Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öncelikle belirtmek gerekirse, TMK.nun 189. maddesi,” Birliği temsil yetkisinin kullanıldığı hâllerde, eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olurlar. Eşlerden her biri, birliği temsil yetkisi bulunmaksızın yaptığı işlemlerden kişisel olarak sorumludur. Ancak, temsil yetkisinin üçüncü kişilerce anlaşılamayacak şekilde aşılması hâlinde eşler müteselsilen sorumludurlar. “ hükmünü içermektedir. 25/08/2006 tarihinde müşterek çocuğun eğitim-öğretimi için yapılan sözleşme tarihinde davalı ve eşi henüz boşanmamıştır. Dolayısıyla 2010/16857-2011/5328 yapılan sözleşme veya taahhüt edilen borç anne ve baba açısından davacıya karşı geçerli bir sözleşme olup, anne ve baba açısından bağlayıcıdır....

    Eşler arasında mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nun 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 1.1.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 22.2.2007 tarihine kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince eşler arasında başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğinden TMK.nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu 19 ada 174 parselde kayıtlı 1 numaralı bağımsız bölüm 21.4.2005 tarihinde, 2 numaralı bağımsız bölüm ise 22.4.2005 satın alınmak suretiyle davalı eş adına tescil edilmiştir....

      -TL; Ecrimisil; Dava tarihinden itibaren geriye dönük beş yıllık dönem için de 5.791,13.-TL ecrimisil talep edebileceğini tespit ve hesap etmiştir. 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi gereğince; Müdahalenin Men'i, Tapu İptali ve Tescil, Tapu Kaydının İptali, Ecrimisil gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri ve hesap edilen ecrimisil miktarı nazara alınarak harç alınır. Davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve dava konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilebilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davalarda, HMK'nun 119/d maddesi ve 492 sayılı Harçlar Kanunun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü işlemin yerine getirilmesi ve gerekli olan harcın alınması zorunluluğu vardır. Bilindiği üzere, harçlar kanunu harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteğine bırakmamış, bu husus mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlanmıştır. Bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu tartışmasızdır....

      Taraflar arasındaki boşanma davası eldeki davanın karar tarihinde halen derdesttir.Eldeki dava 13.11.2008 tarihinde açılmış olup, 01.10.2007 - 31.10.2008 tarihleri arasında 13 aylık ecrimisil bedelinin tahsiline ilişkindir.4722 sayılı Türk Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 10/1.maddesinde "Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder. Eşler, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak 1 yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.''...

        Salt bedelin davacı tarafından ödenmiş olması veya eşler arasında temsil ilişkisinin bulunması da kaydın iptalini gerektirmez. Karı koca arasında mal ayrılığı rejiminin bulunması Borçlar Kanunu uyarınca sözleşme ilişkisinin kurulmasına engel değildir. Evlilik birliği kurulurken bunun ... boyu süreceği düşüncesi hakimdir. Bu düşünce nedeniyle de ortak yaşama ve geleceği güvence altına almak amacıyla eşlerin birlikte yatırım yapmaları yaşamın olağan akışına uygundur. Karşılıklı güvene dayalı olarak kurulan evlilik birliği içerisinde eşlerin aralarındaki hukuki ilişkiyi yazılı sözleşmeye bağlamaları beklenemez. Eşler arasındaki işlemlerin HUMK’nun 293. maddesi uyarınca tanıkla kanıtlanma olanağı vardır. Kararlaştırılan anlaşmaya aykırı davranılması nedeniyle tazminat istenmesini önleyen bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın ... yönünden reddine ... yönünden kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili; tarafların dava konusu taşınmazda müşterek malik olduğunu, vekil edeni ile davalılardan ...'in 12.08.2009 'da boşanmış olduğunu, bu tarihten sonra aralarında herhangi bir anlaşma olmamasına rağmen davalıların dava konusu taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, tüm uyarılara rağmen haksız işgale son verilmediğini bildirerek 12.08.2009'dan itibaren ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne ve ecrimisil talebinin de kısmen kabulüne (7.552 TL) karar verilmiş olup, karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince davalının istinaf talebinin kısmen kabulüyle, Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin ise kısmen kabulüne (2.208 TL) karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelendi, gereği düşünüldü . KARAR Davacı vekili, davacı ... ile davalı ...'...

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilince evlat edinilen ...’nin nüfus kütüğünde ‘İsmet’ olan anne adının ‘....’ olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Yasası’nın 341. maddesinin dördüncü ve Nüfus Yönetmeliğinin 105. maddesinin dördüncü fıkra hükümlerine göre, eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır....

                Taraflar ilk olarak 1984 yılında evlenmiş, 1995 yılında boşanmış; ikinci kez 11.4.1997 tarihinde tekrar evlenerek 03.11.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 19.6.2008 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 03.11.2006 tarihine kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu S.S....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.12.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu