Davacı tarafın tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası ve maddi-manevi tazminat kararına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusur durumu, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat ile iştirak nafakası miktarlarının az olmadığı, davacı kadının Ebe olarak çalışması, asgari ücretin üzerinde gelirinin bulunması dikkate alındığında boşanmayla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı tarafın tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası, maddi-manevi tazminat kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, davacı kadın için aylık 1.100 TL tedbir - yoksulluk nafakası, 40.000 TL maddi, 40.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle bu yönlere ilişkin kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda tazminat ve nafaka takdirine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları birlikte dikkate alındığında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı kadının ve davalı erkeğin eşit kusurlu olduğu anlaşıldığından asıl dava ve karşı davada manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. TEDBİR ( 4721 s. TMK m. 169 ), YOKSULLUK NAFAKASI ( 4721 s. TMK m. 175 ) TALEBİ BAKIMDAN: 4721 s. TMK’ nun 175. maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; taraflar eşit kusurlu olduğundan davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. VELAYET YÖNÜNDEN 4721 s....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, Dairemiz bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda her iki tarafta kusurlu kabul edilerek davalarının kabulü ile boşanmaya davalı-karşı davacı kadın lehine yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminata karar verilmiştir. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğe göre daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....
BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Birinci Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından nafaka ve tazminatların miktarı yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Dairemizin 17.10.2022 tarih ve 2022/5610 Esas, 2022/8250 Karar sayılı kararıyla tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden bozulmasına, kadının sair temyiz itirazlarının reddiyle, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir. B....
Yukarıda açıklanan sebeplerle, yerel mahkemece verilen maddi - manevi tazminat ve nafaka ile kusur yönünden verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davalının istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden istinaf talebinin kısmen kabulüyle aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir....
Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı kadının, davalı-davacı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur belirlemesi ile yazılı şekilde tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmadığı, tarafların 24.03.2015 tarihli celsede nafaka ve tazminat taleplerinden feragat ettiklerinden kadın lehine yoksulluk nafakası verilemeyeceği, davalı-davacı erkek vekil ile temsil edilmediği halde, erkek yararına vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu" şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına, diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davacı-davalı kadın, Dairemizin kararına karşı süresinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur....
Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında takdir edilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğu anlaşıldığından davacı karşı davalı kocanın bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılarak hakkaniyete uygun yoksulluk nafakası , maddi ve manevi tazminat takdirine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesince belirlenen nafaka ve maddî tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu, ödeyecek maddî durumunun olmadığını ileri sürerek kararın belirtilen yönlerden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir. 2. Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, manevî tazminat talebinin reddinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğin, kadının ilk evliliğinden olan çocuğu N.'...
Bu husus gözetilmeden kadının az kusurlu kabulü doğru olmamıştır. 2- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat (... m. 174/1) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3- Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür....