Bu maddenin uygulanmasında Protokolün 5.3.4, 5.3.6 ve 5.3.14 numaralı madde hükmü hariçtir.)...
KARAR Davacı, davalı ile aralarındaki hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde işbirliği yasağının ihlaline dayalı haksız ithamlarla optik mağazası aleyhine 20.000,00 TL cezai şart tahakkuk ettirip, bu yönde hakedişinden kesinti yapıldığını ileri sürerek cezai işlemin iptaline, kesilen 6.808,05 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, işlemin sözleşmeye ve mevzuata uygun olduğunu, yapılan soruştuma neticesinde davacının göz hastanesi ile işbirliği yaparak hasta temin edip gözlüklerin karşılandığının anlaşılması üzerine sözleşme gereğince öncelikle birinci cezai işlemin uygulandığını, eylemin tekrarlandığının tespiti üzerine davaya konu ikinc işlemin tesis edildiğini, ilk işlemin de davacı tarafça ayrı bir davaya konu edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, eczane işlettiğini, davalı kurumun 18/01/2012 tarihli yazısı ile 2011 protokolünün 6.3.3. ve 6.3.10 maddeleri gereğince para cezası uyguladığını, yine aynı protokolün 6.7 ve 6.9 maddeleri gereğince sözleşmenin 6 ay süreyle feshedildiğini, yapılan işlemin hatalı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi işlemin iptaline ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, yapılan işlemin sözleşmeye ve hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davaya konu cezai işlemin temelini oluşturan hasta ifadesi bu kadar açık olmakla, Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 5.1.1 maddesinin ihlal edildiğinin kabulü gerekirken, mahkemece bilirkişi raporu temini ile yorum yoluyla, cezai işlemin iptali gerektiğinin benimsenmesi ve buna göre davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/951 ESAS DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
KARAR Davacı, sahte reçete ve rapor nedeniyle hakkında daha önce uygulanan cezai işlemin iptali için dava açtığını ve davanın kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini, bu kez davalı tarafça aynı reçeteye dayalı olarak sözleşmenin 6.3.3. maddesi gereğince hasta veya yakınının imzası karşılığında ilacın teslim edilmediği gerekçesiyle 5 katı tutarında cezai işlem uygulandığını belirterek sözleşmenin aynı şartlarla devamına, 11/11/2013 tarih ve 4181129 sayılı uyarı yazısı ile 59.676,15.TL para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptaline ve muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
SAVUNMA Davalı vekili yanıt dilekçesinde özetle, 45.864,20 TL reçete bedelinin ceza olarak tahakkukuna dair işlemin iptal edildiğini, davalının bu kararın kesinleşmesini beklemeden 26.984,05- 12948,92- 3694,27 TL bedelli faturaların cezai şart nedeni ile ödenmediğini, haksız şekilde fatura bedellerine karşılık olarak tahsil ettiği cezai şartın iptaline yönelik karar kesinleştiğinden 43.627,24 TL'yi talep ettiklerini, olumsuz yanıt üzerine takip başlattıklarını, kesinti yapılan cezai şartın hukuka aykırılığının tespit edildiğini, aynı konuda başka bir dosyada açılan itirazın iptali davasının kabul edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı kurumun cezai şart uygulamasının yerinde olmadığının ve bu cezai şarttan dolayı davacının kuruma borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı şirkete uygulanan cezai işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan bu işlem nedeniyle davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Davacı şirket vekili, davalı kurumun cezai şart uygulamasının doğru olmadığını, davalının bir zararının bulunmadığını, bu işlemin sırf sözleşme ile yasaklandığından cezai şart uygulandığını ileri sürmüş, davalı kurum vekili ise yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunmuştur....